Monthly Archives Ocak 2022

Stres Tüp Bebek Başarısını Nasıl Etkiler?

Stres hayatın özünde her zaman vardır. Şimdilerde pek çok insan kendini gereğinden fazla yorgun hissediyor. Yoğun iş hayatı, trafik, ekonomik durum, sosyal yaşantıya zaman ayıramama vs. gibi sebeplerle insanlar kendilerini stres altında hissetmektedir. Hayli gergin bir ruh hali ile gündelik yaşantısına devam eden insanlarda pek çok sağlık sorunlarına rastlanmaktadır. Sağlık problemlerinin teşhis ve tedavisi yönünde doktora başvuran hastaların karşısına hep aynı konu çıkmaktadır: Bu konu strestir!  Doktor strese bağlı olarak gelişen bir sağlık problemi saptadığı takdirde de hep aynı öneri yapılmaktadır: Bu öneri de stresten ve stresli ortamdan uzak durmaktır! Yaşam kalitesini yükseltmek dış faktörlere de bağlıdır elbet. Ancak söz konusu yaşamsa insanın kendisi başroldedir. Hayatını pozitif yönde etkilemek çoğunlukla insanın kendisine bağlıdır. Biraz da dış faktörlere… Yaşam kalitesi yükseltildiği yani sağlıklı ve düzenli beslendiği, yorucu olmayan ancak vücudu tutmaya katkı sağlayan egzersizler yapıldığı takdirde stresin insana verdiği olumsuz etkinin dozu azalabilecektir. Stres oluşturan ya da tetikleyen nedenler saptandığı takdirde bu sebeplerden uzak kalmaya özen gösterilirse de stresten kaynaklı meydana gelen sağlık sorunları önlenebilecektir.

Stres, insanın bedensel ruhsal sınırlarının tehdit altında kalması ile meydana gelen bir gerginlik halidir. Stres sadece ruhsal değil bedensel sağlığı da olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Çağımızın en önemli hastalık nedenlerinden biri olan stres, sağlıkla ilgili diğer konulurda olduğu gibi yardımcı üreme yöntemlerinden olan tüp bebek tedavisinde de başarı oranını etkilemektedir.

Tüp bebek tedavisi doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftler açısından umut kaynağıdır. Ancak tüp bebek tedavisi pozitif bakış açısına ve sabra sahip olmayı gerektiren bir yardımcı üreme tedavisi yöntemidir.

Tüp bebek tedavisinde stres hali ve umudun kaybedilmesi durumu tedavide elde edilmek istenen başarılı neticeye gölge düşürebilmektedir.

Çağımızın En Büyük Sorunu Stres Tüp Bebek Başarısını Etkiler Mi?

Başarılı bir gebelik oluşması için çiftlerin stresten uzak durmaları gerekir. Stres konusu gebeliğin gerçekleşememesinin faktörlerindendir. Bu tür durumlarda sorunun özüne inildiğinde stresin temelinde çoğunlukla çiftlerin uyumsuzlukları ve aile, çevre baskıları yatmaktadır.

Neden çocuğunuz olmuyor?

Kısırlık sorunumu var?

Kısırlık problemi olan kim?

Kısırlık sorunu sende mi var? gibi sorular ya da imalar çiftleri stresli bir ruh haline sürükleyebilir.

Sonuçta, sorulan her soru ya da yapılan her ima her insanın karşılaşabileceği durumlardır. Bu soruları yönelten veya rahatsız edici imalarda bulunan insanlar bu konuda empati kurmayı öncelikle denemelilerdir.  Aile ya da çevre gebelik oluşmadığı takdirde bu tip soruları yöneltmeden ya da bu gibi imalarda bulunmadan önce empati kurmalarında fayda vardır. Çünkü gebeliğin oluşumu ve gebelik dönemi stresten oldukça etkilenmektedir. Kadın strese bağlı olarak hamile kalamayabilir ya da yoğun stres yaşayan bir anne adayının ya da anne karnındaki bebeğin sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir. Bunlar unutulmaması ve dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır.

