Monthly Archives Ocak 2022

Accent V-Shape Nedir?

Yaşlanmayla birlikte yüzde sarkma oluşan ve belirginliğini kaybeden yüz hatlarını keskinleştirmek isteyen hastalar için ideal bir sistemdir. Ultrason ve radyofrekans bir arada kullanılır. Dokuda enine yayılan ultrason dalgaları ile yağ dokusunun fazla olduğu bölgelerde yağ hücreleri parçalanır. Ultrason ardından uygulanan radyofrekans enerji ile cildin kollajen üretimi uyarılarak cilt kalitesinde artış sağlanır. İşlem yaklaşık 20 dakika sürer. Cildin durumuna ve sorunlara bağlı olarak 2 hafta arayla ortalama 4-6 seans uygulanabilir. En sık yüzde germe, çene hattı ve gıdık bölgesinin şekillendirmede kullanılmakla birlikte, bölgesel yağların azalması istenen göz çevresi, boyun, kalça, diz, bel, karın, koltuk altı gibi alanlara da uygulanabilir. İşlem sonrasına günlük hayata hemen geri dönülebilir.

Read More

Yüz Germe Nedir?

Özellikle yaş almayla birlikte doğal olarak yüzün görünümünde de bazı değişiklikler yaşanmaktadır. Zaman içinde cildin elastikiyetini kaybetmesiyle birlikte cilt daha gevşek bir hale gelmektedir. Bununla birlikte bazı bölgelerde yağ birikintileri azalırken, bazı bölgelerde artma gözlemlenir. Bu noktada yüz germe ameliyatları istenen görünüme ulaşmak için fayda sağlayabilmektedir. Yüze daha genç bir görüntü sağlamak amacıyla gerçekleştirilen yüz germe (ritidektomi) ameliyatları çoğunlukla kozmetik amaçlı gerçekleştirilen cerrahilerdir.

Yüz Germe Ameliyatında Hangi Yöntemler Kullanılır?

Yüz germe için ameliyatsız bazı alternatifler bulunsa da yüz germe cerrahi bir işlemdir. Dolayısıyla doğru hasta seçimi ve öncesinde yapılacak muayene son derece önem taşımaktadır. İhtiyaçlar doğru olarak ortaya konulamadığında ameliyatsız teknikler yetersiz düzeltmelerle sonuçlanmaktadır. Kesin bir sınır olmamak ile beraber ortalama 50 yaşından itibaren yetersiz kalabilmektedir.

Alın Germe (Frontal Lift) ve Kaş Kaldırma

Kaş ve üzerindeki alın bölgesine açık veya endoskopik olarak müdahale edilmesi işlemidir.

Şakak Germe (Temporal Lift)

Göz kenarı ve kaş kenarına yapılan müdahaledir.

Orta Yüz Germe (Midface Lift)

Alt göz kapağı bölgesinden girilerek sarkmış yanak bölgesinin tekrar askılama işlemidir.

Yüz Germe (Ritidektomi, Face Lift)

Kulak sınırından başlayan bir kesi ile cilt altındaki dokunun şekillendirilmesi ve fazla cildin çıkartılması işlemidir.

Boyun Germe (Neck Lift)

Sıklıkla yüz germe ile beraber kesi hattının kulak arkasına uzatılması ve çene altından yapılan kesi ile boyun bölgesinde cilt altı dokunun sıkılaştırılması ve fazla cildin çıkartılmasını içermektedir.

Yüz Germe Ameliyatı Öncesinde Nelere Dikkat Edilmeli?

Cerrahi öncesinde doğru hasta seçimi ve hastaya uygun yöntemin belirlenmesi yapılacaklar listesinde ilk sıralarda yer almaktadır. Hastanın/danışanın ana şikâyeti belirlenmeli ve beklentisinin gerçekçi olduğu konusunda hemfikir olmak da son derece önemlidir.

Hastanın/danışanın detaylı tıbbı geçmişi değerlendirildikten sonra kanamaya ve yara iyileşmesinde gecikmeye sebep olabilecek kullanılan ilaç, bitkisel ürünlerin kullanımı bırakılması gerekmektedir. Bu noktada hekimin yönlendirmeli doğrultusunda hareket edilmelidir. Ayrıca yüz germe işlem öncesinde sigara kullanılıyorsa bırakılmasında da yarar vardır.

Yüz Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Yüz germe ameliyatları genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Kulak ön sınırından yapılan kesi ile girilerek cilt altındaki smas denilen yapının şekillendirmesini yapıldıktan sonra fazla cilt dokusunun çıkartılması şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sıklıkla şakak ve boyun germe eşlik edebilir ve kesi hatları şakak bölgesine ve kulak arkasına doğru uzatılır.

Yüz Germe Ameliyatı İle Birlikte Yüze Başka Estetik Uygulamalar Yapılabilir mi?

Yüz germe ameliyatları sırasında, hastanın/danışanın yüzünde hacim kaybı varsa yüze yağ enjeksiyonu ile hacim artırılabilmektedir. Beraberinde göz kapağı estetiği, burun estetiği gibi cerrahi işlemler de aynı ameliyat sırasında yapılabilmektedir.

Daha Önce Estetik Uygulama Yapılmış Yüze, Germe Ameliyatı Yapılır mı?

Yüz germe ameliyatı kişinin yüzünde 10-20 yaş gençleşme yaratabilmektedir. Ancak ameliyattan sonra yaşlanma ve yaşlanmanın etkileri tekrar başlayacaktır. Zira güneş ışınları ve yer çekimi cildin yaşlanması için değiştirilemeyen faktörlerdendir. Dolayısıyla güneş ışınlarının zararlı etkilerini azaltmaya yönelik önleyici çalışmalar yapması önemlidir. Etkileri uzun yıllar sürmesine rağmen ileride talepler doğrultusunda tekrar yüz germe işlemi yapılabilmektedir.

Yüz Germe Ameliyatı Sonrasında Nelere Dikkat Edilmeli?

Ameliyat sonrası özellikle erken dönemde tansiyonu yükseltip kanamaya sebep olacak manevralardan kaçınmak gerekmektedir. Ödem ve morarmaların daha az olması için buz uygulaması ve başın bir miktar yukarıda tutulması önemlidir. Yara iyileşmesini geciktirecek ilaç ve maddelerden (sigara) uzak durulmalıdır. Bunun yanında hekimin belirttiği tavsiyelerine harfiyen dikkat edilmesi de son derece önemlidir.

Yüz Germe Ameliyatında Sonuçlar Ne Zaman Alınır?

Ameliyat sonrası erken dönemde ödem ve kanamalar oluşabilmektedir. Asimetrilik göze çarpabilir. Ancak tüm bu şikâyetler ilk haftada göze çarpabilir. Bunlar çoğunlukla ilk hafta içinde düzelecektir. Yüzün oturması ve nihai halini alması için beklenilmesi gereken süre yaklaşık 3-6 aydır.

Mini Yüz Germe Estetiği Nedir?

Mini yüz germe estetiğinde de, yüz germe ameliyatıyla benzer kesiler kullanılmaktadır. Ancak burada derinin kaldırıldığı bölüm daha sınırlıdır. Bu işlem genel anestezi gerektirmeden sedasyon altında ve bölgesel uyuşturma ile yapılabilmektedir. Çene kenarı ve boyun bölgesindeki deformasyonlar sorunları bu şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Mini yüz estetiğinde iyileşme süresi daha hızlıdır ve yüzün doğallığını bozmadan uygulanabilen bir yöntemdir.

Read More

Yara İzi Tedavisi Nedir?

Yara izleri (skar), kişinin dış görünümdeki estetiğini bozmaları, istenmeyen anıları hatırlatmış olmaları ve çoğu kez de kaşıntı-kabarma gibi şikayetlerin sebepleri olurlar. Bu nedenle de hem tedavi amaçlı olarak hem de estetiği sağlayabilmek için, tedavileri plastik cerrahi açısından her zaman önemli bir yer tutmaktadır.

Kazalara, yanıklara, geçirilmiş cerrahi işlemlere ya da kişinin kendi vücudunda yaptığı travmalara bağlı olarak oluşabilen izlerin tedavisinde her geçen gün gelişen teknolojik uygulamaların hedefi izi en belirsiz hale getirmektir.

İzin tedavisi, izin oluş şekli, oluş zamanı, yaralayıcı alettin türü, yaralanma sonrası uygulanan tedavi, kişinin vücudunun yaraya verdiği reaksiyon gibi bir çok etkene bağlıdır. İz tedavisindeki protokollerde bu etkenlere bağlı olarak değişmektedir. Plastik cerrahi sanatının hedefi, izi en az belirsiz hale getirmektir. Bu konuda çeşitli araştırmalar devam ederken, biz plastik cerrahlar yaptığımız operasyonlarda izleri saklamayı ve olabilecek en estetik sonucu yakalamayı hedefleriz. Ancak, acil cerrahi olaylardan, kazalardan, bıçak, cam, falçata, jilet gibi tedavi edilmemiş kesici alet yaralanmaları sonrasındaki bazı yaraların iyileşme izleri gerçekten kabul edilebilir gibi değildir. Tedavide bu izleri daha belirsiz hale getirmeye çalışırız.

