Monthly Archives Ocak 2022

Şaşılık

Gözlerin birbiriyle paralel bakamaması, her iki göz akslarının paralelliğini kaybederek farklı farklı yönlere bakması durumuna şaşılık denir. Gözlerin biri karşıya bakarken diğeri içe, dışa, yukarı veya aşağı kayabilir. Her iki göz de kayabileceği gibi tek göz de kayabilir.

Şaşılık Neden Olur?

Şaşılığın tek bir nedeni yoktur pek çok farklı nedenden ötürü oluşabilir. Şaşılığın tam olarak neden kaynaklandığı anlaşılamamış olsa da şaşılık göz çevresindeki kasların ve sinirlerin kontrol anormalliği olarak bilinir.

İnsan doğuştan şaşı olabileceği gibi bebeklik, çocukluk ya da hayatın ileri dönemlerinde şaşılık problemi ile karşılaşabilir. Şaşılık kafa travması, ya da gözdeki bir yaralanma nedeni ile de oluşabilir.

Şaşılık bazı durumlarda çok daha ciddi bir hastalığın ya da sağlık probleminin belirtisi olabileceği için en kısa sürede, bir göz doktoru tarafından detaylı olarak incelenmelidir.

Şaşılık Belirtileri

  • Çift Görme
  • Koordinasyonsuz Göz Hareketleri
  • Görme Kaybı
  • Derinlik Hissi Kaybı
  • Baş Ağrısı
  • Gözlerde sulanma
  • Ağrı

Çocuklarda şaşılığın fark edilmesi özellikle şaşılık küçük ve estetik olarak fark edilemeyecek boyutta ise zordur. Kaymanın ilk belirtisi gözlerin aynı noktaya odaklanmamasıdır ancak güneşte bir gözünü kapama, kafasını eğerek veya döndürerek bakma gibi bulgular da gözdeki kayma nedeni ile olabilir. İnsanlar genelde bebeklikte olan kaymanın zamanla düzeleceğini düşünmektedir, ancak bu doğru değildir. Şaşılık hiçbir zaman kendiliğinden düzelmez. Şaşılık belirtileri sürekli veya dönem dönem görülebilir.

Şaşılık Tedavi Yöntemleri

Şaşılıkta erken teşhis ileri dönemdeki kalıcı görme kayıplarını önlemek açısından oldukça önemlidir.

  • Gözlük ya da Kontakt Lensler
  • Enjeksiyon Tedavisi
  • Ameliyat: Ameliyat göz çevresindeki bir veya birden fazla kasın yerinin değiştirilmesi veya kısaltılması ile sağlanır. Operasyon genellikle genel anestezi bazen de lokal anestezi ile ameliyathanede yapılır. Bandaj kullanılmaz, yalnızca gözde birkaç gün süren kızarıklık ve rahatsızlık hissi olur. Hastalar genelde aynı gün taburcu olabilirler.
  • Göz Kapama

Yukarıda belirtilen tedavi yöntemleri, hastanın durumuna tek tek veya kombine olarak uygulanabilir.

Read More

Refraktif Cerrahi Nedir?

Refraktif cerrahi;  gözdeki kırma kusurları olan miyop, hipermetrop, astigmat ve 45 yaş sonrası yakın görme zorluğu olan presbiopinin lazer veya diğer cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak düzeltilmesi amacıyla uygulanan cerrahi yöntemlerinin tamamına verilen isimdir. Kısaca miyop, hipermetrop ve astigmat olarak adlandırılan kırma kusurları, retraktif cerrahi ile kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir.

Lazer teknolojisi ile uygulanan tedaviler; hastaların gözlük veya kontakt lens kullanma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Lazer teknolojisinde hastanın göz yapısına ve kırpma kusuruna göre özelleştirilmiş yöntemler kullanılmaktadır.

Medova Hastanesi’nde başarı ile uygulanan refraktif cerrahi sayesinde hastaların görme kusurları ortadan kaldırılmakta ve kaliteli bir hayat yaşamalarına olanak sunulmaktadır.

Excimer Lazer

Excimer lazer, korneayı (gözümüzün önündeki saydam tabaka) büyük bir hassasiyetle şekillendiren bir dalgadır. Miyop, hipermetrop ve astigmat gibi göz problemlerini birkaç dakikada düzelten ve komplikasyon riski çok düşük olan bir tedavi yöntemidir.

Excimer lazer teknolojisinin, alanında deneyimli ve uzman hekimler tarafından uygulandığı Medova Göz Merkezi’nde ayrıntılı teşhis, etkin ve hızlı tedavi olanağı hastaların hizmetine sunulmaktadır.

Transepithelial PRK (No Touch Lazer)

No Touch Laser, alışılagelmiş lazer tedavi yöntemlerinin aksine ışıkla göze dokunulmadan 30 – 40 saniye içerisinde uygulanan miyop (uzak görme) ve astigmat sorununu ortadan kaldıran bir tedavi yöntemidir. Özellikle korneası ince olan ve kornea yüzeyi normalden daha dik olan olgularda da No Touch Laser tedavisi uygulanabilir.