Yardımcı üreme yöntemlerinden tüp bebek tedavisi yaptırmak isteyen çiftlerde stres konusu normal gebelik sürecine bakarak biraz daha ön plandadır ifadesi yanlış olmaz. Çünkü tüp bebek tedavisine başvuran çiftler doğal yolla gebe kalamadığı nedeniyle tüp bebek tedavisine başvurduğu nedeni ile tedavinin ilk aşamasından itibaren hem umutlu hem de biraz buruktur. Çünkü tedavinin başarı ile neticelenmesi ister ve beklerler ancak başarı elde edilememe ihtimali içinde kaygı duyabilmektedir. Bir pozitif bir negatif düşünce ile başlanan bir tedavi sürecinin sağlıklı neticelenmesi oranı düşüktür. Tüp bebek tedavisine pozitif başlanmalı ve aynı şekilde devam edilmelidir. Bilinçli olmak faydalıdır. Olumsuz ihtimaller göz ardı edilmemelidir. Ancak olumsuz ihtimaller gerçekleşebilir kaygısıyla da stres altına girilmemelidir. Sonuçta tüp bebek tedavisinde başarısız netice elde edilebilir bunun sebebi streste olabilir.

Aile ve çevre baskısı haricinde çiftlerin yaşadığı iletişim problemlerinden kaynaklı oluşan streste gebelik ve tüp bebek tedavisi sürecinde olumsuz etki bırakabilir. Hem gebelik hem de tüp bebek tedavisinde özellikle çiftlerin birbirlerine destek olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaçları vardır. Sonuçta söz konusu durum gebelikse bebek sadece anne ya da babaya değil ikisine ait bu yüzden ebeveynler iletişim problemleri ile sadece birbirlerini değil anne karnındaki bebeğe de stresten kaynaklı olumsuz etki bırakabilirler. Bu yüzden tüp bebek tedavisi yaptıran çiftin ailesi de dahil olmak üzere tüm çevresi yaşanan duruma empati kurarak yaklaşmaya özen göstererek, çiftlerde tüp bebek tedavisinin zorlu sürecinden birbirlerine destek olarak stresin tüp bebek başarısındaki olumsuz etkisini azaltmaya çalışmalıdır.

Gebelik ve Tüp Bebek Tedavisi Sürecinde Stresi Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

  • Sağlıklı ve düzenli beslenmek
  • Düzenli uyku
  • Hafif egzersizler
  • Yoga veya meditasyon
  • Profesyonel destek
  • Sigara ve alkol içmemek ve içilen ortamdan uzak durmak
  • Kafein içeren besinlerden kaçınmak
  • Doktorla irtibat halinde olmak
  • Yorucu olmayan seyahatler

 

Read More

Sperm DNA Hasar Testi Nedir, Kimlere Uygulanır?

Sperm DNA hasar testi, kısırlık sorunu yaşana erkek adaylara uygulanan bir testtir. Henüz yaygınlaşmasa da gebelik şansının arttılabileceği ortaya konmuştur. Son yıllarda sperm DNA hasarını ölçmek için tasarlanmış bir dizi test geliştirildi. Sonuçlar, genellikle, parçalanmış DNA’ya sahip sperm yüzdesi, yani sperm DNA parçalanma indeksi (DFI) olarak rapor edilir. DNA bütünlüğü açısından test edilmiş olan spermler daha sonra tedavi için kullanılamaz, test sonucu yok edilirler. Hasar gören DNA’lı sperm yüzdesini bilebiliriz, ancak canlı canlı spermlerin DNA’ya zarar verip vermediğini asla bilemeyiz. Belli bir DNA hasarının niteliği ve şiddeti ortaya çıkmamasına rağmen, çeşitli yöntemler belirli bir numuneyi değerlendirirken geniş ölçüde uyumludur. Bununla birlikte, yöntemlerin çoğunda yüksek oranda uzmanlaşmış ekipmanlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Sperm DNA Hasar Testi Nedir?

Sperm DNA parçalanmasının değerlendirilmesi için kullanılan testler doğrudan ve dolaylı testlere bölünebilir. Doğrudan testler gerçek DNA kopmalarını bulmaya çalışırken, dolaylı testler sperm DNA’sının asit muamelesi gibi harici bir hakaret sonrasında kırılma duyarlılığını belirlemeye çalışmaktadır.