Tedavilerin zamanlaması da yaranın durumuna ve hastaya göre planlanmaktadır. Bazı yaralarda tedaviye hemen başlanabilirken, bazılarında yara olgunlaşması olan ortalama 6 ay beklenebilir. Bunun kararını sizi muayene eden hekim vermelidir.

Yara Nasıl En Az İzle Tedavi Edilir?

Öncelikle yaranın ilk müdahalesi doğru olarak yapılmalıdır. Kesi alanı cerrahi kesilerdeki gibi temizlenmeli, yara kenarları düz hale getirilmeli ve yara katlarına uygun olarak en uygun sütür materyali ile kapatılmalıdır.

Tedavi sonrası uygun bakım ve kontrollerin doktorunuzun belirttiği programla yapılması ikinci esastır. Özellikle kol, bacak gibi yarada gerginlik oluşabilecek bölgelerde iz oluşumu daha fazladır. Bu bölgelerde tedaviden sonra gerginlik azaltıcı pozisyonlar yaranın daha az izle sonuçlanmasını sağlar. Yara izini önlemede önemli diğer bir faktörde, güneşten korunmaktır. Ortalama 18 ay yara yeri güneşten korunmalıdır. Uygun güneş koruma faktörlerinin doğru olarak kullanılması iz tedavisinde olumlu sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır.

Yara İzi Tedavisinde Uygulanabilecek Yöntemler;

  • Lazer
  • Radyofrekans Altın İğne
  • PRP
  • Yağ Dolgusu
  • Dolgu
  • Dermabrazyon
  • Cerrahi Revizyon
Read More

Uyluk (Üst Bacak) Germe Tedavi Yöntemi Nedir?

Kişiler fazla kilo kaybı yaşadıklarında, hamilelik dönemlerinden sonra ya da yaşlarının ilerlemesi ile uyluk -üst bacak- bölgelerinde yağlanma ve sarkmalar meydana gelebilir. Bu durum hem hastanın estetik anlamda mutsuz hem de hastanın yürürken rahatsız olmasına neden olup konforunu da bozabilmektedir. O nedenle bazı hastalar uyluk germe (üst bacak germe) operasyonuna ihtiyaç duyabilirler.

Bu problemlerin tedavisi için uygulanabilecek yöntemlerden bir tanesi lazer lipoliz yöntemidir. Ancak sorunun kapsamı genişlediğinde bazen lazer lipoliz yöntemi tek başına yeterli olmayabilir. Bu yüzden de hastaya bacak estetiği olarak uyluk germe (üst bacak germe) operasyonu ile bölge kasığa doğru gerdirilebilir.

Fakat hastaya böyle bir operasyonun yapılabilmesi konusunda hem hastanın rahatsızlık bulunan bölgesindeki derinin kalitesi hem de hastanın ortaya çıkabilecek kesi izleri ile alakalı toleransı karar alma sürecini etkileyecektir. O sebeple öncesinde hastanın detaylı bir şekilde muayene edilmesi gerekebilir.

Uyluk Bölgesinde Yağlanma ve Sarkma Neden Olur?

Hem fazla kilo verildiği durumlarda hem hamilelik döneminden sonra hem de yaşın ilerlemesi ile uyluk olarak belirtilen üst bacak bölgesinde çeşitli deri sarkmaları ve deri gevşemeleri görülebilir. Bu gibi durumlarda hastalar bacak estetiği ihtiyacı içerisine girebilirler. Çünkü uyluk bölgesinde cilt fazla incedir ve sarkma ya da çatlama gibi reaksiyonlara oldukça eğilimlidir. Özellikle bu durum çok fazla kilo vermiş hastalarda görülebilir. Çünkü ciltte esneme meydana gelir ve cilt kendini toplayamadığı için sarkma oluşabilir. Bu gibi sorunların giderilmesi amacı ile üst bacak germe ameliyatı yapılabilir.

Uyluk Germede Hangi Yöntem Kullanılır?

Hasta böyle bir şikayet ile geldiğinde hastaya detaylı bir muayene yapılır. Bu muayenede hem hastanın uyluk germe (üst bacak germe) operasyonundan nasıl bir beklentisi olduğu öğrenilir hem de hastanın uyluk bölgesinde bulunan derinin kalitesi ve yağ fazlalığı incelenir. Özellikle bölgede yalnızca yağlanma bulunuyorsa ve sarkma görünmüyorsa bazen lipomatik ile liposuction uygulaması tek başına yeterli olabilir. Bu uygulama ile üst bacak inceltme ve bacak sıkılaştırma imkanı sağlanabilir. Ancak hastanın uyluk bölgesinde sarkma olarak nitelendirilebilecek gevşeme ya da benzeri bir durum var ise klasik tarzda liposuction uygulaması yeterli olmayabileceği için başka bir bacak estetiği yöntemi üzerinde durulması gerekebilir.

Özellikle hastanın uyluk bölgesinde yağlanma ile beraber belirgin bir sarkma sorunu da var ise hastaya uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatı yapılması gerekecektir. Eğer doktor gerekli görür ise uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatını lazer liposuction tedavisi ile destekleyerek de gerçekleştirebilir. Böylece hem bölgede bacak sıkılaştırma hem üst bacak inceltme hem de genel bir toparlanma sağlanabilir. O nedenle operasyon öncesinde yapılacak muayene çok önemlidir. Hasta muayenesi sonrasında doktor hastaya yapılması gereken ameliyat ile ilgili olarak detaylı bilgi verecektir. Ardından da hastanın operasyona karar verme süreci başlayacaktır.

Uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatı ile bölgedeki sarkmış durumda olan yağ dokusu ve de fazlalık olan cilt çıkarılabilir. Uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatı genel anestezi altında gerçekleştirilebilir.

Uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatının süresi hakkında muayene yapmadan net bir bilgi vermek doğru olmaz. Çünkü hastaya yapılacak ameliyatın kapsamı bu muayene sonrasında ortaya çıkacaktır. Ancak ortalama 1 ya da 2 saat gibi bir süre alacağı söylenebilir. Aynı şekilde hastanın uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatı sonrasında 1 ya da 2 gün de hastanede kalması gerekebilir. Bu konu da yine hastanın sağlık durumuna, ameliyatın kapsamına ve başka benzeri değişkenlere göre farklılık gösterebilir.

Genellikle uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatında hastanın sorun bulunan bölgesindeki yağ dokusu çıkarılmaktadır öncelikle. Sonrasında bacak sıkılaştırma sağlanabilmesi amacı ile bölgedeki fazlalık deri yukarıya doğru yani kasıklara doğru gerilir. Bu yöntemin hastanın sorunu için radikal bir çözüm sağlayabileceğinden söz edilebilir. Fakat elbette uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatı kararının verilmesinde hastanın deri kalitesi ve ortaya çıkacak kesi izleri konusunda düşüncesi de önemli olacaktır. Çünkü zaman içinde çizgi halinde bir ize dönüşebilecek olsa da uyluk germe (üst bacak germe) operasyonunun yöntemi itibariyle bir kesi izi bulunur.

Uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatının ardından hasta çok şiddetli ağrılar çekmez. Hastanın yaşayacağı ağrılar için de doktorun vereceği ağrı kesiciler yeterli olacaktır.

Uyluk Germe Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gereklidir?

Uyluk germe (üst bacak germe) operasyonu direkt olarak hastanın bacaklarında gerçekleştirilen bir ameliyat olduğu için en az bir hafta süre ile hastanın çok yoğun hareketlerden kaçınması gerekecektir. Aynı şekilde dikiş bölgesinin de korunması çok önemli olacaktır. Pek çok estetik cerrahi operasyonunda olduğu gibi uyluk germe (üst bacak germe) operasyonunda da haftanın birkaç hafta süre ile korse kullanması gerekecektir. Bu konuda yapılması gerekenleri ve hastanın dikkat etmesi gereken konuları hem operasyon öncesinde hem de operasyon sonrasında doktor hastaya aktaracaktır. Hastanın mutlaka doktorun tavsiyelerine eksiksiz bir şekilde uyması iyileşme sürecine katkı sağlaması adına oldukça önemli olacaktır.

Uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatının sonrasında hastanın aynı zamanda dikiş bölgesinin açılmaması için de özen göstermesi gerekmektedir. O nedenle ameliyatın ardından iyileşme dönemindeki istirahat haline dikkat etmek gerekir. Dikiş bölgesinde hijyene dikkat edilmemesi, yeteri kadar dinlenilmemesi ve ağır hareketlere yine de girilmesi hastanın dikiş bölgesi ile alakalı sorunlar yaşamasına neden olabilir.

Ancak eğer hasta uyluk germe (üst bacak germe) ameliyatının ardından iyileşme dönemindeki dikkat etmesi gereken noktalara özen gösterir ise zaman içerisinde daha sıkı ve daha düzgün, istediği şekle kavuşmuş bacaklara da sahip olabilir. Bu noktada hem hastanın gerekli itinayı göstermesi önemlidir hem de hastanın doğru doktor ve doğru operasyon yeri seçmesi önemli olacaktır. Bu nedenle alınacak kararda da hastanın hassas davranması tavsiye edilmektedir.

