Hipertansiyon Kroniktir Ama Doğru Önlem ve Tedavilerle Yaşam Kalitesini Arttırabilirsiniz

Atar damarlarımızdaki kan basıncının, normal değerlerden yüksek ölçülmesine hipertansiyon denir. Halk arasında; ‘’tansiyon hastalığı’’ veya ‘’yüksek tansiyon’’ olarak bilinen hipertansiyon yaygın bir halk sağlığı sorunudur ve toplumun önemli bir bölümü bunun farkında değildir.

Hipertansiyon Önlenebilir ve Tedavi Edilebilir Kronik Bir Hastalıktır

Hipertansiyon; kalp hastalıkları, felç, böbrek hastalığı, erken ölüm ve hayat kalitesinin düşmesi gibi durumlarla ilişkili olup sağlık ve ekonomi alanında önemli bir yük oluşturmaktadır. Bununla birlikte, hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir kronik bir hastalıktır.

Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir ve Hastalık Nasıl Tespit Edilir?

Peki, hangi kan basıncı değerlerine ‘’yüksek tansiyon’’ diyoruz? Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, ölçülen kan basıncı değerleri, büyük tansiyonun 140 ve üzeri, küçük tansiyonun 90 ve üzerinde olması ‘’hipertansiyon’’ olarak adlandırılır. Sabah uyandıktan sonra, yaklaşık on dakika oturma süresi sonunda ölçülen kan basıncı, en doğru tansiyon değerini yansıtır.

Hipertansiyon genellikle herhangi bir belirti ve bulgu göstermeden, normal bir hekim muayenesi esnasında tespit edilmektedir.

Baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı, görme bozukluğu hipertansiyonda sık görülen belirtilerdir. İlave olarak halsizlik, yorgunluk, burun kanaması, kulak çınlaması, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma daha az görülen belirtilerdir.

Hipertansiyon teşhisi konan hastaların çoğunda (% 90), kan basıncının neden yükseldiği bilinmemektedir. Az bir bölümünde ise kronik böbrek hastalıklarına, böbrek üstü bezi hastalıklarına, çeşitli ilaçların kullanımına, aşırı alkol veya kahve tüketimine, yoğun stres altında kalma gibi nedenlere bağlı olarak hipertansiyon görülebilmektedir.

Hipertansiyonu olan kişilerin hekimin uygun görmesi halinde, ayrıntılı kan -idrar tahlilleri, kalp incelemeleri ve göz muayeneleri yapılmalıdır. Kan basıncı yüksek olan bireylerde aynı zamanda şeker hastalığının da olması kalp, beyin, böbrek, göz gibi kimi organlarda ciddi ve geriye dönüşü mümkün olmayan tahribatlara neden olmaktadır. Bu nedenle hekim kontrolünde gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır.

Hipertansiyon Hastalığı Olan veya Risk Grubunda Yer Alan Bireyler Yaşam Şeklini Değiştirmelidir

Çeşitli önemler alınarak hipertansiyon ile mücadele etmek mümkündür. Peki, bu önlemler nelerdir?

İdeal Vücut Ağırlığı: Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde erişkin nüfusun % 65’inin normal vücut ağırlığının üzerinde olduğu (% 35 fazla kilolu, % 30 şişman) bilinmektedir. Eğer kişi aşırı kilolu ve yüksek tansiyon sorununa sahipse ise uygun kiloya inmesi veya en azından kilo vermesi (ağırlığının en az %  5–10’u kadar kilo kaybı) gerekmektedir. Bu sürecin uzman bir diyetisyen kontrolünde planlanması akılcı ve bilimsel bir yaklaşım olacaktır.

Tuz kısıtlaması: Normal olarak, alınması gereken tuz miktarı günlük 6 gramı geçmemelidir. Ancak ne yazık ki ülkemizde kişi başına günlük tuz tüketimi 15 gram civarındadır ve bunun hipertansiyon ile doğrudan bağlantılı olduğu kanıtlanmıştır.

Sağlıklı beslenme: Hipertansiyonu olan bireylerin beslenmesinde ağırlıklı olarak sebze ve meyve, az yağlı besinler, tam tahıl, sebze kaynaklı protein ve haftada en az iki kez balık yer almalıdır. Çabuk tüketilen, işlenmiş ve aşırı yağ, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.

Sigaranın bırakılması: Kan basıncı yüksek olan bireylerin sigara kullanmaması, kullanıyor ise mutlaka bırakması tavsiye ve teşvik edilmelidir. Sigara bırakma kalp ve damar hastalığı riskini azaltmada en etkili önlemlerden biridir. Ne yazık ki sigara içme oranı, ülkemizde halen yüksektir ve genç nüfusumuzda bu oran artmaktadır.

Alkol kısıtlaması: Hipertansiyonu olanların alkol kullanması önerilmemektedir.

Hareketli yaşam: Hastalara yaşına ve fiziksel durumuna uygun şekilde düzenli fiziksel aktivite/egzersiz yapması tavsiye edilmektedir. Genel olarak haftada en az beş kez 30 dakikadan az olmayan aktivite önerilmektedir. Buna ek olarak gün boyunca da hareketli bir yaşam öğütlenmektedir.

Stres yönetimi: Davranışların düzenlenmesi ve gevşeme tekniklerinin uygulanması tansiyonun kontrol altına alınmasında değerlidir.

Tüm bunlara ilave olarak hekim tarafından önerilen, hipertansiyona yönelik ilaç tedavisi düzenli olarak sürdürülmeli, tavsiye edilen aralıklarla kontrole gidilmelidir.

Hipertansiyon; kronik bir hastalık olduğu için, tedavisi ve takibi ömür boyu devam etmelidir.