Monthly Archives Şubat 2022

Bel Fıtığı, Tedavisi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adı verilen yapının sinirlerin ve omurliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır.

Bel Fıtığı Risk Grupları;

  • Ailesinde bel fıtığı olanlar,
  • Kilolu olanlar,
  • Sigara içenler,
  • Ağır kaldıranlar ya da ağır kaldırarak spor yapanlar,
  • Trafik kazası ya da düşme gibi büyük travma geçirenler,
  • Yanlış egzersizler,
  • Uzun süre oturarak çalışanlar.

Bel Fıtığı Hangi Yaş Grubunda Daha Çok Görülmektedir?

  • 30-35 yaş aralığında daha sık görülür.

Bel Fıtığı Ameliyat Yöntemleri

En çok altın standart olan mikro cerrahi yöntemi ile diskektomi ameliyatı tercih edilir. İkinci sıklıkta endoskopik diskektomi ameliyatı tercih edilir.

Mikro cerrahi yöntemde küçük bir kesi (1,5-2cm) yapılır. Mikroskop altında hasarlı alan defalarca büyütülmüş olarak görülür ve fıtık bu küçücük alandan çıkartılır.

Bel Fıtığı Ameliyatı Riskli Midir?

Anesteziye bağlı riskler mevcut olduğu gibi ameliyat sırasında sinir hasarı, omurilik zarı zedelenmesi, fıtığın çıkarılamaması gibi riskler de vardır. Ameliyat sonrasında yara yeri enfeksiyonu, akıntı gibi riskler de vardır. Ameliyat mikroskop altında yapıldığı için bu risk yüzdeleri çok düşüktür.

Bel Fıtığında Ne Zaman Ameliyata Başvurulur?

Bacakta veya ayakta kuvvet ve his kaybı ortaya çıkarsa, istirahat etmekle, ilaç kullanmakla geçmeyen ağrıları olan hasta fizik tedaviden de fayda görmüyorsa ameliyat kararı verilir.

Bel Fıtığında Korse Kullanmalı Mı?

Bel fıtığına bağlı akut bel ağrılarında korse kullanılabilir. Korse beli sıcak tutar, emniyet hissi verir ve hastaya hastalığını hatırlatarak bir nevi uyarıcı görevi görür. Beldeki deformiteyi düzeltir ve önler. Böylece disk içi basıncı azalır. Ancak uzun süre korse kullanılması uygun değildir. Bel kaslarında tembellik yapar.

Bel Fıtığında Yatak İstirahati İşe Yarar Mı?

Kısa süreli yatak istirahati (2-3 gün) verilir. Uzun süreli istirahat kas-iskelet, kalp-damar ve beyin ve sinir sisteminde bozulmalara yol açar.

Ağır Kaldırma Bel Fıtığına Sebep Olabilir Mi?

Sırt ve bel kasları zayıfladığı zaman kaldırılan ağır yük, omurga tarafından dengelemeye çalışılır ve bel fıtığına zemin hazırlar. Düzenli egzersiz bel fıtığı oluşumunu engeller.

Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

Ameliyattan 6 saat sonra hasta yürütülür ve 1 gün sonra taburcu edilir. Ağır işte çalışmıyorsa, 15 gün sonra işine dönebilir.

Bel Ağrısı Nedenleri?

  • Bel fıtığı ve kireçlenmeleri,
  • Duruş bozukluğu,
  • Eklem bağ ve kaslardan kaynaklanan ağrılar,
  • İltihaplı romatizmalar,
  • Bel omurlarının kaymaları ve kırıkları,
  • Süt hastalığı gibi enfeksiyon durumlar,
  • Belin kendisinden veya başka organdan sıçramayla oluşan tümörler.

Bel Ağrısı Nasıl Geçer?

Bel ağrısı tedavisi, nedenine göre yapılır. Ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, anti-romatizmal ilaçlar kullanılır. Fizik tedavi uygulamaları, manuel terapiler, lokal enjeksiyonlar, cerrahi uygulamaları.