Read More

Rinoplasti Nedir?

Yüz ilk bakışta insanın en çok göze çarpan bölgesi olmakla birlikte bu bölgede bulunan şekil bozukluklarının düzeltilmesi estetik ve psikolojik açıdan oldukça önemlidir. Tıp alanında uygulanan tekniklerin gelişmesi ve yenilikçi yöntemlerin bulunması sayesinde burun estetiği için yapılan burun ameliyatları, günümüz koşullarında geçmişe oranla çok daha basit operasyonlar şeklinde gerçekleştirilebilir.

Rinoplasti olarak adlandırılan burun estetiği uygulamaları hem estetik beklentilerle hem de sağlık açısından önemli bir gereklilik olabilir. Bölgedeki bozukluğun estetik operasyon ile ortadan kaldırılması sonucunda kişi hem daha sağlıklı bir şekilde nefes alıp verebilir hem de istediği görünümdeki buruna sahip olabilir.

Burun estetiği, burun şeklinin bu yapı içerisindeki kemik ve kıkırdak yapılarında değişiklikler yapılarak gerçekleştirilen bir plastik cerrahi operasyonudur.

Nazoplasti, rinoplasti gibi isimlerle de adlandırılan burun estetiği, estetik operasyonlar içerisinde en sık uygulananlardandır. Burun estetiği, burunda doğumsal olarak var olan, sonradan oluşan veya travmalara bağlı olarak ortaya çıkmış olan şekil bozukluklarının giderilmesi amacıyla yapılır. Şekil bozukluğu, bazı durumlarda yalnızca görsel açıdan rahatsızlık vermesi sebebiyle düzeltilirken çoğu kişide solunum bozukluğu gibi problemlere yol açması nedeniyle de düzeltilmesi gerekli olabilir.

Hangi nedenden dolayı estetik operasyon uygulanacak olursa olsun, burun estetiğinde öncelikli hedef, burundaki solunum yolunun operasyon sonunda en iyi şekilde çalışabilir hale getirilmesidir. Operasyon esnasında burnun yeniden şekillendirilmesi (rekonstrüksiyon), şekil bozukluklarının giderilmesi veya bir bölümünün şeklinin değiştirilmesi işlemlerinden biri veya birkaçı uygulanabilir.

Rinoplasti uygulaması düşünen kişilerde burun dokularının estetik operasyona uygun olup olmadığı mutlaka cerrah tarafından yapılacak olan muayene esnasında kontrol edilmelidir. En ufak bir müdahalenin oldukça belirgin sonuçlar doğurması nedeniyle burun estetiğine ilişkin ameliyatlar mutlaka alanında uzman bir cerrah tarafından yapılmalıdır.

Erkeklerde de kadınlarda da uygulanabilen burun estetiği, komplike bir operasyondur. Beklenen sonucun tam olarak elde edilmesi 6 ila 12 ay aralığında bir süreç gerektirir. Bu süreç burundaki operasyonun büyüklüğüne, burundaki dokuların yapısına veya sorunun ciddiyetine göre değişkenlik gösterir. Ameliyat sonrasında hastaların bir kısmında tam olarak istenilen şeklin elde edilebilmesi için küçük düzeltme uygulamaları gerekli olabilir.

Burun Ucu Estetiği Nedir?

Burnun görünümünü en çok etkileyen kısımlardan bir tanesi de burun ucunun şeklidir. Burnun uç kısmında yaygın şekilde görülen şekil bozuklukları şu şekilde sıralanabilir:

  • Burun ucunun olması gerekenden geniş olması,
  • Sıkıştırılmış gibi görünen burun ucu,
  • Burun deliklerinin birbiriyle simetrik olmaması,
  • Burun ucunda düşüklük,
  • Burun ucu kalkıklığı,
  • Sivri yapılı burun ucu

Yukarıda belirtilen sorunların bulunduğu hastalarda burun estetiğinin bir alt dalı olan burun ucu estetiği operasyonlarından yararlanılır. Bu operasyonlarda burnun kemik kısmına dokunulmaz, yalnızca burun ucunda yer alan yumuşak doku ve kıkırdak kısımda işlem yapılır. Bu nedenle rinoplastiye göre daha kolay ameliyatlardır.

Ameliyat öncesi ve sonrasında yapılan uygulamalar diğer burun estetiği ameliyatları ile hemen hemen aynıdır. Ameliyat süresi daha kısa olup tüm işlemler 30-60 dakika aralığında bir süreçte tamamlanır. Hastalar genellikle aynı gün içerisinde taburcu edilir. İyileşme süresi de rinoplasti ameliyatlarına oranla daha kısadır.

Burun Estetiği Neden Yapılır?

  • Burun estetiği, fonksiyonel ya da kozmetik nedenler ile gerçekleştirilebilir. Burun estetiğinin yapılma nedenlerinden ilki burunda bulunan doğumsal veya sonradan gelişmiş bir şekil bozukluğu nedeniyle nefes alıp vermeye ilişkin problemlerin görülmesidir. Solunum sorunlarına neden olan şekil bozukluğu gözle görülebilir bir bozukluk olabileceği gibi, burnun iç kısmında yer alan ve dışarıdan fark edilemeyecek bir bozukluk da olabilir. İkinci neden ise kişinin burnunun görünümünden rahatsız olması ve daha farklı görünen bir buruna sahip olmak istemesidir.
  • Burnun kemik kısmında bir eğrilik veya çıkıklığın olması, kıkırdak yapısında gözlenen şekil bozuklukları, burnun aşırı büyük olması, burun yapısında asimetriklik olması gibi durumlar, burun estetiği ameliyatını gerektiren nedenler arasında yer alır. Estetik amaçlarla yapılan operasyonlarda tamamen kişisel tercihler rol oynar.
  • Bazı kişiler çok büyük veya çıkıntılı bir burnu olmasına karşılık burnunun görünümünden gayet memnun iken, bazı kişiler normal görünümde bir burun yapısına sahip olmalarına karşılık farklı bir burun görüntüsünü tercih edebilir. Sonuç olarak rinoplasti operasyonları, sağlık sorunları veya kişisel tercihler nedeniyle yapılabilen ve oldukça yaygın şekilde uygulanan ameliyatlardır.
  • Cerrahi müdahale ile burun yapısında birçok değişiklik gerçekleştirilebilir:
  • Burun büyüklüğünün değiştirilmesi
  • Burun açısının değiştirilmesi
  • Burun köprüsünün düzleştirilmesi
  • Burun ucunun yeniden şekillendirilmesi
  • Burun deliklerinin düzenlenmesi
  • Rinoplasti ameliyatında fonksiyonel sebepler olmadan sadece kozmetik kaygı söz konusu ise kişinin burun kıkırdağı gelişimini tamamlayana kadar beklenmesi önerilir.

Burun Estetiği Nasıl Yapılır?

Burun estetiği ameliyatlarında operasyonun kendisi kadar ameliyat öncesi dönem de önem arz eder. Hekimle yapılan görüşmelerde öncelikle hastanın estetik operasyon için uygun bir aday olup olmadığı değerlendirilir. Aynı zamanda hekim ile hasta karşılıklı fikir alışverişleri ile beklentilerini ve olası sonuçları tam olarak anlatabilmelidir.

Hekim opere edilecek hastanın tıbbi öyküsünü, rahatsızlıklarını ve hali hazırda kullandığı ilaçları değerlendirir. Hemofili gibi aşırı kanamaya neden olabilecek sağlık problemleri varlığında kozmetik nedenli burun estetiği ameliyatının yapılması uygun olmayabilir.

Tıbbi öykü alımı sonrasında hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayenede hastanın burun derisi, iç ve dış yapıları incelenir ve yapılacak değişiklikler planlanır. Hekimler aynı zamanda ameliyat öncesinde hastanın uygunluğuna karar vermek adına çeşitli kan analizleri ve biyokimyasal laboratuvar tetkiklerine de başvurabilir.

Ameliyat olması planlanan hastaların burun fotoğrafları çekilebilir. Bu fotoğraflar hem ameliyat sonrası beklentilerin aydınlatılmasında hem de hekime operasyon sırasında yol göstermede etkili olabilir. Hastaların dikkat etmesi gereken bir diğer husus da ibuprofen ve aspirin gibi non steroid antiinflamatuar ilaçların ameliyattan 2 hafta öncesi ve sonrasında kullanılmamasıdır. Bu ilaçlar pıhtılaşma işlevlerini olumsuz yönde etkileyerek kanamayı arttırıcı etki gösterebilir. Hekimlerinizin kullandığınız ilaç ve takviye ürünlerin tamamını bilmesinin sağlığınız ve iyileşmeniz açısından ne derece önemli olduğu unutulmamalıdır.

Ameliyatı ve ameliyat sonrası dönemi olumsuz yönde etkileyebilecek bir diğer davranış da tütün kullanımıdır. Sigara dumanı hem iyileşme sürecini yavaşlatır hem de içeriğinde nikotin ile kan damarlarında kasılmaya neden olarak iyileşme dönemindeki dokuya gelen oksijen ve kan desteğinin azalmasına neden olur. İyileşme sürecinin sağlıklı şekilde geçirilmesi için ameliyat öncesi ve sonrası dönemde tütün kullanımının sonlandırılması önerilir.