Yaygın Olarak Kullanılan Doğrudan Testler:

  • Terminal Deoksinükleotidil Transferaz aracılı Nick End Labeling (TUNEL),
  • Tek Hücreli Jel Elektroforez (COMET)
  • Yerinde Takma Çeviri (NT) tahlili

Sık Kullanılan Dolaylı Testler:

  • Akış sitometrik akridin portakalı tayini (sperm kromatin yapısı tahlili, SCSA)
  • Akridin Portakalı testi (AO),
  • DNA Break Detection-Floresan İn Situ Hibridizasyon (DBD-FISH)
  • Sperm Kromatin Dispertion testi (SCD).

“Önemli” DNA parçalanması ile “önemsiz” arasında ayrım yapabilecek hiçbir test yoktur. İnsan DNA’sının yalnızca bir kısmı önemli işlevlere sahiptir. DNA parçalanması işlevsiz alanlarda meydana gelirse, hiç önemli olmayabilir. Mevcut testler sadece toplam parçalanma miktarını ölçmektedir.

Parçalanmanın normal bir miktarı nedir konusunda net bir ayrım yok. Çeşitli testleri kullanan birçok çalışma, verimli erkeklerde parçalanmanın ortalama miktarının infertil erkeklerin ortalama miktarından daha düşük olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, verimli ve infertil erkekler arasında bulunan değerler arasında büyük bir örtüşme vardır. Spermdeki parçalanma miktarı hangi testin kullanıldığına ve hatta laboratuardan laboratuvara kadar aynı teste bağlı olarak çok değişebilir.

Sperm DNA’sı Neden Hasar Alır?

DNA’nın sperm içerisine yoğun ve kompakt ambalajlanması, onu dış dünyaya karşı korumaya yardımcı olur. Bununla birlikte, DNA hasarı, oluşma işlemi oluşabilir. Testikül spermatogenezi bu süre zarfında, sperm testisin travmasına veya aşırı sıcaklık derecesine karşı savunmasız olabilir. Testislere veya hatta aşırı derecede sıcak olan bir banyoda hasar olaydan 3 ay sonrasına kadar semen sayısında veya motilitede hafif geçici bir düşüş olarak ortaya çıkabilir. Testiste sürekli olarak sperm oluştuğu için sperm kalitesi iyileşir ve travmadan sonra üretilen sperm etkilenmez. Özellikle numunenin biraz alt optimal olduğu durumlarda, genellikle 3-6 ay arayla tekrarlanan semen analizleri önerilir.

Sperm Dna Hasarını En Aza İndirgemek İçin Herhangi Bir Şey Yapabilir Miyiz?

ROS varlığı semen örneklerinde tespit edilebilir, ancak DNA bütünlüğünü tehdit ettiği düşünülen ROS eşik seviyesinin ne olduğu tam olarak bilinmiyor. D vitamini A, C ve E gibi artan antioksidanların yüksek ROS düzeylerini önlemesine yardımcı olması mümkündür. Sigara, güçlü bir ROS kaynağı ve durmanın bazı sigara içicilerde sperma kalitesine yardımcı olduğu gösterilmiştir. Genel olarak, meni kalitesinden endişe duyan bir kişiye verilen tavsiyeler, yeterli antioksidan içeren dengeli bir diyet yemek ve sigarayı bırakmak olacaktır. Tıbbi antioksidan tedavilerin şimdiye kadar etkili olduğu gösterilmemiştir, ancak bu devam etmekte olan bir araştırma alanıdır.

DNA, insanlarda ve diğer organizmalarda kalıtsal maddedir. Şeker ve fosfattan yapılmış omurgalı DNA birimleri olan basit iki polimerden oluşur. DNA’daki bilgiler, DNA zincirlerine bağlanan bazlar adı verilen dört tür molekülden oluşan bir kod olarak saklanır. Bu üslerin sırası veya sırası, bir organizmayı inşa etmek ve muhafaza etmek için mevcut bilgileri belirler. DNA parçalanması, bazlara bir değişiklik olduğunda veya DNA zincirlerinin birinde veya her ikisinde fiziksel bir kopuk olduğunda oluşur.

Döllenme, ister cinsel ilişki sonucunda olsun ister tüp bebek tedavisi sonucunda laboratuarda meydana gelsin, sağlıklı bir yumurta ve sağlıklı bir sperm gerekir.  Sperm DNA’sı bebeklerin genetik materyalinin yarısına katkıda bulunur. DNA, parçalanmış DNA gibi bir şekilde anormal ise, üreme sürecinde bir arıza oluşturabilir ve bu nedenle sağlıklı bir bebek olma şansını düşürebilir.