No Touch Laser tedavi işlemi, sadece anestetik damla damlatılmasıyla yapılır ve uygulama sırasında hasta ağrı duymaz. Bu yöntem kullanılarak yapılan lazer tedavisinde göze herhangi bir cihaz teması yoktur. Hastanın uzak ışık kaynağına 30 – 40 saniye bakması yeterlidir.

Tedavi sonrasında 1 – 2 gün ağrı, ışıktan rahatsız olma ve sulanma olabilmektedir. 2 – 4 hafta içerisinde görme seviyesi tam düzeyine ulaşmaktadır.

Kişiye Özel Planlanmış En Gelişmiş Lazer Teknolojisi ile Kusursuz Görüş İmkanı

Tamamen bilgisayar kontrolünde; bıçaksız olarak uygulanan ve en güvenilir yöntemlerden biri olan femto lasik teknolojisi sayesinde hastalara görüş keskinliğini en üst seviyelere çıkaran bir tedavi yöntemi sunulmaktadır.

Femto lasik tedavisi; gözün en ufak dönüş hareketlerinin tespit ve takip edilebilmesine olanak vererek tedavinin hatasız sonuçlanmasını sağlamaktadır.  Normal kornea kalınlığına sahip hastalara uygulanabilen bu tedavi yöntemi, yüksek görme kusuruna sahip hastalar için de uygun bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Femto lasik teknolojisi astigmatı düzeltme olanağı sağlamakla birlikte korne kapağı (korneal flep) komplikasyonu olasılıklarını da en aza indirmektedir. Ağrısız ve acısız bir işlem olmasının yanı sıra tedavi çok kısa bir süre içerisinde tamamlanmaktadır. Aynı zamanda hasta, ertesi gün ya da en geç 30 gün içerisinde tam görme düzeyine ulaşmaktadır.

Femto lasik teknolojisi ile çoğu hasta görmelerindeki düzelmeyi tedaviden hemen sonra fark etmekte ve hızlı bir iyileşme sürecinin ardından günlük yaşamlarına dönebilmektedir.

Kişiye özel bir tedavi olması dolayısıyla her aşaması kişinin göz yapısı ve görüş kapasitesi temel alınarak planlanmaktadır. Bu nedenle, Femto lasik tedavisi ile elde edilen görme keskinliği son derece yüksektir.

Kimlere Lazer Tedavisi Uygulanır?

Lazer tedavisine aday kişilerde; yapılacak ön muayene ve tetkikler neticesinde, aşağıdaki kriterlere uygun kişiler lazerle tedavi edilebilmektedir.

  • 18 Yaşını doldurmuş olması
  • Kornea kalınlığının uygun olması
  • -8 diyoptriye kadar miyopisi olması
  • 6 diyoptriye kadar astigmatı olması
  • +6 diyoptriye kadar hipermetropisi olması
  • Diyabet, romatizma gibi sistematik hastalığı bulunmaması
  • Gözlerinde başka herhangi bir hastalık (kornea sivrileşmesi, göz tansiyonu vb.) bulunmaması
  • Hamile veya emzirme döneminde (ilk altı ay) olmaması

 

Read More

 Katarakt Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Ameliyattan iki gün sonra gözünüze şampuan, sabun ve su kaçırmadan duş alabilirsiniz.
  • Damlalarınızı saatinde ve doğru şekilde kullanmaya dikkat ediniz.
  • Ameliyatlı gözün bulunduğu tarafa yatmamaya özen gösteriniz.
  • Ameliyattan sonraki ilk 15 gün gözünüzü temiz tutunuz, ovuşturmayınız ve kaşımayınız.
  • Gözünüzü silerken bastırmayınız, alt göz kapağınıza dokunmadan tek kullanımlık yumuşak kağıt mendil ile siliniz.
  • İlk 1 ay süre ile ameliyat olmuş gözünüzü çarpma ve vurmalara karşı koruyunuz.
  • Ameliyat sonrası ilk bir ay içerisinde düşündüğünüz deniz, kum ve güneşli tatil planınızı hekiminize danışarak yapınız.
  • Ameliyattan sonra hiçbir şikayetiniz olmayacağı gibi, batma hissi, sulanma, kanlanma gibi bir süre devam edebilen şikayetleriniz de olabilir. Bu durum normaldir, endişelenmeyiniz.
  • Ameliyat olan gözde şiddetli ağrı, görmede azalma ve çapaklanma görülür ise, vakit kaybetmeden çağrı merkezi numaramızdan hastanemize ulaşınız.
  • Ameliyattan sonra ikinci kontrolünüz 7 ile 10. günler arasındadır. İlk kontrolünüzden sonra hastaneden ayrılmadan önce 2. kontrolünüz için randevunuzu alınız.