Burun estetiği ameliyatı çoğunlukla genel anestezi altında yapılan bir operasyon türüdür. Yalnızca küçük dokunuşlar gerektiren basit rinoplasti operasyonlarında ise cerrahın tercihine göre lokal anestezi de uygulanabilir. Ameliyat ortalama olarak 2 saat sürerken ameliyat öncesi hazırlıklar ve ameliyat sonrasında yapılan uygulamalar ve müşahede süreleri ile birlikte bir rinoplasti operasyonu genellikle 1 gününüzü alır.

Yaygın olarak tercih edilen 2 farklı burun estetiği tekniği vardır. Bunlardan ilki olan açık rinoplastide burun delikleri arasından küçük bir kesi açılır ve bu kesi sayesinde cerrahın görüş açısı genişletilir. Genellikle burundaki şekil bozukluğu ileri düzeyde olan veya daha önceden farklı bir burun estetiği operasyonu geçirmiş olan kişilerde açık rinoplasti tekniği tercih edilir. Açık tekniğin en büyük avantajı görüş açısının daha geniş olmasıdır. Fakat iyileşme süreci daha uzundur ve operasyon sonrasında oluşan ödem, morluk gibi sorunlar daha büyük boyutludur.

Bir diğer teknik olan kapalı rinoplastide ise yapılan kesi burun delikleri içerisinde kalacak şekilde ayarlanır. Cerrahın görüş alanı azdır fakat iyileşme süresi daha kısadır ve operasyon sonrasında burunda dikiş izi kalmaz. Kapalı rinoplasti tekniği genellikle daha küçük boyuttaki şekil bozukluklarının düzeltilmesinde tercih edilir.

Ameliyatsız Burun Estetiği (Likit Rinoplasti) Nedir?

  • Burundaki şekil bozukluğunun çok ciddi boyutta olmadığı durumlarda tercih edilen uygulamalarından bir tanesi de ameliyatsız burun estetiğidir. Burun dolgusu olarak da adlandırılan bu yöntemde burun köprüsüne dermal dolgu uygulaması yapılır.
  • Burun ucu düşüklüğü, burunda kontür problemi, kırışık burun görünümü ve burun basıklığı gibi hafif problemlerin tedavisinde oldukça güvenilir bir seçenek olan ameliyatsız burun estetiği uygulamaları, oldukça basit operasyonlar olmakla birlikte dolgu için tercih edilen ürünler tamamen güvenilir yapıya sahiptir. Hyaluronik asit en sık olarak kullanılan enjekte edilebilir jel benzeri dolgu maddesidir. Enjeksiyon sonrasında o bölgedeki derin cilt katmanlarına ulaşan dermal dolgular istenilen şekle ulaşmayı sağlar. İşlemden işleme ve kullanılan dolgu materyaline göre değişkenlik göstermekle birlikte elde edilen görünüm 4 aydan 3 yıla kadar etkili şekilde mevcudiyetini koruyabilir.
  • Likit rinoplasti uygulamaları cerrahi rinoplasti girişimlerine göre oldukça basit işlemlerdir. Bu yöntemle yapılan estetik uygulamalarda buruna yeni bir görünüm kazandırmanın yanı sıra doğuştan düşük olan veya yaşla birlikte düşen burun uçlarında istenen görüntü elde edilebilir.

Burun Estetiği Kimlere Yapılamaz?

Rinoplasti için kontrendikasyon (uygulamanın yapılmaması gereken durumlar) olarak kabul edilen çeşitli sağlık problemleri mevcuttur:

  • Beden Dismorfik Bozukluğu: Beden dismorfik bozukluğu bir psikiyatrik rahatsızlık olup kişinin görüntüsü ile ilgili aşırı önyargılı olması halidir. Bu aşırı düzeydeki ön yargı kaynaklı olarak kişi dışarıdan fark edilmesi çok zor küçük kusurların bile etkisinde kalarak sosyalleşme problemleri, düşük yaşam kalitesi, depresyon ve intihara meyil gibi sosyolojik ve psikiyatrik durumların oluşmasını tetikleyebilir. Burun estetiği yapacak hekimlerin operasyon sonrası sonuçlardan memnun olması imkansız bu hastaları tanıması ve gerekli psikiyatrik değerlendirmenin gerçekleştirilmesine aracılık etmeleri uygundur.
  • Obstrüktif Uyku Apnesi: Uyku sırasında tekrarlayan solunum yollarının tıkanması ile nefesin kesilmesi obstrüktif uyku apnesi olarak tanımlanır. Bu rahatsızlığa sahip hastalarda ameliyat öncesi istenmeyen durumların gelişme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle hekimler daha dikkatli davranmalıdır. Burun estetiği yapılması gereken hastalarda bu rahatsızlığın mevcut olması halinde riskin en aza indirilmesi için CPAP gibi cihazlar ile hastanın solunumunun desteklenmesi gerekir.
  • Kanama Bozuklukları: Kanın pıhtılaşmasının olumsuz yönde etkilendiği kişilerde burun estetiği ameliyatı sonrası çeşitli istenmeyen durumlar oluşabileceği için dikkatli olunmalıdır. Bu durumun önüne geçmek amacıyla operasyon öncesi hasta ile görüşme sırasında herhangi bir aşırı kanama veya morluk oluşumu ya da pıhtı oluşumuna etkili takviye ürün ve vitaminlerin kullanımı sorgulanması gereklidir. Burun kanaması, rinoplasti sonrası en sık olarak karşılaşılan komplikasyonların başında gelir. Kanama bozukluğu olan kişilerde burun kanaması aşırı düzeyde olabilir ve endoskopik ya da anjiografik yöntemler ile kanayan damara müdahale edilmesi gerekli

Genel bir yaklaşım olarak daha önce rinoplasti ameliyatı geçirmiş ve sonuçlarından memnun kalmamış kişilerde yeni bir değerlendirme yapmadan önce en az 1 yıl beklenmelidir. Bu süre zarfı sonunda önceki operasyonun kesin sonuçları değerlendirilir ve gerekli durumlarda ikinci bir düzeltme ameliyatına başvurulabilir.

Burun Estetiği Sonrası Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler Nelerdir?

Ameliyat sonrasında genellikle ağrı oluşur ve bu nedenle anestezinin etkisinin geçmesi beklenmeden hastaya ağrı kesici uygulamaları yapılır. Daha sonrasında doktorunuzun önerdiği ilaçlar aksatılmadan kullanılmalıdır. Ameliyat sonrasında genellikle 4-6 saatlik bir süre boyunca ayağa kalkmak önerilmez. Ayağa ilk kalkışınızda baş dönmesi, göz kararması gibi sorunlar gözlenmesi normaldir. Bu nedenle bir yakınınızdan yardım almanız önerilir.

Hem ameliyat esnasında hem de sonrasında genizden kan sızıntısı gerçekleşmesi normaldir. Bu kanama farkında olmadan yutularak bulantı ve kusmaya neden olabilir. Bu nedenle kanlı kusma veya ertesi gün kandan kaynaklı olarak siyah renkli dışkı gözlenebilir. Ameliyattan 6 saat sonra eğer mide bulantısı yok ise su içilebilir. Çorba ve ayran gibi sulu gıdalar azar azar tüketilmeye başlanabilir.

İlk birkaç gün genellikle sıvı gıdalarla beslenme önerilir. Göz altlarında, burun etrafında ve yüzün belirli kısımlarında şişlik ve morluklar oluşması normaldir ve gün geçtikçe hafifleyerek yok olacaktır. Kanamanın önlenmesi için yastık yüksek tutulmalıdır ve ilk 15 gün burna su çekilmemeli, sümkürülmemelidir. Bu süreçte burnun tıkalı kalması normaldir.

Hedeflenen şeklin tam olarak elde edilebilmesi için birkaç ay (bazı durumlarda 6 ay) gözlük takılması önerilmez. Koşu gibi yüksek efor gerektiren fiziksel aktiviteler, yüzme, aşırı kuvvetli çiğneme, fazla sayıda yüz kasının katılımı ile gerçekleşen kahkaha, gülümseme ya da diğer mimikleri yapma ve kuvvetlice diş fırçalama hastaların ameliyat sonrası kaçınması gereken diğer davranışlara örnek teşkil eder.

Operasyon sonrası kişilerin dikkat etmesi gereken bir diğer önemli husus güneş ışığına maruziyettir. Aşırı güneş ışını teması sonrasında burun cildi ve çevresinde kalıcı renk değişiklikleri meydana gelebileceği için dikkatli olunmalıdır.

Başın yüksekte tutulması kanamaya olduğu kadar oluşan ödeme de etkili bir uygulamadır. Operasyon sırasında kullanılan sütür materyalinin emilebilir ya da emilmeyen türde oluşuna göre dikişlerin alınması için operasyondan 1 hafta sonra hekiminize tekrar başvurmanız gerekli olabilir.