Spermdeki DNA, sperm kafası içindeki proteinlerin etrafına sıkıca sarılmasıyla hasardan korunur. Bununla birlikte, erkek üreme bölgesinde sperm olgunlaşması sırasında, sperm kademeli olarak hasar görmüş DNA’yı düzeltme kabiliyetini kaybeder. DNA’nın doğru “paketlendiği” zaman, sperm “serbest radikaller” olarak adlandırılan zararlı moleküllerin etkisine karşı daha duyarlı olabileceği konusunda bazı öneriler var. Buna ek olarak, DNA hasarına sahip spermatozoa yüzdesinde artışa neden olabilecek başka faktörler de vardır. Bunların arasında en önemlileri sigara, genital sistem enfeksiyonu, testiküler kanser, özellikle Hodgkin hastalığı, ısı, böcek ilacına maruz kalma ve hava kirliliği.

Read More

Preimplantasyon Genetik Tanı Nedir?

Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Oranlarının Artmasını Sağlayan Uygulamaların Başında Genetik Tanı Yöntemleri Gelmektedir. Genetik Tarama Testi Sayesinde Sağlıklı Embriyoların Tespit Edilmesi Ve Anne Adayının Rahmine Transfer Edilmesi Mümkündür.

Preimplantasyon Genetik Tanı; İlaçla Yumurtalıkların Uyarılması, Yumurta Toplama (Opu) Aşaması Ve Döllenme Aşamaları İle Beraber Tüp Bebek Tedavisi İçerisinde Uygulanmaktadır. Yumurtalıkların Gelişmesiyle Beraber Yumurta Hücreleri Toplanır, Bu Aşamada Baba Adayından Sperm Hücresi Alınır Ve Alınan Üreme Hücrelerinin Döllenmesi Sağlanır. Ardından Döllenen Embriyolar Üç Gün Sonra 8 Hücreye Bölünür.

Preimplantasyon Tanı Basamakları Aşağıdaki Şekilde Devam Eder;

İlk Olarak Embriyoya Herhangi Bir Zarar Vermeden, Hücre Örneği Alınır.

Ardından Alınan Hücresinin Dna’sı Çıkarılır Ve Polimeraz Zincir Reaksiyonu İle Kopyalanır.

Ardından Embriyo Dna’sında Moleküler Analiz Sonucunda Hasarlı Ya Da Bozuk Bir Genin Olup Olmadığı Tespit Edilir.

Pgt Uygulamasından Sonra İse Genetiği Sağlıklı Olan Embriyolar Tespit Edilir Ve Aralarından En Sağlıklı Olan Embriyo Anne Adayının Rahmine Transfer Edilir. Bu Aşamada Geriye Kalan Sağlıklı Ve Kaliteli Embriyolar, Dondurularak Saklanabilir.

Preimplantasyon Genetik Tanıdan Genetik Bir Hastalığı Olan Veya Riskli Olan Herhangi Bir Çift Yararlanabilir.

Tüp Bebek Tedavileri ve Pgt Uygulamaları

Tüp Bebek Tedavileri Her Geçen Gün Geliştirilen Ve Yeni Tekniklerle Başarı Oranlarının Arttığı Bir Yardımcı Üreme Yöntemidir. Genetik Tanı Yöntemi Sayesinde, Embriyoların Dna’sı Ve Genetiği İncelenir. Tüp Bebek Tedavisinde Gebeliklerin Düşükle Sonuçlanmasının En Büyük Sebeplerinden Biri, Embriyonun Genetiğinin Bozuk Olmasıdır. Pgt Yöntemi Sayesinde, Bu Faktör Ekarte Edilmiş Olur.

Genetiği Bozuk Embriyoların Anne Adayının Rahmine Tutunma Ve Gelişme Şansı Bulunmamaktadır. Özellikle Kan Bağı Olan Çiftlerde, Daha Önce Kromozom Açısından Bozukluğu Olan Çocuk Sahibi Olan Çiftlerde, Kadının Yaşının İleri Olduğu Durumlarda, Tekrarlayan Düşüklerde Pgt Yöntemine Başvurulmaktadır.

Preimplantasyon Genetik Tanı Sayesinde:

  • Dünyaya Gelecek Olan Bebeğin Henüz Embriyo İken Yetişkinlik Döneminde Karşılaşabileceği Ciddi Hastalıklar,
  • Kromozom Eksiklikleri,
  • Anomali Riski,
  • Tek Gen Hastalıkları Tespit Edilebilir.

