Kadınlarda öksürme, hapşırma ve gülme durumlarında idrar kaçırma sorunu sıkça görülebilmektedir.
Günümüzde özellikle yaşı ilerleyen kadınlarda tespit edilen stres tip idrar kaçırma durumu, %50’ye yakın oranda görülüyor. Öksürme, hapşırma ve gülme durumlarında istemsiz şekilde yaşanan bu durumda üretra dediğimiz idrar yolundaki gevşekliği azaltan ameliyatlar yapılabiliyor ancak Üroloji hekimimiz Doç. İbrahim Buldu önderliğinde gerçekleştirilen yenilikçi uygulama ile idrar kaçırma sorunu yaşayan hastamız en aza indirilen komplikasyon riski ile sağlığına kavuştu!

Oldukça genç olmasına rağmen tansiyon yüksekliği, karaciğer yağlanması ve hareket kısıtlılığı gibi problemlerin yanı sıra başka sağlık sorunlarıyla da mücadele eden ve çocukluğundan beri fazla kiloları olan 18 yaşındaki genç hastamız, Prof. Dr. Kemal Arslan ve ekibi tarafından yapılan başarılı bir tüp mide ameliyatı sonra şifa ile taburcu edildi.
Obezitenin, 2013 yılından itibaren Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık otoriteleri tarafından bir hastalık olarak kabul edildiğini ve tedavi edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kemal Arslan, obezitenin boy ve kiloya dayalı vücut yağı ölçüsünün (vücut kitle indeksi) 30 veya daha yüksek bir değere sahip olduğu, sağlık açısından risk oluşturan vücutta yoğun yağ birikimi olarak tanımlandığın ifade etti. Prof. Dr. Kemal Arslan, vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan bireylerin “morbid obez” olarak tanımlandığını ve bu durumda diyet ve sporun etkinliğinin çok düşük olduğunu, dolayısıyla ameliyatın gerekliliğini vurguladı.
Son yıllarda obezitenin, ülkemizde salgın gibi arttığını ve dünya genelinde obezite artış hızında birinci sıraya yükseldiğimizi belirten Prof. Dr. Kemal Arslan; obezitenin sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal açıdan da ciddi problemlere yol açtığını söyledi. Obezite hareket kısıtlılığı, devamlı halsiz ve yorgun hissetme, nefes darlığı, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, insülin direnci, şeker hastalığı, idrar yolu hastalıkları, diz eklemi, bel ve sırt ağrıları, ciltte döküntü, enfeksiyon, sivilce, uyku apnesi, horlama, uyku bozukluğu, depresyon ve sosyal izolasyon gibi problemlere neden olmaktadır. Görüldüğü üzere obezitenin etkilemediği organ ve doku yoktur. Yapılan çalışmalarda, obezitenin beklenen yaşam süresini 10 yıl azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca bu hastaların normal bireylere göre hastaneye başvuru ve yatış oranlarının 12 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir dedi.
Prof. Dr. Kemal Arslan, tüp mide ve by-pass ameliyatlarının, diyet ve egzersizle kilo veremeyen hastalar için Medova Hastanesi’nde başarıyla uygulandığını belirtti. Bu ameliyatlar sonrası hastaların fazla kilolarının yaklaşık %70-80 oranında kilo kaybı yaşadığını ve ideal kilolarına ulaştığını söyledi. Prof. Dr. Kemal Arslan, bu tür ameliyatlar için hastanenin altyapısının uygun olması gerektiğini ve ameliyatların Sağlık Bakanlığı tarafından Obezite Cerrahisi Uygulama Sertifikalı hekimler tarafından yapılması gerektiğini de vurguladı.


26 Haftalıkken dünyaya merhaba diyen Efnan Ela bebek, doğar doğmaz Prof. Dr. Rahmi Örs önderliğinde yenidoğan yoğun bakım ünitemizde tedavi edilmeye başlandı. Erken doğan bebeklerde kalıcı görme kaybına neden olan prematüre retinopatisi hastalığı teşhisi konulan Efnan Ela bebek, Prof. Dr. Berker Bakbak önderliğinde başarılı geçen ameliyatın ardından 67 günlükken taburcu edildi.
Gebeliği boyunca erken doğum riskinin olduğunu bildiğini dile getiren Efnan Ela bebeğin annesi; “Erken geleceğini biliyordum ama bu kadar erken geleceğini tahmin edemiyordum. İlk bebeğimiz olduğu için hamileliğimi öğrendiğim günden beri hazırlığım vardı. İlk bebek, ilk heyecan, gördüğüm şeyleri alıyordum ama mobilya almamıştık. Prematüre doğduğu için aldığımız kıyafetleri giydiremedik.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
“67 gün hastanede geçti. Çok zorlu bir süreçti. Bu süreci sadece prematüre anneleri anlayabilir. Annelik her zaman bir kahramanlıktır ama prematüre annesi olmak süper kahramanlıktır. Bu kapıda beklemek çok zordu. Onu bırakıp eve dönmek çok acı verici bir duyguydu. Burada Efnan Ela’ya yapılan tedavinin yanında bana da psikolojik olarak çok destek olundu. Bebeğini bırakıp gidiyorsun, risk çok fazla ama hemşireler, Rahmi hoca ailemiz gibi oldu. Benim karnımda büyümesi gereken zamanda burada bilgili bir doktorla ve tecrübeli hemşirelerle büyüdü.”
Dünyaya 970 gram olarak gelen bebeğinin 1900 gram olarak taburcu edildiğini belirten anne, kucağına alıp eve gittikten sonra da ekiple iletişiminin devam ettiğini söyledi. Efnan Ela’nın gözlerinden bir operasyon geçirdiğini, artık 9 aylık sağlıklı bir bebek olduğunu belirterek “Şu an bu kapıda bekleyen belki binlerce anne var. Onlara, ‘Hiç korkmayın. Ben çok ağlıyordum ama bu süreç bitiyor.’ diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Hastanemizin yenidoğan yoğun bakım ünitesi sorumlusu Prof. Dr. Rahmi Örs, Efnan Ela doğduğunda akciğer gelişimi için gerekli tedavilerin uygulandığını anlatarak şunları kaydetti:
“33 günlük entübasyon sürecinden sonra 67 gün ünitemizde misafir ettik, sonra sağlıkla mezun ettik. Bu bebekler için ‘taburcu’ denmiyor. Prematüre bebekler için ‘mezun oldu.’ diyoruz. Bir öğrencinin mezun olmasındaki anne-baba, öğretmen faktörü gibi yenidoğan yoğun bakım servisinde de ailenin, hemşirenin, doktorun hatta temizlik personelinin çok büyük katkısı var. Her saniyesi çok uzun.”
Tedem Koleji Erenköy Kampüsü ilkokul öğrencilerinin resim çalışmaları ile 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü Resim Sergimizi okul müdürü İlknur Orakcı, müdür yardımcısı Ahmet Sarıç, görsel sanatlar öğretmeni Tuğçe Kılınç ve Başhekim Yardımcısı Mehmet Çelik eşliğinde gerçekleştirdik.
Atamıza özlem, saygı ve minnetle…