Burun Estetiği İyileşme Süresi Ne Kadardır?

Burun estetiği uygulaması yapılan hastalarda iyileşme süresi operasyonun boyutuna göre değişmekle birlikte hastalar genellikle 4-6 saat içerisinde ayağa kalkarak dolaşmaya, 6 saat sonra bulantı ve kusma yok ise yemek yemeye başlayabilir. Hastalar bazı durumlarda aynı gün taburcu edilirken bazen de 1 gece müşahede (gözlem) altında tutulduktan sonra ertesi gün taburcu edilir.

Ameliyat bitiminde genellikle buruna tamponlar yerleştirilir. Bu tamponlar 1-2 gün sonra, burun sırtına yerleştirilen kalıp ise ameliyattan yaklaşık olarak 1 hafta sonra çıkartılır. Ameliyat sonrasında hastalar herhangi bir komplikasyonun gerçekleşmemesi durumunda genellikle 1 hafta ile 10 gün arası bir süre içerisinde iş yaşantısına geri dönebilir. Operasyon sonrası şişlik ve morlukların oluşması normaldir ve zamanla hafifleyerek 1 hafta-10 gün içerisinde makyajla kapatılacak düzeye kadar azalır.

Ameliyatın üzerinden 1 ay geçtikten sonra oluşan ödemin %75-80’lik kısmı yok olur. Hedeflenen şekil ve tam iyileşmeye ise ameliyattan bir yıl sonra ulaşılır. Bu süreç içerisinde burun bölgesinde sabahları oluşan ve ilerleyen saatlerde kaybolan ödem sorunu görülmesi normaldir.

Eğer siz de burnunuzun görünümünden rahatsızsanız, nefes alma ile ilgili problem yaşıyorsanız veya burnunuzda yapısal bir bozukluk olduğunu düşünüyorsanız, uzman hekimlere başvurarak süreçle ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz.

Read More

PRP Tedavisi Nedir?

PRP tedavisi kişinin kendi kanından elde edilen plazma ile yavaşlayan hücre yenilenmesinin yeniden sağlamasıdır. PRP tedavisiyle cilt gençleştirme, saç dökülmesi ve ortopedik rahatsızlıkların tedavisi yapılabilmektedir.

PRP (Platelet Rich Plasma), kişinin vücudundan küçük bir miktar kan alındıktan sonra kanın özel bir işlem ile plazmasının ayrıştırılarak, vücuda enjeksiyon yoluyla geri verilmesi işlemidir. Elde edilen plazma, “platelet” denilen hücrelerden oldukça zengindir. Vücuttaki temel görevi kanın pıhtılaşmasını sağlamak olan plateletler, içerdikleri büyüme faktörleri sayesinde yara iyileşmesinde önemli role sahiptir.

PRP tedavisi ile kişinin kendi kanıyla vücudundaki bazı hastalıkları iyileştirmek ve cilt gençleştirmek mümkündür. İlaç yerine kişinin kendi kanının kullanıldığı PRP tedavisinde özellikle çevresel ve genetik faktörlerle birlikte yavaşlayan hücre yenilenmesinin önüne geçilir.

PRP; saç dökülmesinden, cilt gençleştirmeye, ağrı tedavisinden, ortopedik pek çok hastalığın tedavisinde kullanılır. PRP günümüzde diyabet ve varise bağlı iyileşmeyen bacak yaralarında, tendon yaralanmaları ve tenisçi dirseği gibi tendinitlerde, diş implantlarından sonra yara iyileşmesi sürecini hızlandırmak için kullanılmaktadır.

Yaş ve çevresel faktörler nedeniyle yaşlanan deride, gözle görülebilen birçok değişiklik olur. Derinin elastikiyeti azalır, kırışıklıklar artar ve deride sarkmalar meydana gelir. Tüm bunlardan; derideki kolajen, elastin liflerdeki azalma ve yapılarındaki bozulma sorumludur.

Antiaging amaçlı PRP tedavisi ile plateletlerin içerdiği büyüme faktörleri sayesinde, derideki kolajen ve elastin liflerin yapımının artırılması hedeflenir.

PRP işlemi sayesinde ortalama 2-4 hafta aralıklarla yapılan 3-4 seanslık uygulama ile vücuda herhangi yabancı madde veya ilaç vermeden tamamen doğal bir gençleşme sağlanır. PRP yaptıranlar ilk seanslardan itibaren öncelikle cildin kuru ve mat görünümünde düzelme fark ederler. Takip eden uygulamalar ile PRP yaptıranlarda kırışıklarda hafifleme, cildin elastikiyetinde artma gözlenir.

PRP Nasıl Uygulanır?

PRP işlemi uzman doktorlar tarafından uygulanması gereken bir tedavi yöntemidir. Öncelikle hastadan alınan kan steril şartlarda özel bir tüpün içine konulur. Sonrasında kan içinde jel bulunan tüpe yerleştirilir. Santrifüje konulan tüpteki kanın içindeki maddeler 5-8 dakika içinde ayrıştırılır. Kanın trombositlerden ve büyüme faktörlerinden zengin plazma kısmı ayrıştırılmış olur. Elde edilen karışım enjeksiyon yöntemi ile ilgili alana uygulanır.

PRP 2-4 hafta aralıklarla ortalama 3-4 seans, kişinin ihtiyacına göre mezoterapi ile kombine edilerek uygulanır.  PRP kürü tamamlandıktan sonra yılda 1-2 kez enjeksiyonlarla işlemin devamı sağlanabilir.

PRP Uygulamasının Nedenleri Nelerdir?

Deriye esneklik ve parlaklık kazandırmak,

Saç dökülmesini önlemek, saçları güçlendirmek,

Kırışıklıkları ve çöküntüleri önlemek,

Yara, çatlak ve deri hasarında deriyi yeniden yapılandırmak,

Lazer gibi işlemler sonrasında derinin hızla yapılanmasını sağlamak amacıyla medikal estetikte yüz, el ve kollar, bacak içleri, boyun ve dekolte gibi bölgelerde kullanılır.

PRP ile Saç Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Günlük 100-150 tel saç dökülmesi normal kabul edilmektedir. Bundan fazla olursa saç dökülmesi ciddiye alınmalıdır. PRP, saç tedavisinde de başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Özellikle saç dökülmesinde hastaların oldukça etkin sonuçlar aldığı belirlenmiştir. PRP işlemi sırasında hastanın kendi kanı alınıp, bir aletten geçirilir. Burada trombosit denilen kökleri besleyecek, gelişimini sağlayacak olan kısım ayrılır ve dökülen bölgeye enjekte edilir. Bu yöntem özellikle genetik dökülmelerde etkilidir. Saç mezoterapisi de yine genetik dökülmesi olanlara PRP ile kombine uygulanabilir.

Saç için yapılan PRP uygulamasında önce hastanın venöz kanından 10 cc alınır (1 çay bardağının 1/10 ‘u kadar). Santrifüj edilen kan beyaz ve kırmızı kan olarak iki kısma ayrılır. Kırmızı kanda akyuvar, trombosit, pıhtılaşma faktörleri, PGF (Trombosit büyüme faktörü) bulunur. Kırmızı kan özel bir işleme tabi tutulduktan sonra seyrelmiş bölgeye napaj yöntemiyle enjekte edilir. Bu uygulamanın temelinde doku yenilenmesi vardır. PRP ile saç tedavisi 30 dk. kadar sürerken, uygulama sırasında acı olmaz. PRP sonrasında da herhangi bir iz kalmamakta ve kişi hemen rutin hayatına devam edebilmektedir.

PRP ile Saç Tedavisi Ne Kadar Sürer?

PRP ile saç tedavisi ortalama 15 günde bir en fazla 30 dakikada uygulanır ve genellikle 3-4 ay sürer. Sonrasında her yıl bir defa uygulanması yeterli olacaktır. Bu yöntemin en önemli avantajı, özel plazmanın hastanın kendi kanından elde edilmiş olması ve alerji riski taşımamasıdır.

PRP ile Cilt Gençleştirme Yöntemi Nasıl Uygulanır?

Cilt yaşlanması tıpkı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı özelliklerini kaybetmesinden kaynaklanır. Cilt gençleştirme yöntemlerinde de yarayı iyileştirirken uygulanan çeşitli yöntemler taklit edilir. Ciltteki hasarı en etkili, en hızlı ve en doğal biçimde onarabilecek olan yapı, yine derinin ait olduğu bütünün bir parçasıdır. Bu nedenle PRP, damarlarımızda dolaşan bu sihirli gücü harekete geçiren bir yöntem olarak gelişmiştir.

PRP ile cilt gençleştirme çoğunlukla yüz, boyun, dekolte, eller, bacak içleri, kollar gibi vücudu çeşitli bölümleri için düşünülebilir. Özellikle lazer ve peeling gibi uygulamalardan hemen sonra derinin hızla yapılanmasını sağlamak mümkün olur.