Embriyoya uygulanacak olan genetik tanı yöntemleri ile anormal durumlar tespit edilirse, bu embriyolar transfer edilmeyecektir. Bu sayede olası tüp bebek başarısızlık nedenlerinden bir kısmı elenmiş olacaktır.

Pgt Yöntemi Sayesinde:

Tekrarlayan Düşükler Genetik Tarama Yöntemi ile Önlenebilir,

Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Şansı Yükseltilebilir,

Embriyonun Cinsiyet Tayini Yapılabilir. Cinsiyet Tayini, Yalnızca Cinsiyet Geçişli Genetik Hastalıklar Sebebiyle Yapılabilmektedir. Aksi Halde Yasaktır.

Tüp Bebek Tedavilerinde Pgt Hangi Durumlarda Uygulanmaktadır?

  • Yaşı 35 ve İleri Olan Anne Adaylarına,
  • Cinsiyet Kaynaklı Genetik Bozukluk Sorunu Olan Kişilere,
  • Tek Gen Defekti Olan Kişilere,
  • Kromozomol Bozukluğu Öyküsü Olan Çiftlere,
  • Tekrarlayan Tüp Bebek Başarısızlıklarında,
  • Tekrarlayan Düşük Öyküsü Olan Kadınlara,
  • Çiftlerde Var Olan Kromozom Yapı Bozukluklarının Çocuklarda Görülme İhtimali Varsa
  • Aralarında Kan Bağı Bulunan Çiftlere,
  • Tekrarlayan Tüp Bebek Başarısızlıkları Olan Çiftlere,
  • Şiddetli Erkek Kısırlığı Durumlarında.
  • Pgt ile Tespit Edilebilecek Bazı Rahatsızlıklar Şunlardır;
  • Hemofili
  • Talasemi
  • Akondroplazi
  • Retinitispigmentoza
  • Kistikfibrozis
  • Tay Sach’s
  • Myotonikdistrofi
  • Orak Hücreli Anemi
  • Nörofibromatozis

Genetik Tanı Yöntemleri Güvenilir Midir?

Pgt yönteminin uygulanabilmesi için yumurtalıkların uyarılması, yumurta hücrelerinin toplanması, sperm hücrelerinin toplanması ve alınan üreme hücrelerinin döllendirilmesi gerekmektedir. Oluşan embriyolardan alınan hücre örnekleri, genetik açıdan teknolojinin sağladığı imkanlarla araştırılır. Pt yönteminde embriyolar hiçbir şekilde hasar görmemektedir. Yanılma payı yaklaşık olarak %2 olmaktadır.

Tek Gen Hastalığı Nedir?

İnsan Dna’sı Üzerine Şifrelenmiş Olan Genlerin Bozulması Ya Da Eksik Olması, Genetik Hastalıkların Oluşmasına Yol Açmaktadır. Genetik Hastalıklar Yaygın Olarak Akraba Evliliklerinde Ortaya Çıkmaktadır.

Türkiye’de Akraba Evliliklerin Oran Olarak Yüksek Olması, Genetik Hastalıkların Artmasına Sebep Olmakta ve Pgt Yönteminin Önemini Ortaya Çıkarmaktadır.

Tek Gen Hastalıklarından Bazıları İse:

  • Kistik Fibrosis,
  • Hemofili A1 Ve B,
  • Alpha L-1 Antitripsin Yetmezliği,
  • Tay Sach’s Ve Sickle Cell (Orak Hücreli) Anemi,
  • Retinitis Pigmentoza,
  • Talassemiler,
  • Alport, Gaucher’s,
  • Multiple Epiphyseal Displasia,
  • Neurofibromatosis,
  • Epidermolysis Bullosa,
  • Myotonic Dystrophy,
  • X-Linked Hydrocephalus,
  • Kanser Predispozisyonu Bunlardan Bazılarıdır.

 

Read More

Mikroçipli Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Tüp bebek tedavisi, günümüzde oldukça çeşitli tedavi yöntemlerine sahiptir. Mikroçipli tüp bebek tedavisi de bu yöntemlerden biridir. Mikroçipli tüp bebek tedavisi, sürekli gelişen teknoloji ile beraber kendini daha da geliştirmektedir. Bu sayede de her geçen gün başarı şansı artmaktadır.