Bel ve Sırt Ağrılarında Hangi Sporlar Uygundur?

En uygun spor yüzmedir. Buradaki önemli konu, spor ve egzersizlerin ağrılı iken yapılmamasıdır. Yine yürüyüş yapmak, pilates bel ağrılarına iyi gelir.

Read More

Omurilik Kanal Daralması ve Tedavisi

Omurilik Kanal Daralması omurganın içindeki omuriliğin ve sinirlerin bulunduğu ve sinir köklerinin çektiği deliklerin daralmasıdır. Bu darlık omurilikten çıkan sinirlere baskı yapar. Hastalar yürüme güçlüğü çekerler. Bu darlıklar doğumsal olabileceği gibi ileri yaşlarda gelişebilir.

Omurilik Kanal Daralması Tedavisi

Hastalık çok ilerlememişse yatak istirahati, egzersizler, ilaç tedavileri uygulanabilir.

Hastalık ilerlemişse, yürüme mesafeleri kısalmışsa, yaşam kalitesi çok düşmüşse ameliyat edilmelidir.

Kanal Darlığı Tedavi Edilmezse Ne Gibi Sorunlar Doğurur?

Hastanın giderek yürüme mesafeleri kısalır, yürürken ortaya çıkan bel ve bacak ağrıları, uyuşmalar ve güçsüzlük şikâyetleri artar.

Kanal Darlığı Ameliyatı Sonrası Hasta Nelere Dikkat Etmelidir?

Vida yerleştirilen seviyelerde kemik kaynaması olana kadar hastaların koruma amaçlı korse kullanması tavsiye edilir. Bu süre ortalama altı haftadır. Hastaların belini bükerek yere eğilme, ağırlık taşıma gibi beli zorlayacak aktivitelerden kaçınması gerekir.

 

Read More

Boyun Fıtığı, Tedavisi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boyun bölgesindeki omurlar arasındaki disklerin çeşitli nedenlerle yapılarının bozularak, omurilik kanalına doğru taşmalarına verilen ismidir.

Boyun Fıtığı Sebepleri Nelerdir?

  • Boynun devamlı aynı pozisyonda tutulması,
  • Yanlış duruş ve ters hareket yapılması,
  • Travma,
  • Kasların güçsüzlüğü,
  • Boyuna aşırı yüklenmeler,
  • Hareketsiz yaşam, ilerleyen yaşa bağlı yıpranma,
  • Romatizmal hastalıklar,
  • Yanlış yastık seçimi.

Boyun Fıtığında Ne Tür Cerrahi Tedavi Uygulanır?

Boyun fıtığında önden yaklaşımla ve arkadan yaklaşımla olmak üzere iki tür ameliyat yöntemi uygulanır.

Boyun Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir ve Ameliyat Şart Mıdır?

Boyun fıtığı hafif şiddette ise tedavisi istirahat, stresten uzak durma, ağrı kesici tedaviler ve fizik tedavi ile yapılır. Ancak boyun ve kol ağrıları ilaç ve fizik tedaviye rağmen geçmiyorsa, kollarda uyuşukluk ve kuvvet kaybı varsa ameliyatla tedavi edilir.

Boyun Fıtığı Ameliyatlarında Felç Olma Riski Var Mı?

Boyun fıtığı ameliyatının doğası gereği az da olsa risk vardır. Ön ve arka taraftan yapılan ameliyatlara göre risk değişmektedir. Bu risklerin oluşmaması için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik ile çalışılması önemlidir.

Boyun Fıtığım Var Ne Zaman Ameliyat Olmalıyım?

Muayene ve tetkikler sonucunda omurilikte ezilmeye bağlı olarak hasar oluşmuşsa ve sinir köklerinin sıkışmasına bağlı kolda ağrı, uyuşma ve güç kayıpları varsa ameliyat olmalıdır.

Boyun Fıtığı Olanlar Günlük Hayatta Nelere Dikkat Etmelidir?