UV ışınlarına maruz kalmış ciltlerde kırışıklıkların, lekelerin, çöküntülerin giderilmesi sağlanabilir. Esneklik ve parlaklığın cilde yeniden kazandırılması da PRP ile cilt gençleştirmenin en önemli sonuçlarından biridir.  Ayrıca vücuttaki iyileşmesi uzun süren yaraların iyileştirilmesi, çatlak gibi deri niteliğinin zarar gördüğü durumlar da PRP ile kontrol altına alınabilir.

PRP ile Cilt Gençleştirme Yöntemi Kaç Seans Sürer?

Kişinin kendi kanının yine kendi vücuduna enjekte edilmesiyle gençleşmeyi sağlayan PRP ortalama 2-4 hafta aralıklar ile 3-4 seans sürebilir. PRP yönteminin en belirgin özelliği vücuda herhangi yabancı madde veya ilaç vermeden tamamen doğal bir gençleşme sağlar.

PRP sayesinde ilk seanslardan itibaren öncelikle ciltteki kuru ve mat görünüm düzelir. Ardından da kırışıklarda hafifleme, cildin elastikiyetinde artma gözlenir. PRP sadece yaşlanma belirtilerini hafifletmeye yaramaz. Aynı zamanda yaşlanma sürecini de yavaşlatarak adeta “gençlik aşısı’’ etkisi gösterir. Bu nedenle yaşlanma belirtilerini beklemeden yaşlanma sürecini yavaşlatmak isteyen her yetişkinin başvurabileceği bir yöntemdir.

PRPnin Ciltteki Etkisi Ne Kadar Sürer?

PRP sonrasında ciltte ortaya çıkan parlak ve sağlıklı cilt görünümü bir süre sonra hafifleyebilir. Bu nedenle ek cilt gençleştirici uygulamalar ile takviye yapılmalıdır. 3 veya 4 kürlük PRP uygulamasından sonra kürleri her 10-12 ayda bir tekrar etmek gençleşme etkisini neredeyse kalıcı hale getirir.

PRPnin Yan Etkisi Var Mı?

PRP tedavisinin uygulandığı alanda enjeksiyonun batım yaptığı yerlerde ufak şişlikler, ağrı ve morarma olabilir. Enfeksiyona yol açmamak için tedavinin yapıldığı bölgenin steril olmasına özen gösterilmesi gerekir. Ancak bu yan etkiler çok sık görülmez, hastanın kendi hücreleri olduğu için herhangi bir istenmeyen etkiye neden olmaz. Kan sulandırıcı ilaç kullananlar, kanser öyküsü bulunanlar, çeşitli kan hastalıklarına sahip olanlar PRP yapılacak bölgede infeksiyon ya da iltihap olanlar, hamile ve emziren kadınların PRP yaptırması uyun değildir. PRP tedavisi sonrasında ilk gün banyo yapılmaması ve güneşten korunmak da tavsiye edilir.

Read More

Meme Estetiğinde Yeni Teknolojiler

Yeni teknolojilerle gelişen estetik ameliyatların geldiği noktada meme estetiği,  günümüzde en yaygın olarak tercih edilen cerrahi müdahaleler arasındadır.  Meme dokusu doğum, emzirme, yaşlanma ve gelişimsel bozuklar nedeniyle şekil bozukluğuna uğrayabilir. Bununla birlikte yaş almaya bağlı olarak deforme olabilir ya da doğuştan fazla küçük ya da büyük forma sahip olabilir. Bu durum kişilerin fiziksel görünümünden memnun olmamasına hatta bundan dolayı özgüven problemleri ve psikolojik problemler yaşamalarına neden olabilir. Ayrıca kişinin fiziksel özelliklerinden memnun olması, sağlıklı bir beden imajı oluşturmasıyla ilişkili olarak psikolojik durumuna yansıyan önemli bir faktördür. Bu sebeple yapılacak meme estetiği operasyonunda kişisel tercihler bir ölçüt olarak göz önünde bulundurulur. Fakat ameliyat sonrası oluşabilecek gerçekçi sonuçlar, estetik cerrahı tarafından hastayla paylaşılmalı ve hastaya bu yönde bir bilinç kazandırılmalıdır. Meme estetiği operasyonları, alanında uzman kişiler olan plastik cerrahlar tarafından yapılır. Memenin şeklinin ve oranının standart bir ölçüsü olmamakla beraber, her vücudun kendine uygun meme tipine sahip olması tercih edilir. Meme küçültme, meme rekonstrüksiyonu, meme dikleştirme ve meme büyütme ameliyatları, bugün en çok tercih edilen cerrahi müdahaleler arasındadır. Meme altında bulunan doğal kıvrım altlarından yapılan kesilerle yerleştirilen implantlarla; meme şekillendirme, yeniden modellendirme, meme büyütme  ve dikleştirme şlemlerini yapmak mümkündür. Yuvarlak ve damla şeklinde tasarlanan implant modellerinin farklı şekil ve hacim seçenekleri sayesinde, bugün istenilen göğüs yapısına kavuşmak son derece kolaydır.

Meme Estetiği ile Ne Hedeflenir?

Memenin kişinin kilosuna, boyuna, yaşına, vücut oranına göre nasıl bir şekle ve ağırlığa sahip olduğu iki boyutlu ve üç boyutlu ölçümlerle kontrol edilir. Buradan hareketle, meme asimetrisini düzeltme, implant tekniği ile hacmini arttırma, memenin dış görünümünü düzeltme, meme büyüklüğünden kaynaklı sırt ve boyun ağrıları, duruş bozukluğu gibi faktörleri ortadan kaldırma ve kişinin kendisine uygun ve arzu ettiği görünümü sağlamak hedeflenir. Yağ enjeksiyonu endikasyonu ve meme implantları, bu sonuçları elde etmek adına tercihler arasında bulunur. Fakat yağ enjeksiyonu endikasyonu, sınırlı seçenek bulundurduğu için implantlar daha fazla tercih edilen cerrahi müdahaleler arasındadır. Meme implantları, tek başına meme büyütme ve meme şekillendirme için yaygın olarak tercih edilen yöntemdir.  Damla veya  yuvarlak şekilli olmak, pürüzlü ya da pürüzsüz yüzeye sahip olmak üzere farklı çeşitleri bulunur. Bu seçeneklerle kişinin hayalindeki görünüme kavuşması ve kendisini daha iyi hissetmesi hedeflenir. İlave olarak büyütme ameliyatı sıklıkla eş zamanlı olarak mastopeksi yani meme dikleştirme ameliyatı ile eş zamanlı olarak tercih edilir. Meme estetiği onkoplastik cerrahi müdahale kapsamında değerlendirildiğinde, önemli kilo kayıpları, gelişimsel sorunlar ve meme kanseri gibi durumlarda memenin görünümünü iyileştirmek hedeflenir. Bu doğrultuda, hastanın fizyolojisine en uygun biçimde, planlanan cerrahi müdahaleler uygulanır. Kişinin yaşantısında bulunan gebelik, doğum, emzirme ve sigara gibi faktörler, ameliyat sürecini ve yöntemini etkiler. Bu doğrultuda hastanın ihtiyacına göre memeyi yeniden şekillendirme ve boyut kazandırma hedeflenerek işlem gerçekleştirilir.

Meme Estetiği Kimlere Uygulanır?

Meme büyüklüğünden memnun olmayanlar, memesinde dolgu ve form kaybı yaşayan kişiler, memesinde simetri problemi olan kişiler, memelerin büyüklüğü nedeniyle kendine güven sorunları olan kişiler ve kanser gibi çeşitli hastalıklardan dolayı memesinin birini veya her ikisini kaybetmesi durumundaki kişilere meme estetiği uygulanır.

Bunun yanı sıra gebelik döneminde meme estetiği yaptırmak sakıncalıdır ve bu konuyla ilgili olarak uzman doktora gerekli bilginin verilmesi gerekir. Ek olarak doğum sonrası emzirme döneminde olan kişiler için de meme estetiği önerilmez. Meme implantları, bebek sağlığı için zararlı olmasa bile emzirme dönemini etkilememesi ve ameliyatın daha sağlıklı yapılabilmesi için, süreç bittikten sonra yapılması tavsiye edilir.

Meme estetiği yaptırmak isteyen kişilere, vücut gelişim dönemini tamamlayana kadar beklemeleri ve kararlarını acele etmeden vermeleri önerilir.  Ayrıca kilo vermeyi düşünen kişilerin de meme estetiğini ertelemeleri önerilir. Kilo alıp vermek implantları doğrudan etkilemese bile memenin görünümünü etkileyebilir.

Meme Estetiği Hangi Durumlarda Uygulanır?

Meme estetiği, meme hipertrofisi olan kişilere, yetersiz meme gelişimi, kilo ve yaşa bağlı olarak meme sarkmaları gibi değişiklerde, meme asimetrisini düzeltmek için, hamilelik sonrası meme sarkmaları, memede aşırı büyüme ve küçülme olması, bel ve göğüs oransız olduğu durumlarda meme estetiği uygulanır.