Tüp bebek tedavisi, tek başına da başarı şansı yüksek bir tedavi olmanın yanında, mikro akışkan çip teknolojisi ile beraber oldukça başarılı sonuçlar alınmasını sağlamıştır.

Mikroçipli tüp bebek yöntemi; henüz her tüp bebek merkezinde kullanılmamaktadır. Genellikle teknolojik altyapısı yüksek ve yeniliklere açık sayılı merkezde bulunmaktadır. Ancak ilerleyen zamanlarda, sağladığı gebelik oranları ile her tüp bebek merkezinde uygulanacağı öngörülmektedir.

Mikroçipli Tüp Bebek Tedavisi Sunduğu Avantajlar Nelerdir?

Mikroçipli tüp bebek tedavisi, erkek kısırlıkları için oldukça avantajlıdır. Şayet baba adayının sperm sayısı çok az ise, mikroçipli tüp bebek tedavisi sayesinde gebelik şansı arttırılabilmektedir.

Bu yeni yöntem sayesinde çiftler ilk denemelerinde gebelik sağlayabilir ve sağlıklı bir bebeğe sahip olabilir.

Mikroçipli Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Tüp bebek tedavisi uygulanan anne ve baba adaylarına uygulanan yöntemler, mikroçipli tüp bebek tedavisinde de uygulanabilmektedir. Bu tedavi yönteminde, ilk olarak anne adayının yumurta sayısını arttırmak için ilaç tedavisine başvurulur. Bu sayede anne adayının daha fazla sayıda yumurta elde edilebilecek ve tedavide başarı şansı arttırılacaktır. Yumurtalar istenilen olgunluğa ulaştığında ise toplanacaktır. Yumurta hücreleri laboratuvar şartlarında muhafaza edilir ve baba adayından alınan sperm hücreleri ile döllendirilir. Bu aşamalar, klasik tüp bebek tedavisinde uygulanan aşamalardır.

Mikroçipli tüp bebek tedavisinde ise; yüksek kaliteli embriyolar seçilir. Bu yöntemde, kaliteli ve daha az kaliteli embriyolar iki ayrı tarafa toplanır ve bu sayede kaliteli embriyolar tercih edilebilir. Geliştirilmiş sperm çipleri ile hormonların ortaya çıkarmış olduğu mikro kanalcıklar sayesinde, vücudun kendi işleyişine benzetilmeye çalışılmıştır. Aynı bir süzgeç gibi sağlıklı ve kaliteli olan spermler diğer spermlerden ayırt edilmektedir. Mikro kanalcıklarda bulunan bu sağlıklı spermlerin farklı bir yerde depolanması sağlanır. Mikro enjeksiyon yöntemi ile birbirinden ayırt edilmiş olan spermlerin yumurta hücresiyle döllendirilmesi ile beraber, anne ve baba olmak isteyen adayların bu isteklerine kavuşma şansı daha da artar.

Doğal Ortam Mikroçip Yöntemiyle Taklit Ediliyor”

Sperm DNA’sında gelişen fragmantasyon adı verilen hasarlar, embriyo kalitesinin de düşmesine yol açar. Bu aşamada da tüp bebek tedavisinde başarısızlık söz konusu olabilir. Mikroakışkan çipler ise; sperm kalitesinin ve hareketliliğinin yetersiz olduğu hastalarda; en iyi ve kaliteli spermin bulunmasını sağlar. Bu aşamada morfolojik, genetik ve fizyolojik olarak en iyi durumda olan spermlerin bulundukları ortamdaki hareketsiz, olgunlaşmamış ve düşük kaliteli spermlerden süzülüp ayrılarak toplanmasını sağlamaktadır.

Mikroakışkan çiplerle başlanan tedavi neticesinde elde edilen sperm hücrelerinin hareketliliği, canlılığı ve DNA’sı daha iyi olmaktadır. Yeni sayılabilecek bir teknoloji olması hasebiyle, her tüp bebek merkezinde rutin olarak uygulanmamaktadır. Ancak tüp bebek tedavisinde başarı şansının bu yöntem ile yükseltilebileceği belirtilmiştir.

Anne Adaylarında Psikolojik Olarak Ne Gibi Değişimler Oluyor?