Göz Damlası Kullanım Kuralları

  • Damla kullanmadan önce ellerinizi su ve sabunla yıkayınız, gerektiğinde eldiven takınız.
  • Başınız geriye doğru kaldırınız, alt göz kapağınızı parmaklarınızın ucuyla aşağıya doğru çekiniz ve sabit bir noktaya bakınız.
  • Damlalığı göz hizasından yukarıda tutunuz ve yavaşça sıkıştırarak alt göz kapağınızın içine denk gelecek şekilde 1 damla damlatınız.
  • Damlalık ucunu gözünüze, göz kapağınıza veya kirpiklerinize değdirmeyiniz, damlanın ucunu eliniz ile kapatmayınız, aksi takdirde damlanız mikrop üretebilir.
  • Damlattıktan sonra gözlerinizi bir müddet kapalı tutunuz ve daha sonra birkaç defa kırparak ilacın gözde dağılmasını sağlayınız.
  • Gözden dışarı akan ilacı temiz bir peçete yardımıyla siliniz.
*Unutmayınız ki; ameliyatın başarısı hastane ve doktorunuza bağlı olduğu kadar, tedavi sonrası uygulayacağınız bakıma da bağlıdır.
Read More

Göz Sağlığınızı Riske Atmayın, Kataraktı Hayatınızdan Çıkarın!

Göz, zamandan en fazla etkilenen organlar arasında yer alır, farklı bir deyişle kişi yaşlandıkça tüm vücutta oluşan değişimlerden en fazla göz etkilenir.

Katarakt, gözün içinde yer alan sinir ve göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi, kahverengi ve sarı renklenmelerin oluşmasıyla ortaya çıkan ve buna bağlı olarak görme duyusunun azalmasıyla sonuçlanan göz rahatsızlığıdır.

Doğumdan itibaren her yaşta görülebilen katarakt özellikle yaşa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Orta yaşlarda daha nadir görülmekle birlikte yaş ilerledikçe katarakt görülme sıklığı artış göstermektedir. Her iki gözde de oluşabilen katarakt hastalığında genellikle gözlerden biri diğerine göre daha fazla etkilenir. Bu durum hastaların günlük yaşantılarını oldukça olumsuz etkilemektedir.

Katarakt Belirtileri;

  • Görmede yavaş yavaş azalma
  • Görüntüde ve renklerde soluklaşma
  • Işığa karşı hassasiyet
  • Gece görüşte bozulma
  • Araç kullanımının güçleşmesi
  • Okuma zorluğu
  • Gözlerde yorgunluk
  • Gözlük numaralarında sık değişme
  • Çift görme
  • Kontrast kaybı

*Kataraktın cinsine göre hastaların şikâyetleri değişebilir.

Bazı kataraktlarda oluşan yalancı miyopiye bağlı olarak uzak görme bozulur yakın görme düzelir. Uzak veya yakındaki bulanık görme gözlükle düzeliyorsa bu durum kataraktla ilgili değildir. Kataraktlı göz, gözlüğe rağmen az görür. Aynı zamanda gözlük sorunlarıyla ilgili görme azlıkları da kataraktla karıştırılmamalıdır.

Katarakt Tedavisi

Katarakt, diyet ya da ilaç tedavisi ile önlenemez ve tedavi edilemez.  Bu nedenle tek seçenek cerrahi müdahaledir. Ameliyat, şeffaflığını kaybetmiş olan göz merceğinin alınıp yerine yeni bir göz merceğinin yerleştirilmesi sistemine dayanmaktadır.

Katarakt Ameliyatı

Katarakt cerrahisi, matlaşmış lensin çıkarılmasını ve yapay lensle değiştirilmesini içerir. Göz içi lensi olarak adlandırılan yapay lens, doğal merceğinizle aynı yere yerleştirilir. Bazı insanlar için diğer göz problemleri nedeniyle yapay bir lens kullanımı uygun olmamaktadır. Bu durumlarda, katarakt giderildikten sonra görme, gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilebilir.

Katarakt cerrahisi gelişen teknoloji ile birlikte kolaylıkla ve hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Ameliyat günü birlik cerrahi girişim olup hastalar çoğu zaman aynı gün taburcu olabilmekte ve kısa sürede günlük aktivitelerine dönebilmektedir.

Katarakt tedavisi, mikrocerrahi gerektiren çok önemli bir ameliyattır. Medova Hastanesi olarak; ileri teknolojimiz, güçlü ve tecrübeli hekim kadromuz, sterilizasyona uygun ameliyathanelerimiz ile tüm cerrahi müdahale ve tedavileri hastalarımızın hizmetine sunmaktayız.

Femtosaniye Lazer İle Katarakt Ameliyatlarında Devrim

Son yıllarda özellikle refraktif cerrahide giderek artan ve sıklıkta kullanılan Femtosaniye Laser teknolojisi artık katarakt hastalarının da hizmetine sunulmaktadır.

“Bıçaksız Katarakt Ameliyatı” olarak da adlandırılan “Femtosaniye Laser” adı verilen lazer teknolojisi sayesinde katarakt ameliyatının en önemli aşamaları insan eli değmeden tamamen bilgisayar kontrollü olarak gerçekleştirilmektedir. Bu da komplikasyon riskini son derece azaltmaktadır.