  • Masada otururken, bilgisayar başındayken dik oturulmalı,
  • Yürürken dik yürünmeli, baş öne eğilmemeli ve boyuna yük bindirilmemeli,
  • Boynu zorlayan sporlardan uzak durulmalı,
  • Düzenli egzersiz yapılmalı (yüzme-yürüyüş),
  • Telefon kullanırken boyun eğilmemeli,
  • Masa üstü veya tablet bilgisayar kullanımı, boynun uzun süre aynı pozisyonda kalması boyun fıtığına neden olabilir.

Masa Başı Çalışanlar Boyun Ağrılarını Önlemek İçin Nelere Dikkat Etmelidir?

  • Masa başı egzersiz yapılmalı,
  • Belli aralıklarla ayağa kalkılmalı ve yürümeli,
  • Sandalyede otururken bel iyice arkaya yaslanmalı,
  • Monitör kullanılıyorsa göz hizasında olmalı.

Boyun Fıtığı Ağrısı Nereye Vurur?

Sıklıkla omuzlara, kollara, ellere, parmaklara, sırt bölgesine, baş ve boyun bölgesine vurur.

İlerlemiş Boyun Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

  • Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı,
  • Kollarda uyuşma ve his kusuru, karıncalanma,
  • Kollarda güç kaybı,
  • Reflekslerde azalma,
  • Kollarda incelme.

Duruşunuzu Düzeltmek İçin Altın Kurallar

  • Düzenli spor, egzersiz yapmak,
  • Bilgisayar başında otururken koltuk bilgisayara yaklaştırılmamalı, sırt koltuğa yaslanmalı bu oturuş alışkanlık haline getirilmeli,
  • Uzun süreli ayakta durmak gerekiyorsa omurgaya fazla yük olmamak için aralıklı hareket edilmeli, çok az sürede olsa oturup dinlenilmeli,
  • Yerden yük alırken bel değil dizler bükülmeli, yükü bırakırken önce dizler bükülmeli, ardından yük bırakılmalı,
  • Zedelenen veya yorulan kasların dinlenmesi için düzenli bir uyku düzenini oturtmak gerekir.

 

Read More

Birim Tanıtımı

Çocuk Cerrahi ve Üroloji

Çocuk Cerrahi

Çocuk Cerrahi, gebelik döneminden başlayıp ergenlik çağını da içine alan bir yaşam süresi içerisinde görülen ve cerrahi girişimle düzeltilebilen hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ile uğraşan bir tıp uzmanlık dalıdır. Bu hastalıklar doğumsal bozukluklara bağlı oluşabileceği gibi doğumda var olmayıp sonradan da (çocukluk döneminde) ortaya çıkabilirler.

Kazalar, tümörler ve enfeksiyöz/iltihabi durumlar sonradan oluşan hastalıkların belli başlılarıdır. Çocuk cerrahi ile ilgili hastalıklar genellikle solunum, sindirim ve boşaltım/üreme sistemlerini etkilemekte olup karın duvarı/kasık bölgesi, deri, yumuşak dokular ve baş/boyun bölgesinden de köken alabilirler.

Çocuk cerrahinin ilgi alanına giren hastalıkların bazılarında ameliyata gerek kalmadan tedavi mümkünken, çoğunda; açık ya da kapalı (endoskopik) yöntemle uygulanan ameliyatların yapılması gerekmektedir. Bu ameliyatlar, genellikle, belli bir araştırma ve hazırlık döneminden sonra yani “elektif” koşullarda yapılırken, bazı durumlarda yaşamı kurtarmak veya organ ve dokuları korumak için “acil” koşullarda ameliyat yapılması gerekmektedir.

Çocuk cerrahi uzmanı, yukarıda belirtilen tüm durumları; almış olduğu eğitim, edindiği deneyimler ve elindeki olanaklar (ekip ve ekipmanı) temelinde sentezleyip çocuğun sağlığı için en uygun şekilde kullanır. Bunu yaparken çocuğun haklarına saygılı davranması en önemli özelliklerinden birisidir.