Tüp bebek tedavisinde uygulanan tüm tedaviler, neredeyse anne adayının üzerinde uygulandığı için, kadınlar bu aşamada biraz daha yıpranabiliyor. Bu tedavilerin sonucunun belli olmaması da anne adaylarını strese sokabiliyor. Özellikle tekrarlayan tüp başarısızlıklarında bu hayal kırıklığı daha büyük olabiliyor. Bu sebeple de gelecek denemelerde çiftlerin motivasyonu düşebiliyor ve tedaviye etkin olarak katılımları sınırlı kalıyor. Bu aşamada mikroçipli tüp bebek tedavisinin anne adayının psikolojisine desteği ise oldukça önemlidir. Başarı şansının daha yüksek olduğunu bilen anne adayı, tedaviye etkin bir katılım sağlayacak ve inancı artacaktır. Bu sayede de psikolojik çöküşlerin önüne geçilebilecektir.

Neden Tüp Bebek Tercih Ediliyor?

Tüp bebek tedavisi, en sık tercih edilen ve başarı oranının en yüksek olduğu tedavi yöntemidir. Diğer yardımcı üreme yöntemleri, şiddetli kadın ya da erkek kısırlıklarında yetersiz kalabilir. Geliştirilen tüp bebek yöntemleri, her geçen gün başarı şansının artmasına ve daha çok çiftin yüzünün gülmesini amaçlamaktadır. Günümüzde tüp bebek tedavi yöntemleri ile %80 kısırlık sorunları çözülebilmektedir.

Tüp bebek tedavisinin yanında, başarıyı arttıran mikroçipli yöntemler gibi destekleyici tedaviler de gebelik şansının yükselmesini sağlıyor.

Read More

Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Tüp bebek tedavisi uygulaması normal yollardan gebe kalamayan veya kısırlık teşhisi konulmuş çiftlere uygulanan bir tedavi yöntemidir. Normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftler tüp bebek tedavisi sayesinde istedikleri çocuğa yüksek oranda kavuşmaktadırlar. Bu yüzden tüp bebek çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin en çok tercih ettiği bir tedavi yöntemidir.

Tüp bebek tedavisinin uygulanması için çiftlerin belli başlı kriterlere uyması gerekmektedir. Tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerin bu kriterlere uyup uymadığı tedavi öncesi yapılan testler ile belli olmaktadır. Çiftlerde tespit edilen bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması sonucunda tüp bebek tedavisine başlanmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi Hangi Çiftlere Uygulanmaz?

Tüp bebek tedavisi eğer ki erkekte sperm üretimi hiç yoksa çiftlere tüp bebek tedavisi uygulanmaz. Kadınlarda ise, yumurtalıkların işlevini kaybetmesi sonucu doğurganlık özelliği olmayan, menopoza girmiş, cerrahi operasyon sonucu rahmi alınmış kadınlara tüp bebek tedavisi uygulanamamaktadır.

Yaşının uygun olmasına rağmen tüp bebek tedavisi öncesi yapılan testler sonucu hormonlarında bozukluk tespit edilmiş kadınlara da tüp bebek tedavisi uygulaması tavsiye edilmemektedir. Çünkü hormonal bozukluklara bağlı olarak hamileliğin gerçekleşmesi zor bir ihtimaldir. Ancak anne adayı yine de tedavi olmak isterse bu duruma tedaviyi yürütecek olan uzman hekim ile birlikte karar verecektir. Ancak doktorun onayı olmazsa tüp bebek tedavisi de uygulanmaz.

Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır?

Baba adayının sperm miktarında veya kalitesinde yetersizlik yoksa, herhangi bir hastalığı bulunmuyorsa tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir. Kadınlar da ise, üreme organlarında herhangi bir hastalık bulunmuyorsa (miyom, polip, yumurtalık kisti, çikolata kisti), kadının rahminde enfeksiyonel hastalıklar bulunmuyorsa, doğurganlığı devam ediyorsa ve yaş grubu hamile kalması için uygunsa tüp bebek tedavisi gerçekleştirilebilmektedir.

Read More

Erken Menopozda Tüp Bebek Tedavisi

Genelde 40 yaşından sonra, yaklaşık 55 yaşa kadar geçen süre içinde görülen önceleri regl kanamalarının düzensizleşmesiyle, daha sonraları ise kesilmesiyle biten dönem, menopoz olarak adlandırılır. Bazı kadınlarda menopoza söz konusu yaş aralığında değil daha erken yaşlarda girilmektedir.