“Femtosaniye Lazer” teknolojisinin kullanıldığı operasyonlarda, göz içine yerleştirilen çok odaklı mercek seçeneği ile aynı operasyonda kataraktın yanı sıra uzak ve yakın görme sorununa çözüm getirmek de mümkün olabilmektedir.

Modern tekniklerin gelişimi ile günümüzde katarakt operasyonları iğnesiz ve ağrısız yapılabilmekte böylece hasta aynı gün evine dönebilmektedir.

FAKO Tekniği

Fako tekniği ile yapılan katarakt ameliyatları dikişsiz ya da lazerli ameliyatlar olarak bilinir.  Bu yöntem ile göz içine 2.2 mm’lik kesiden girilir, ultrason adı verdiğimiz ses dalgaları yardımıyla kataraktlı göz içerisindeki tabaka eritilerek dışarı alınır ve yerine göz içi merceği yerleştirilir. Bu küçük kesi sayesinde yara iyileşmesi daha hızlı ve cerrahi işlem daha güvenli olmaktadır.

Ameliyat olan hastaların görme seviyeleri çok kısa sürede yükselmekte, hastalar günlük

TRI – FOKAL Akıllı Mercekler

Göz içi lens tedavisi, katarakt gibi göz rahatsızlıklarında kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Akıllı lensler adıyla da bilinen trifokal lensler uzak, orta ve yakın mesafede gözlüksüz olarak net görmeyi sağlayan göz içi lenslerdir. Bu lensler üç odaklı (trifokal) olup, bu odaklar sayesinde uzak ve yakını gözlüksüz olarak net görmeyi mümkün kılar.

Cerrahi Sonrası Hayata Sağlıklı Gözlerle Bakmak Mümkün!

Katarakt Cerrahisi Geçirmiş İnsanların Hayatında Ne Gibi Değişiklikler Olur?

Katarakt cerrahisinin bazı konularda kısıtlılık oluşturup oluşturmadığı da merak edilir. Cerrahi sonrası, kanunda belirtilen görmeyi elde eden kişiler sürücü belgesi alıp, araba kullanabilir. Temas gerektirmeyen sporları da gönül rahatlığı ile yapabilirler.

Katarakt Tekrarlar Mı?

Katarakt ameliyatı olanlarda yeniden katarakt oluşmaz. Operasyonla, merceğin içine yerleştirildiği zar zamanla kesifleşebilir. Bu halk arasında “ikincil katarakt” olarak isimlendirilse de aslında katarakt değildir. Bu oluşum genellikle lazerle 3 – 4 dakika içerisinde kolayca tedavi edilebilir. Çocuklarda veya zarın çok kalınlaştığı ender durumlarda ameliyatla temizlemek gerekebilir.

Kaynak 1: What Are Cataracts?Cataracts Symptoms?What Causes Cataracts?Cataract Treatment aao.org By Kierstan Boyd Reviewed By J Kevin McKinney, MD Edited By David Turbert Sep. 06, 202

Kaynak 2: Özçetin Hikmet: Güncel katarakt cerrahisi. Özçe- tin H (Editör) Katarakt ve tedavisi. 1. baskı. İstanbul SCALA yayıncılık 2005;299-390.

Read More

Tüp Bebekte Karşılaşılan 7 Sorun

Tüp bebek tedavisi, günümüz teknolojisine paralel olarak geliştirilen birçok tedavi yöntemi ile beraber normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlere başarı tablosu vaad etse de, bazı durumlarda istenilen sonuçları almak pek mümkün olmamaktadır. Çiftlerin sorunlarına yönelik uygun tedavi aşamalarının gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, aşağıdaki durumlarda tüp bebek tedavisi iptal edilebilmektedir:

Anne Adayının Yumurta Sayısının Yetersiz Olması

Tüp bebek tedavisinin başarısındaki en önemli faktör anne adayının yumurta rezervleridir. Bu nedenle yaşı ilerlemiş ve yumurta rezervleri yeterli olmayan anne adaylarında, yumurta gelişimi için uygulanan ilaçların ardından yumurta toplama aşamasında istenilen sayıda yumurta edilememektedir. Karşılaşılan bu sorunun nedenleri arasında anne adayının yaşı, çocuk sahibi olmasını engelleyen genetik faktörler ve yumurtalıkların uyarılması için kullanılan ilaçların yetersiz olması yer almaktadır.

Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS, Yumurtalıkların Aşırı Uyarılması)

Tüp bebek tedavisinde istenmeyen bir durum olarak, yumurtalıkların uyarılması için verilen ilaçlara yumurtalıkların aşırı bir şekilde cevap vermesi yani büyümesi sonucunda tüp bebek tedavisi iptal edilmektedir. Tüp bebek tedavisinin başarısı bahsedildiği üzere anne adayının sağlıklı yumurta rezervlerine bağlı olarak şekillenir.