18- 50 yaş aralığı önerilse de ailenin onayı olduğu ve kişide psikolojik sorunlara yol açtığı takdirde 18 yaş altı kişiler için de meme estetiği uygulanma durumu vardır. Aynı şekilde kişinin sağlık durumu ve ameliyat için uygun olup olmadığı da göz önünde bulundurularak cerrahın onayıyla beraber 50 yaş üstü kişiler için de meme estetiği yapılması söz konusu olabilir. Erkeklerde de östrojen ve testosteron hormonlarındaki düzensiz artış nedeniyle, çeşitli hastalıklardan dolayı ya da yanlış beslenme gibi nedenlerle göğüs çevresinde yağlanma olduğu durumlarda meme estetiği uygulaması yapılır.

Jinekomasti olarak da bilinen cerrahi müdahale de liposuction yöntemi uygulanarak meme çevresinde biriken fazla yağ alınır ve bu durumda kişilerde oluşan özgüvensizlik programı ortadan kaldırılır.

Meme Estetiği Türleri Nelerdir?

Meme estetiği ile daha hoş ve güzel bir görüntü kazandırmak ve kişinin kendisini daha iyi hissetmesini sağlamak amaçlanır. Bunun için fazla tercih edilmemekle beraber yağ enjeksiyonu endikasyonu yöntemi ya da daha sık tercih edilen slikon implantlar tercih edilir.

  • Augmentasyon Mamoplasti (Meme Büyütme): Ani kilo alıp vermelerde, doğum sonrası, gelişimsel nedenlerle, vücuda göre orantısız olan, yaşa bağlı olarak küçülen memeler için hacim kazandırmak amacıyla yapılır. Memeyi büyütmek için kullanılacak olan implant belirlenirken hastanın meme yapısı, göğüs kafesinin şekli, kilo ve vücut oranları dikkate alınır. Fizyolojik olarak sınır belirlemek için hasta ve doktor implantın şekline ve boyutuna karar verir. Ameliyat sırasında da değerlendirme amaçlı  olarak implant test edilir ve en iyi sonucu veren uygulama yapılır.
  • Redüksiyon Mamoplasti (Meme Küçültme):  Kilo alımı, gelişimsel nedenler, bazı ilaçlar ve çeşitli tümörler göğüs büyüklüğüne neden olabilir. Aşırı büyük göğüsler duruş bozukluğuna, boyun ve sırt ağrılarına yol açabilir.  Redüksiyon Mamoplasti operasyonuyla meme dokusundaki yapı küçültülerek ve fazla yağ dokusu alınarak daha hafif, sağlıklı ve estetik bir görüntü oluşturmak mümkündür.
  • Mastopeksi (Meme Dikleştirme): Yaşın ilerlemesiyle beraber vücudun elastik yapısını kaybetmesi, hormonal nedenler, hamilelik ve emzirme sonrası, ani kilo kaybı gibi nedenle göğüslerin sarkmasına neden olur. Ayakta muayene edilen hastanın meme ucunun çevresinden meme kıvrımına dikey bir kesi atılarak ölçüm yapılır ve meme altına yerleştirilen protez ile meme dikleştirme işlemi yapılır.
  • Jinekomasti: Erkekler için meme küçültme operasyonu olarak bilinir. Hormonal nedenler ve çeşitli hastalıklardan kaynaklı meme çevresinde biriken yağ jinekomastiye yol açmaktadı Liposuction yöntemi ile tedavi edilen hastalar, anestezi altında 2-3 mm büyüklüğünde bir tüp yoluyla yağlı dokunun emilmesi sağlanır.

Estetik operasyonlar, sıklıkla güzel bir görüntü yaratma nedeniyle yapılan uygulamalar olmakla beraber,  çeşitli sağlık sorunlarını ortadan kaldırmak amacıyla da gerçekleştirilir. Vücudun deforme olan kısımlarını onarmak için tercih edilen cerrahi müdahalelerdir. Halk arasında doğurganlığın ve cinselliğin sembollerinden biri olarak görülen memenin, ruhsal, fiziksel ve estetik açıdan büyük rolü vardır. Meme estetiğinde tercih edilecek olan cerrahi müdahalenin en az hasarla sonuçlandırılması önem teşkil eder.

Kişinin ihtiyacına ve isteğine yönelik çeşitli şekil, boyut ve dolgu malzemesi seçilir.

Meme altında doğal olarak bulunan kıvrımdan kesi atılarak,  implant kas altına ya da üstüne yerleştirilir. Bu yöntemle memenin vücutta en iyi şekilde görünmesi sağlanır. Uygulama, ameliyattan kaynaklı oluşacak izlerin ilk bakışta görünmesini engeller. Bu yöntem meme ucundan veya koltuk altından atılan bir kesik ile de yapılabilir. Fakat meme altından atılan kesik, memenin daha az deforme olmasını sağlayan bir yöntem olduğu için daha fazla tercih edilir.

Ameliyat ve İyileşme Süreci Nasıldır?

Tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi, meme estetiği operasyonları için de konusunda uzman doktor seçimi büyük önem taşır. Hastane koşullarında gerçekleştirilen ameliyat, genel anestezi altında yapılır. Ameliyat süresi 2.5-3 saat arasında değişir. Ameliyatta kullanılan yöntem en az deforme oluşturacak biçimde tasarlansa da meme uçlarında iz kalabilir fakat bu izler zamanla iyileşerek daha az görünür hale gelir. Kişiden kişiye göre değişmekle birlikte yara izlerinin, şişlik, karıncalanma ve yanma hislerinin 2-6 hafta içinde yavaş yavaş yok olduğu görülür. Ameliyatın uygulandığı bölgeye bandaj sarılır ve hastaya korse giydirilir.

Her ameliyattın kendine özel riskleri bulunmakla beraber meme bölgesinde ağrı ve ödem sıkça görülen bir durumdur. Yaşa bağlı risk durumlarında ameliyattan önce mamografi ve ultrasonografi gibi radyolojik inceleme yapılması gerekir. Meme kasının arkasına yerleştirilen protez, kişinin hareketlerini ameliyat öncesine kıyasla kısıtlayabilir.  Ameliyat sonrası komplikasyon oluşup oluşmadığına bağlı olarak değişmekle birlikte, standart olarak 2-5 gün içinde hastaneden taburcu olan hastaların olası ağrıları ilaçlarla giderilebilir. Ameliyatta vücutta sıvı birikmesini engellemek için konulabilecek olan drenler, ameliyat sonrası birinci hafta alınır. Dikişler ise 7-10 gün içinde alınır. Mastopeksi gibi meme dikleştirme ameliyatlarında iyileşme süresi 6 hafta gibi bir süreyi bulsa da protez ameliyatlarında bu süre daha kısa olabilir. Egzersiz ve günlük rutin hareketlere ne zaman döneceğinizi cerrahınızla görüşerek bilgi alabilirsiniz. Ancak genel prosedüre göre 3-6 hafta arası ağır egzersizlerden kaçınılması önerilir. Ameliyat sonrası doğru beslenme, sigara ve alkol kullanımını bırakma gibi önlemler, iyileşme sürecini kısaltmak adına etkilidir. İdeal kiloyu korumak ve egzersizlere devam etmek ameliyatla elde edilen sonucun uzun süre korunmasını sağlar.

Read More

Liposuction Nedir?

Liposuction cerrahi ince borular yardımıyla cilt altı yağların vücuttan alınması işlemidir. Bu işlem vakum yoluyla yağların cilt altından koparılarak kanüller yardımıyla uzaklaştırılmasıdır. Bu işlem öncesinde cilt altına özel bir solüsyon aşılanır. Bu solüsyonun amacı yapılan işlemin daha az dokulara zarar vermesini sağlamaktır. Yağlar verilen solüsyonla karışık eriyik bir çözelti halinde gelir. Yağ aldırma ameliyatı eskiden beri uygulanan bir yöntemdir. Yağ çektirme de en etkili yöntemlerden biridir.

Gelişen teknoloji ile beraber yağ aldırma yöntemlerinde de ilerleme olmuştur. Klasik liposuction ameliyatı artık neredeyse terk edilmek üzeredir.

Yağ Aldırma Liposuction Yöntemleri;

  • Lazer liposuction – LASER LİPO
  • Ultrason liposuction – VASER
  • İnfrasonik liposuction– LİPOMATİK

Bu yöntemlerin temel amacı cildin kalitesini artırarak daha kontrollü bir şekilde yağ alım işlemini gerçekleştirmektir. Çünkü özellikle ince, çatlak ve gevşek deriye sahip kişilerde klasik yöntemle yağ alımı sonrası ciltte düzensizlikler ve sarkmalar oluşmaktadır. Bu yeni yağ aldırma yöntemlerinin temel amacı bu problemlerin üstesinden gelmektir.

Liposuction yaptıranlar, ameliyatı yaptıran hastalar en çok ciltte oluşan düzensizliklerden ve ciltteki gevşemeden şikayetçilerdir. Çünkü klasik yöntemle yağ alınabilir ama ciltte sıkılaşma gözlenmez. Özellikle kol, üst bacak içi, gıdı ve göbek altı gibi cildin ince olduğu alanlar ya da çatlaklı bölgeler en riskli bölgelerdir. Son teknolojik aletlerle ciltte sıkılaşma sağlayarak bu problem de kısmen çözülmektedir.

