Kanser Tedavisinde Radyolojik Görüntüleme Yöntemleri

Radyografi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme metotları kanserin yerleşim yeri ve tipine göre tercih edilmektedir. Bazı durumlarda birden fazla görüntüleme yöntemi kullanılarak kanser tanısına ulaşılabilmektedir. İleri teknolojik cihazlar sayesinde tümör çok küçük boyutlarda tespit edilebilmekte ve tanı yanılması ya da gecikmesi gibi istenmeyen durumlar önlenebilmektedir.

Radyolojik Tarama Yöntemleri ile Kansere Bağlı Ölüm Oranları Azaltılıyor

Radyoloji ve diğer tıbbi branşların en önemli hedefi tümörü erken evrede yakalayabilmek ve bu sayede tedavi başarısını ve yaşam süresini artırmaktır. Bu amaçla yapılan kanser taramasında, hastaya en az zarar veren ve en az radyasyon dozuna sahip radyolojik tanı yöntemleri kullanılır ve bu yöntem önemli başarıya sahiptir. Günümüzde en sık görülen kanser olan akciğer kanseri taramasında akciğer grafisi ve ağır sigara kullanımı bulunan riskli hasta gruplarında düşük radyasyon dozlu BT kullanılmaktadır. Bu sayede ağır sigara içen hastaların akciğer kanserinden ölüm oranı %20 azalmıştır. Aynı zamanda akciğerde tespit edilen kanserleşmemiş nodüllerin takibi ve değişikliklerin tespiti yine düşük radyasyon dozlu BT ile yapılabilmektedir. 40 yaş üstü kadınlarda meme kanseri taramasında kullanılan mamografinin erken evre kanser teşhisi sayesinde meme kanserinden ölüm oranında %30 azalma sağladığı gösterilmiştir. Özellikle ailesinde kanser geçmişi bulunan yüksek riskli bireylerde doğru radyolojik tarama yöntemleri ile kanser araştırması belirli aralıklarla mutlaka yapılmalıdır. 

Biyopsi Yapılmadan İleri Teknoloji Yöntemleri İle Tümör Tipi Tespit Edilebiliyor

Kanser varlığında BT ve MR tümörün iyi ya da kötü huylu olup olmadığının, büyüklüğünün, çevre organlar ile olan ilişkisinin, ameliyat ile çıkarılabilirliğinin ve diğer organlara olan yayılımının tespitinde önemli bilgiler sağlamaktadır. Ayrıca pozitron emisyon tomografisi (PET-BT) ile tüm vücut taranarak tümörün yayılımı tespit edilir ve tümör derecelendirmesi yapılır. Bu sayede tümörün tedavi yöntemi (cerrahi ya da ilaç ile tedavi) belirlenerek hastaya en faydalı ve başarı oranı en yüksek olan yol takip edilir.

Tespit edilen tümörün patolojik tanısına ulaşmada da radyoloji önemli rol üstlenmektedir. Tiroid, meme, karaciğer, prostat gibi organlarda yerleşmiş tümörlere ultrasonografi,  akciğer ve pankreas tümörlerinde ise BT eşliğinde biyopsi işlemi yapılarak doku tanısı elde edilebilmektedir. Günümüzde özellikle karaciğer tümörlerinde MR kullanılarak biyopsi yapılmadan tümörün tipi büyük oranda tespit edilebilmektedir. Beyin tümörlerinde tümör tipi, derecesi ve metabolik-biyokimyasal yapısı ileri beyin MR görüntüleme yöntemleri (MR spektroskopi, MR perfüzyon, difüzyon MR) ile biyopsi yapılmadan belirlenebilmektedir. Ayrıca bu yöntemler ile takip incelemeler yapılarak tümörün büyüklüğünde ve evresinde olabilecek değişiklikler ortaya konabilmektedir.

Radyolojik Tanı Yeni Tedavi Planlarının Oluşturulmasına Rehberlik Ediyor

Kanser hastalarının cerrahi tedavi sonrası tümör nüksünün ve metastaz oluşumunun belirlenmesi ya da kemoterapi sonrası mevcut tümörün tedaviye verdiği cevabın değerlendirmesi ancak belirli aralıklarla tekrarlanan radyolojik tanı yöntemleriyle yapılabilir.  Bu sayede tedavi sonrası oluşabilecek nüks ya da metastaz gibi istenmeyen durumların erken teşhisi yapılarak yeni tedavi planlamasının erken yapılması sağlanır.

Günümüzde hızlı ve doğru tanıya ulaştıran ileri teknoloji radyoloji cihazlarının yaygınlığının artması, kanser hakkında geçmişe göre çok daha fazla bilgiye sahip olmamız, yoğun çalışmalar sayesinde bilgilerimizin ve yeni radyolojik tanı tekniklerinin artması kanser ile başa çıkmamızda bizlere yardımcı olmaktadır. Bu konuda güncel, teknolojik ve doğru radyolojik tarama ya da tanı yöntemlerinin kullanılması, alanında uzman ve tecrübeli radyologlar tarafından değerlendirilmesi en önemli husustur. Kanser hastalarının radyolog, medikal onkolog ve diğer ilgili branş doktorları tarafından beraber değerlendirilmesi ve ortak karar almaları hasta yönetiminde başarıyı artırmaktadır.