Bu nedenle kaliteli yumurta hücreleri elde etmek amacı ile bir takım hormon iğneleri ile yumurta gelişimi desteklenmektedir. Ancak kullanılan ilaçlara yumurtalıkların aşırı cevap vermesi halinde tedavi aşaması askıya alınarak, öncelikle OHSS’nin tedavisi yapılır.

OHSS’nin belirtileri:

  • Karın ağrısı
  • Karında şişlik hissi
  • Bulantı
  • Kusma
  • İshal
  • Nefes darlığı
  • İdrar oranında azalma

Başarısız Döllenme

Anne adayından elde edilen yumurtalar ile baba adayından elde edilen sperm hücreleri mikroskop altında bir araya getirilerek döllenmeye maruz bırakılır. Genellikle bu işlem mikroenjeksiyon yöntemi ile gerçekleştirilmektedir. Sperm hücresinin yumurtayı döllemesi ile yaklaşık %65-80 arasında embriyo elde edilmektedir. Kaliteli embriyonun tespit edilmesinin ardından anne adayının rahmi yerleştirilmesi ile tedavi tamamlanır. Ancak bazı nedenlerden dolayı döllenme başarısızlıkla sonuçlanabilir. Ayrıca bu sorun tekrarlayan başarısız tüp bebek nedenleri arasında yer alır.

Sperm İle Alakalı Sorunlar

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen bir diğer önemli faktör ise, baba adayında yumurtayı dölleyebilecek kabiliyete sahip sperm hücresinin olmamasıdır. Çeşitli nedenlerden dolayı sperm sayısının, hareketliliğin ve kalitelisinin yeterli olmadığı durumlarda döllenme gerçekleşmemektedir. Ayrıca anne adayına yapılan yumurta toplama işlemine eş zamanlı olarak baba adayından sperm elde etme işlemi uygulanır. Eğer bu aşamada yumurtayı dölleyebilecek yeterli sayı ve kalitede sperm tespit edilememiş ise, tüp bebek tedavisi iptal edilir.

Embriyo Transferinde Karşılaşılan Sorunlar

Tüp bebek tedavisinde karşılaşılabilir bir diğer sorun ise, anne adayının üreme sisteminde meydana gelen patolojiler ve doğuştan gelen anatomik bozukluklardır. Bu sorunlar embriyo transferi işlemini başarısız kılarken, embriyonun tutunacağı ve gelişimini sürdüreceği rahim şartlarının olmamasından dolayı gebelik elde edilememektedir.

İmplantasyon Sorunu

İmplantasyon başarısızlığı olarak tabir edilen bu durum, anne adayının rahmine transfer edilen embriyonun rahme tutunamama sorunudur. Rahim içi şartlarının gebelik için uygun olmaması ve embriyo kalitesinin yetersiz olması halinde, başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.

Dış Gebelik

Dış gebelik gebeliğin rahim dışında herhangi bir bölgede gelişim göstermesidir. Genellikle fallop tüplerinde gelişen bu durum, tüp bebek tedavilerinin yaklaşık %1-3’ünde görülmektedir. Bu risk faktörünü arttırıcı nedenler ise;

  • Daha önce gebeliklerde dış gebelik hikayesi
  • Daha önce fallop tüplerini etkileyen bir hastalık ya da operasyon hikayesinin olması dış gebelik riskinin görülme ihtimalini arttırmaktadır.
  • Dış gebeliğin teşhisi için vajinal ultrasonografi ve kanda gebelik testi ile HCG ve progesteron seviyelerinden yararlanılmaktadır. Daha sonra cerrahi müdahale ile gebelik sonlandırılır.
Read More

Tüp Bebekte Embriyo Transferi

Tüp bebek tedavisi, aşamalardan oluşan bir tedavidir. Embriyo transferi de, bu aşamalardan bir tanesidir. En önemli aşamalardan biri olan embriyo transferi; tüp bebek tedavisinde elde edilen yumurta ve sperm hücrelerinin döllendirildikten sonra belirlenen sayıda anne adayının rahmine transfer edilmesidir.

Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonraki 12. Gün gebelik testi yapılmaktadır. Gebelik testi ise tüp bebek tedavisinin başarılı olup olmadığı tespit edilir.

Embriyo Transferi Ne Zaman Yapılır?

Yumurta ve sperm hücresi döllendikten sonra, 3 ya da 5 gün sonra embriyo transferi yapılmaktadır. Döllenmeden sonraki 3. Gün embriyosunda, embriyo çoğunlukla 4-8 hücrelidir.

5. gün transfer edilen embriyoya ise, blastokist denilmektedir. 5. gün embriyo transferinde gebelik şansı, embriyonun tutunma oranları daha yüksektir. 5. Gün embriyo, içerisi boşluklu bir haldedir. Ancak her embriyonun 5. Güne ulaşması mümkün değildir.

Embriyo Transfer İşlemi Ne Kadar Sürer?