Normal liposuction sonrası uygulanan bölgelerde morluk, şişlik ve his azalması oluşur. Bu bölgelerde oluşan bu bulgular zamanla geçer. İşlem sonrası 20-30 gün arası korse kullanmak gerekir. İncelme kişi sanki zayıflıyor gibi haftalar geçtikçe ortaya çıkar. Tam incelme 3-6 aya arası zaman alsa da 3-4 hafta içinde fark edilir, incelme ortaya çıkar.

Liposuction kesi ile yapılan bir ameliyat olmadığı için ciddi yan etki ya da zararı yoktur. Olabilecek en sık yan etki ciltte oluşan düzensizliklerdir. Bu durum ek bir prosedür gerektirebilir. İnfrasonik ve lazer liposuction sık kullanılmasıyla da bu komplikasyonlar ciddi oranda azalmaktadır.

İnfrasonik Liposuction

İnfrasonik liposuction diğer adıyla lipomatik güldüren liposuction gelişen teknolojinin yağ savaşında bize sağladığı bir yeniliktir. Klasik liposuction kanülleri, ileri geri kol hareketi ile cilt altı yağları vakum gücü ile kopararak alır. İnfrasonik liposuction kanülleri ise hem kendi etrafında hem de ileri geri hareket ederek yarattıkları titreşim hareketi ile cilt altı yağları azaltırlar. Bu sayede hem yağların alınması hem de dokunun sıkılaşması sağlanmış olur.

Lipomatik infrasonik liposuction yöntemi klasik işleme göre birçok açıdan üstündür.

Lipomatik Zayıflamanın Avantajları;

  • Titreşim hareketi ile yağları aldığı için dokuda hasar oluşturmaz,
  • Yine titreşim hareketi daha kontrollü bir yağ alımına olanak sağlar,
  • Yağlar arasındaki bağlarda ve ciltte sıkılaşma ve toparlanma yaratır,
  • Kanülü ileri geri hareket ettirmek gerekmediği için uygulayıcı için zorluk yaratmaz,
  • Kanül yağ dokusu dışına çıkıldığında kendini durdurduğu için iç yaralanmalara sebep olmaz,
  • İşlemin uygulandığı bölgede endorfin salınımı yarattığı için genelde ağrı ön planda değildir,
  • Oluşan ödem ve morarmalar daha azdır,
  • Kişi daha çabuk günlük aktivitelerine dönebilir

İşlem sonrası iyileşme hızlıdır. İşlem uygulanan alan küçükse kişi operasyon günü normal hayatına döner. Sadece baskılı giysi ya da korse giymesi önerilir. Kanül giriş deliklerine eriyen dikişler atılır, pansuman gerekmez. Kişi 2 gün sonra duş alabilir. 20 gün korse kullanması önerilir.

İşlem sonrası bölgesel incelme her geçen gün artarak 2-4 hafta içinde iyi bir seviyeye ulaşır. Maksimum incelme 2-3 ay sonra tamamlanır.

İnfrasonik liposuction hem iyi sonuçları, hem de hızlı iyileşme sağlaması yanında zor hastalarda da iyi sonuçlar alınmasını sağlayan yeni bir lipomatik yağ alma yöntemidir.

Read More

Lip Lift Ya Da Angel Lip Nedir?

Angel Lip Lift başka bir adıyla üst dudak kaldırma operasyonu, dudak enjeksiyonları ve dudak implantı ihtiyacını ortadan kaldırmaya yönelik dudak büyütme prosedürüdür. Dudaklardaki Vermillion bölümü (dudak kısmı) dar olduğu zaman üst dudak ince görünür ve burun ile dudak arasındaki mesafe de buna bağlı olarak uzun görünür. Üst dudaklarının büyük olması aynı zamanda çekiciliğin de işaretidir. Kadınlar dudaklarını daha dolgun, büyük ve çekici göstermek için ruju taşırarak sürerler. Dudakları bu şekilde belirginleştirmeye çalışmak hem uzun vadeli bir sonuç sağlamamaktadır hem de hatalı yapılan makyaj çekicilikten çok çirkin ve basit duran bir görünümde olmaktadır.

Angel Lip Lift yani üst dudak kaldırma ameliyatında kadınların filtral kolon yani burun ile dudak arasındaki bıyık bölümü mesafesi azaltılarak dudaklarda melek kanadı etkisi yaratmak amaçlanmaktadır. Angel Lip Lift, dudak enjeksiyonu ve dudak implantı ihtiyacını ortadan kaldıran etkili ve uzun vadeli bir dudak büyütme ve yapılandırma prosedürüdür.

Yaşın ilerlemesiyle birlikte dudakların dolgunluğu ve hacmi azalır. Hacim ve dolgunluk azalması yaşayan dudaklar yüzümüze yaşlı ve yorgun bir ifade katmaktadır. Üst dudak ile burun arasındaki mesafe uzuyor bu durum üst dişlerin asılı gibi görünmesine neden oluyor. Bazı kişilerde ise genetik olarak görülen uzun ve ince üst dudak formu yüz estetiğini ön plana çekmekten çok geri plana itiyor. Kadınlar hangi yaşta olurlarsa olsunlar Lip Lift operasyonuyla mükemmel kalıcılıkta çekici dudaklara ulaşmayı hedefliyorlar. Lip Lift, dudak protezi, dudak silikonu ya da dolgu işlemleri gibi uygulamalara sürekli ödeme gerektiren maliyetleri ortadan kaldırıyor.

Lip Lift Ameliyatı Nedir?

Lip Lift ameliyatı üst dudağı hedefleyen ve kişinin gülümsemesinin ortaya çıkmasını sağlayan aynı zamanda dudakların hacimli ve dolgun görünmesini de sağlayan bir operasyon şeklidir. Lip Lift ile üst dudağı ince olan kişilerde alt dudak ile beraber estetik görüntü elde edilmekte ve hacim olarak artış sağlanmaktadır.

Lip Lift operasyonu uygulaması son derece konforludur. Lip Lift ameliyatında burun ile üst dudak arasındaki uzunluk cilt ve doku şeridi alınarak çıkartılır ve mesafe kısaltılır. Fazla cilt çıkartıldıktan sonra kesi bölümü birleştirme yapılarak dikilir. Kesi bölümü katlar halinde kapatılır ve dudağın yeterli kuvvet sağlaması için gerekli dikişler cilt altına yerleştirilir. Derin dikişlerin cilt altına yerleştirme işleminden sonra cilt kenarları titiz bir çalışmayla hizalanır ve kesi mümkün olduğunca az görünür hale getirilir. Lip Lift ile Cupid yayı (üst dudakta bulunan iki tepe noktası) yeniden şekillendirilerek, dudak üstü kısmı ile burun altı mesafeyi yeniden tanımlar. Birçok estetik cerrah bu alanın ideal ölçüsünün 12 ile 15 mm arasında olduğunu düşünmektedir. Lip lift ile bu bölümdeki kaslar sıkıştırılarak üst dudak yeniden şekillendirilir. Şekillendirme prosedürü ortalama 1 saat sürmekte ve iyileşme süresi yaklaşık 5-7 gün arasında değişmektedir.

Lip Lift Kalıcı Etkisi;

Çok daha belirgin üst dudak,

Üst dişlerin belirgin hale gelmesi,

Orantılı ve dengeli yüz hatları,

Daha estetik, simetrik ve genç bir yüz,

Üst dudak ile burun mesafesinin azalması,

Lip Lift Kimlere Uygundur?

Lip Lift uygulaması her yaştan erkek ve kadın için uygun bir operasyondur. Üst dudaklarının inceliğinden yakınan, burun ile dudak arasındaki mesafenin uzun olmasından yakınan ve dudaklarını kaldırmak isteyen kişiler için Lip Lift uygun bir operasyondur.

Lip Lift Operasyonunda İyileşme Dönemi

Lip Lift operasyonunun akabinde üst dudak bölgesinde ilk 72 saat içerisinde ödem ve şişme meydana gelir. Soğuk buz ve soğuk kompres uygulamalarıyla kontrol edilen bu bölgede zamana bağlı olarak şişlikler inmektedir. Yapılan ameliyatın niteliğine bağlı olarak görülen bu ödem ve şişkinlikler normal kabul edilmektedir. Operasyon sonrasında yaşanacak ağrı ihtimaline karşı düşük dozlu ağrı kesicilerle ağrı kontrol edilir. Lip Lift ameliyatı iyileşme döneminde iyileşme süresi kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel olarak 5 ile 7 gün arasında bir iyileşme dönemi bulunmaktadır. Burun altına atılan dikişler ameliyattan 5 gün sonra çıkarılmaktadır.

Lip Lift yani Üst Dudak Kaldırma ameliyatında hedeflenen üst dudağı buruna yaklaştırarak dolgun, çekici ve hacimli görünmesini sağlamaktır. Bu işlemle üst dişlerin görünürlüğü ve dudak yapısındaki estetik görüntü daha çok ortaya çıkmaktadır. Yaşça ileri olan hastalarda ise incelen ve hacim olarak azalan üst dudak yapısının toparlanarak dolgun bir görünüm verilmesi hedeflenir.

Read More