Çocuk cerrahlarının uğraştığı belli başlı hastalıklar; doğumsal ve edinsel olmak üzere iki grup halinde özetlenebilir.

Doğumsal Hastalıklar

Annenin çocuğa gebe olduğu dönemde başlayan bu hastalıklar; baş, boyun, göğüs, karın, anüs (makat), kasık ve genital bölgelerden köken almış olabilir. Bu grupta yer alan belli başlı hastalıklar:

  • Yemek borusunun doğuştan tıkalı olması ya da yokluğu (Özofagus Atrezisi),
  • Karın ve göğüs boşluğunu ayıran zarın delik olması (Diyafragma Fıtığı),
  • Bağırsakların belli bir bölümünün tıkalı olması (İntestinal Atrezi),
  • Karın ön duvarının açık olması ve karın içi organlarının buradan dışarı çıkması (Omfalosel, Gastroşizis),
  • Göbek fıtığı (Umbilikal Herni),
  • Dışkı yapılan yerin kapalı olması (Anal Atrezi),
  • Safra yollarının yokluğu (Biliyer Atrezi),
  • Üst idrar yollarındaki darlıklara bağlı böbrek genişlemeleri (Hidronefroz),
  • Alt idrar yolundaki darlıklar (Posterior Üretral Valf),
  • İdrar deliğinin açılma yeri ile ilgili bozukluklar (Hipospadias, Epispadias),
  • Testisin yerinde olmayışı (İnmemiş Testis),
  • Cinsiyet gelişim bozuklukları.

Edinsel Hastalıklar

Doğum sırasında var olmayıp, erişkinliğe doğru devam eden süreçte çevresel etkenlere veya gelişimsel bozukluklara bağlı olarak sonradan ortaya çıkan bu hastalıkları birkaç alt grupta sınıflandırmak mümkündür.  Bu hastalıklar; baş, boyun, göğüs, karın, anüs (makat), kasık ve genital bölgelerden köken alabilirler. Kazalar, tümörler ve enfeksiyöz hastalıklar bu gruba girerler.

Çocuk Üroloji

Bireyin anne karnından başlayıp ergenlik sonuna kadar devam eden yaşam sürecinde görülen ve boşaltım/üreme sistemini (genitoüriner sistemi) etkileyen hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ile uğraşan bir tıp uzmanlık dalıdır. Bu hastalıklar, anne çocuğa hamileyken başlayabildiği gibi, diğer bir deyişle doğumsal olabildiği gibi çevresel/gelişimsel etkenlere bağlı olarak sonradan da ortaya çıkabilir yani edinsel de olabilir.

Günümüzde, gebeliklerin daha yakın ve dikkatli izlenmesinin bir sonucu olarak çocuk ürolojisi ile ilgili doğumsal hastalıklara daha erken tanı koyulabilmekte, dolayısıyla daha etkin bir izlem ve tedavi yapılabilmektedir. Bu grupta yer alan belli başlı hastalıklar:

  • Üst idrar yollarındaki darlıklara bağlı böbrek genişlemeleri (Hidronefroz),
  • Böbreğe idrar kaçması (Vezikoüreteral Reflü),
  • İdrar kanalında darlık (Üreterovezikal Darlık),
  • Alt idrar yolundaki darlıklar (Posterior Üretral Valf),
  • İşeme bozuklukları (Disfonksiyonel İşeme),
  • İdrar deliğinin açılma yeri ile ilgili bozukluklar (Hipospadias, Epispadias),
  • Sünnet derisi hastalıkları (Fimozis, Parafimozis, Balanit),
  • Testisin yerinde olmayışı (İnmemiş Testis), cinsiyet gelişim bozuklukları.

Bunların dışında, boşaltım/üreme sistemini ilgilendiren gerek kazalara bağlı yaralanmalar, gerekse tümör ve enfeksiyöz hastalıklar da çocuk ürolojisi alanı içerisine giren edinsel (doğumdan sonra oluşan) hastalıklardır.

Read More