Embriyo transfer aşaması, tüp bebek tedavisinde en kısa sürede tamamlanan işlemdir. Yaklaşık olarak 10 dakikada tamamlanan bu işlem, anne adayında herhangi bir ağrı ya da rahatsızlığa yol açmamaktadır. Bu sebeple de işlem sırasında anestezi uygulanmaz. Anne adayının kendini rahat hissetmesi için sakinleştirici ilaçlar kullanılabilir. Transferden sonra anne adayı birkaç saat merkezde dinlenip evine gidebilir.

Embriyo Transferi Nasıl Yapılır?

Anne adayı jinekolojik muayene masasına alınır. Burada, tıpkı jinekolojik muayenede olduğu gibi hasta hazırlanır. Ardından spekulum yerleştirilir. Rahim ağzının, enfeksiyonlara karşı korunması amacıyla özel sıvılarla temizlenir. Bu aşamadan sonra ise embriyologun hazırlayıp getirdiği embriyolar ince bir katater aracılığıyla rahme transfer edilir.

Anne adayına akaç tane embriyo transfer edileceğine çeşitli faktörlere göre karar verilmektedir. Ancak çoğul gebeliklerin önlenmesi adına transfer edilen embriyo sayısına kısıtlama getirilmiştir. Bu sebeple genellikle en kaliteli ve en iyi olan embriyo hücresi transfer edilir. Geriye kaliteli embriyolar kalmış ise, dondurularak saklanabilir.

Transfer edilecek embriyoların dış bölümünde bulunan zona tabakasının kalın olması halinde, bu tabaka lazer ile inceltilir ve transferden sonra gebelik şansı arttırılır.

Embriyo Dondurma Ve Dondurulmuş Embriyo Transferi Nasıldır?

Geliştirilen embriyolardan en kalitelisi ve en iyisi anne adayına transfer edildikten sonra şayet geriye kaliteli embriyolar kalıyorsa, bu embriyolar ileride kullanılmak üzere dondurulabilir. Bu sayede yeniden tüp bebek tedavilerine başlamak yerine, birçok aşama atlanarak daha kısa sürede tedavi tamamlanmış olur. Bununla beraber ileride anne adayı bir çocuk daha isterse, dondurduğu embriyoları kullanarak tüp bebek tedavisiyle gebelik sağlayabilir. Bu sayede yaşın ilerlemesiyle meydana gelebilecek riskler engellenmiş olur.

Embriyo Transferi Sonrası Kullanılacak İlaçlar Nelerdir?

Embriyo transferinden sonra gebeliğin tutunması için progesteron içeren ilaçlar verilmektedir. Bu ilaçlar; tablet, jel ya da enjeksiyon şeklinde kullanılabilir. Bu ilaçların dışında vitamin ya da mineral kapsüller, folik asit önerilebilir. Bu ilaçlar ve vitaminler, doktor önerisi dışında kullanılmamalıdır.

Embriyo Transferinden Sonra Gebelik Testi (Hamilelik Testi) Ne Zaman, Kaçıncı Gün Yapılır?

Embriyo transferinin gerçekleşmesinden 12 gün sonra gebelik testi yapılmaktadır. Bu gebelik testi, kanda gebelik testidir. Gebeliğin henüz bu döneminde bebek ultrasondan izlenemediği için kanda gebelik testi yapılır ve pozitif çıkarsa anne adayı 2 hafta sonra ultrason kontrolüne çağırılır.

Ultrason Ne Zaman Yapılır?

Hamilelik testi yapıldığında, gebelik kesesi henüz ultrasondan izlenemez. Transferden 3-4 hafta sonra ultrasondan gebelik kesesi görülebilmektedir. Çeşitli durumlarda gebelik testi pozitif çıksa dahi ultrasonda gebelik kesesi görülmeyebilir. Bu gibi durumlarda akla dış gebelik gelmelidir.

Embriyo Transferi Sonrası Kanama, Akıntı, Ağrı Olur Mu?

Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonra lekelenme tarzı kanamalar meydana gelebilir. Bu kanamalar aynı gün içinde kendiliğinden kesilecektir. Ancak bu kanamanın yoğun ve fazla olması söz konusu ise zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekmektedir.

Bununla beraber hafif kasık ağrıları yaşanabilir. Ancak bu ağrılar için doktor haberi dışında herhangi bir ağrı kesici ilaç kullanılmamalıdır. Bu süreçte doktor önerisi dışında kullanılan ilaçlar gebelik için olumsuz etki yaratabilir.

Embriyo Transferi Sonrası Cinsel İlişkiye Girilebilir Mi?

Fizyolojik durumunuza göre doktor bir süre cinsel perhiz önerebilir. Genellikle transferden gebelik testine kadar olan süreçte cinsel ilişki bulunulmaması gerekmektedir. Yapılan gebelik testinde hamile olduğunu tespit edilirse, cinsel ilişkiye başlanabilir. Çeşitli durumlarda gebeliğin riskli olması, uzun vadede cinsel ilişkinin yasaklanmasına yol açabilir.

Embriyo Transferi ile Gebe Kalanlar Gebelik Haftasını Nasıl Hesaplamalı?

Gebelik haftasını hesaplamak için, embriyo transferinin yapıldığı günden itibaren günler sayılır. Ardından çıkan sonuca 2 hafta ilave edilir. Bu sayede gebelik haftası hesaplanmış olur.

Embriyo Transferinden Sonra Yapılması ve Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Embriyo transferinden sonra anne adayı kendini fiziksel olarak yormamalı, gebelik testine dek dinlenmeye dikkat etmelidir.

Stresli ortamlardan uzak durulmalıdır.

Sık sık dinlenilmeli ancak anne adayı kendini yatağa da hapsetmemelidir. Bu süreçte gebelik testine kadar anne adayını sakinleştirecek etkinlikler yapılmalıdır.

Doktor bilgisi dışında herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.

Uzun seyahatler, transferden sonraki 3. Gün başlamalıdır. Transferden sonraki günlerde anne adayı kendini yormamalıdır. Kısa süreli yolculuklarda herhangi bir sakınca yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde Kaç Embriyo Transfer Edilir?

Tüp bebek tedavisinde, transfer edilen embriyo sayısı arttıkça, gebelik şansı da artmaktadır. Ancak embriyo sayısının artması, çoğul gebeliklere yol açan bir durumdur. Çoğul gebeliklerde de gebeliğe dair riskler hem bebekler, hem de anne adayı için fazla olduğundan istenmeyen bir durum olarak adlandırılır.

Bu sebeple de 6 Mart 2019 tarihinde çıkan; üremeye yardımcı tedavi uygulamaları ve üremeye yardımcı tedavi merkezleri hakkında yönetmelik, embriyo transferine kısıtlama getirmiştir.

Bu yönetmeliğe göre transfer edilecek embriyo sayısı; 35 yaşının altındaki ve ilk iki tüp bebek denemesi olan kadınlar için yalnızca bir olarak belirlenmiştir.

Yönetmelikte transfer edilecek embriyo sayısı şu şekilde belirtilmiştir:

35 yaşın altındaki adaylara birinci ve ikinci tüp bebek denemelerinde sadece 1 tane embriyo transfer edilebilir. Üçüncü ve sonraki denemelerde “en fazla” iki embriyo transfer edilebilir. Birden fazla embriyo transfer edilmemesi esastır.

35 yaşında veya daha büyük olan adaylarda tüm tüp bebek denemelerinde en fazla 2 tane embriyo transfer edilebilir.

3 veya daha fazla embriyo transferine hiçbir koşulda izin verilmemektedir.

Embriyoların Dondurulması

Bu yönetmeliğe göre, kaliteli embriyolar kalırsa dondurularak saklanabileceği belirtilmiştir. Embriyoların dondurularak saklanması için hem anneden hem de babadan rıza alınmalıdır. Embriyo saklama süresi, koşul ve yasalara göre değişkenlik göstermekle beraber yaklaşık olarak 5 yıldır.

Saklama süresinin uzatılması ya da devam etmesi durumunda, her yıl eşlerden bu konuyla ilgili alınan rızalar yenilenmelidir.

Read More

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçlardan Dolayı Gözlemlenen Yan Etkiler

Tüp bebek tedavisinde kadından fazla sayıda yumurta elde edilebilmesi adına ilaç tedavisi uygulanır. Kadınlarda yumurtanın çok sayıda elde edilebilmesi yönünde yardımcı olan ilaç tedavisinde birtakım yan etkileri vardır. Bu yan etkiler ise şunlardır;

  • Ani ruh hali değişimi
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Karın bölgesinde hissedilen ağrı
  • İshal
  • Kusma
  • Mide bulantısı
  • Yumurta geliştirici iğnelerin yapıldığı bölgelerde hafif morarma, ağrı ve tahriş
  • Ödem
  • Baş ağrısı
  • Meme hassasiyeti
  • Ateş basması
  • Halsizlik

Çoğul Gebeliğin Gerçekleşmesi Halinde Karşılaşılabilecek Riskler

Tüp bebek tedavisindeki embriyo transferi işleminde çok sayıda embriyonun kadına transfer edilmesi halinde çoğul gebelik gerçekleşebilir. Ülkemizde uygulanan tüp bebek tedavilerinde çoğul gebeliğin gerçekleşmemesi adına tüp bebek tedavisinde transfer edilen embriyo sayısı sınırlandırılmıştır. Fakat yine de çoğul gebelikte karşılaşılabilecek risklerden bahsetmek gerekirse;

  • Erken doğum
  • Yüksek kan basıncı
  • Maternal kanama
  • Gestasyonel şeker hastalığı çoğul gebeliğin risklerindendir.

Embriyo Transferi İşleminin De Birtakım Yan Etkileri Vardır

Kadının rahmine embriyo transfer edilmesinin ardından; kadında kanama, lekelenme, hafif ağrı durumuna rastlanabilir. Söz konusu yan etkilerin giderilmesi ile ilgili bir ilaç kullanımına lüzum görülmemektedir.

Düşük Riski

Tüp bebek tedavisinde karşılaşılan düşük olayının gerçekleşme oranı ile doğal gebelikte karşılaşılan düşük olayının gerçekleşme oranı aynıdır. Düşük olayının gerçekleşme olasılığı anne adayının yaşının ilerlemesine bağlı olarak artmaktadır. Söz konusu gebe kadın 40 yaşından ileri ise düşük riski mevcuttur.

Ektopik Yani Dış Gebelik

Tüp bebek tedavisinde transfer edilen embriyo şayet yanlış bir bölgeye yerleşir ise dış gebelik gerçekleşebilir. Bu durumda embriyo transferinden iki hafta sonra yapılan ultrason kontrolünde tespit edilir. Dış gebeliğin sıklıkla karşılaşılan bulgusu kasık ağrısı ve kanamadır. Tüp bebek tedavisinde dış gebeliğin gerçekleşme oranı ise %1 ila %2 civarındadır.

Heterotopik Gebelik

Heteretopik gebelik, rahim içinde ve rahim dışında gebeliğin gerçekleşmesi durumudur. Bu durum tüp bebek tedavisi uygulanan kadının rahmine çok sayıda embriyo transfer edildiği takdirde gerçekleşir. Erken teşhis çok mümkün değildir. Bu gebeliğin bulguları; karın ağrısı, karın içinde kanamadır. Heteretopik gebelikte tedavi cerrahi operasyon ile mümkündür.

Yumurta Toplama İşleminin Yan Etkileri

Kadından döllenme işleminin gerçekleştirilmesi adına tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi yapılır. Bu işlemde kadına anestezi uygulanır. İşlemin birtakım riskleri söz konusudur. Bunlar;

İşlem uygulanırken ve işlemin ardından orta şiddette rahatsızlık meydana gelmesi

Yumurtalıklarda veya pelvik damarlarda hafif kanamaların gözlemlenmesi

Sıklıkla karşılaşılmayan ancak ihtimaller arasında olan hafif veya şiddetli pelvik enfeksiyondur.

Doğumsal Bozukluk Riski

Tüp bebek tedavisinde ya da doğal yolla gerçekleşen her iki gebelikte de doğumsal bozukluk riski ile karşılaşma olasılığı farksızdır.  Söz konusu doğumsal bozukluk riski ile karşılaşma olasılığı yaklaşık %3 ila %5 civarındadır.

Ovaryan Hiperstimulasyon Sendromu (OHSS)

Tüp bebek tedavisindeki en sık rastlanan durumdur. Bu durum; kadına yumurtlama adına verilen haplar ve iğnelere karşı kadında fazla miktarda yumurta ve kist oluşmasıdır. OHSS olayı risk faktörleri ise şunlardır;

  • Kadının genç yaşta olması,
  • Kadının zayıf olması,
  • Kadının yüksek doz gonadotropin kullanması,
  • Kadında polikistik over sendromu bulunmasıdır.

Yumurta Toplama İşleminden 4-5 Gün Sonra Başla Belirtiler İse;

  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • İshal
  • Nefes almada zorluk
  • Karın bölgesinde şişlik
  • Karın bölgesinde hassasiyet ve ağrı
  • Kısa sürede kilo alma
  • İdrar miktarında azalma
  • İdrar yapamama durumlarıdır.

Yumurtalıkların aşırı uyarılması durumunda kadına verilen ilaçların dozları azaltılmalı ya da ilaç kullanımı bırakılmalıdır. Şayet hafif OHSS ise kadın 10-14 gün içinde iyileşir. Ağır ve orta OHSS durumunda ise hastanede yatış gerekmektedir.

Over Torsiyonu

Yumurtalıkların kendi etrafında dönmesidir. Etkenleri; overde oluşumlara rastlanması, yumurtalıkla rahim arasındaki bağın uzun olması, gebelik sürecinde vücutta yer alan bağların gevşek ve elastik olması, yumurtalıkların aşırı büyümesi, tüplerin uzun ve büyük olmasıdır. Bu durumun habercisi olan bulgular ise;

  • Kasık ve karnın alt bölgesinde hassasiyet ve ağrı
  • Mide bulantısı, kusma,
  • Ateştir.

Over torsiyonu ultrason ile teşhis edilir ve cerrahi müdahalelerle tedavisi gerçekleştirilir. Over torsiyonuna bağlı olarak;

  • Enfeksiyon
  • İç genital organlarda yapışıklık
  • Kronik kasık ağrısı
  • Peritonit
  • Sepsis
  • Kısırlık gerçekleşebilir.

Karın Organlarında Yaralanma, Kanama ve Enfeksiyon

Tüp bebek tedavisinde kadından yumurta toplanırken; kadının idrar torbasında, bağırsak ve rahme yakın damarlarda çok düşük bir ihtimalde olsa nadiren yaralanma, vajinal kanama ve rahim yumurtalıklara bulaşan enfeksiyon durumu ile karşılaşılabilir. Vajinal kanama kolay bir müdahale ile giderilirken enfeksiyon tedavisinde de antibiyotiklere başvurulur.

Read More