Kadınlarda menopoz dönemine girilmeden önce adet döngüsünde düzensizlik ve hormonal değişiklikler görülmektedir. Menopoza girilmesi ile de adet kanamaları tamamen kesilir. 40 yaşından sonra, yaklaşık 55 yaşına kadar görülen menopoz doğal bir döngüdür. Bu nedenle kadınlar yaklaşan menopoz dönemi ile ilgili şüphe duyabilirler. Ancak daha erken yaşlarda rastlanan erken menopoz döneminde kadınlar sıradan adet düzensizliği gibi algılayabilirler. Bu nedenle erken menopoza kadınlar biraz hazırlıksız yakalanıyor dersek yanlış olmaz.

Kısırlık, doğal doğurganlık kabiliyetinin olmadığı bir vakadır. Kısırlık sorunu yaşayanlarda gebeliğin gerçekleşmesi adına uygulanan tedavide tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisi az sayıda da olsa döllenme işlemi gerekli yumurta hücresi olan kadınlara ve sperm hücresi bulunan erkeklere uygulanmaktadır.

Peki, “Erken Menopozda Tüp Bebek Tedavisi” Uygulanabilir Mi?

Evet, erken menopozda tüp bebek tedavisi uygulanmaktadır. Erken menopozda; yumurta dondurma, kök hücre ve tüp bebek tedavisi gibi gelişmeler sayesinde gebelik gerçekleştirilmektedir. Kadınlar normal menopoz yaşlarında değil daha erken yaşlarda menopoza girdiği takdirde tedavi uygulaması sayesinde ya da tamamen kendiliğinde düzelme sağlanarak gebelik gerçekleşmektedir. Menopoza erken giren kadınlarda gebeliğin tüp bebek yöntemi ile gerçekleştirilmesi için öncelikle kadında menopoz tanısının konulması gerekmektedir. Şayet menopoz tanısı konulamıyorsa yani kadın menopoz dönemine girmemiş ise gebelik doğal yolla gerçekleşmektedir. Tedavi ile söz konusu olan kısırlık sorunu giderilmezse eğer böyle bir durumda da tüp bebek tedavisine başvurulur. Kadınlar da menopoz döneminde doğurganlık kabiliyetinin kaybolacağı bilinmektedir. Ancak erken menopoz dönemindeki kadınlar da gebelik daha önce gerçekleşmemiş olabilir ve kadınlar menopoza hazırlıksız yakalanabilir. Bu durumda da en başarılı sonuçlar tüp bebek tedavisi ile sağlanmaktadır. Fakat bu durum sadece erken menopoz dönemindeki kadınlar için gereklidir.

Normal menopoz yaşlarında menopoza giren kadınlarda tüp bebek tedavisi ile hamilelik elde edilemez. Genel olarak kanser hastası kadınlarda yumurtalıkları alınmış olabilir. Kanser tedavisi öncesinde yumurtalıklar işlemle dondurularak kanser tedavisinin ardından tüp bebek tedavisinde döllenmenin gerçekleşmesi adına muhafaza edilir ve kadında hamilelik gerçekleştirilir. Kadınlarda küçük ovaryan yetmezliği mevcut ise bu durumda menopoz daha farklı bir şekilde değerlendirilir. Kısırlık tedavi ile giderilmeye çalışılır. Tedavi başarılı olmazsa eğer tüp bebek tedavisinden destek alınır. Eğer erken menopoza giren söz konusu kadının yumurta hücreleri tükenmişse tedavi uygulansa dahi gebeliğin gerçekleşme şansı yoktur. Erken menopoz döneminde yalnızca yumurta hücreleri tükenmemiş kadınlarda tüp bebek tedavisi uygulanarak gebeliğin gerçekleşmesini sağlanabilir. Yumurta hücresi bulunmayan erken menopoz dönemini yaşayan kadınlarda tüp bebek tedavisinden başarılı bir netice elde edilemeyeceği nedeniyle tedavi uygulanmasının bir ehemmiyeti yoktur. Erken menopoz dönemi ile sıklıkla değil nadiren karşılaşılır. Ancak yine de bu olasılık göz ardı edilmeden ilerleyen zamanlarda anne olmayı isteyen kadınların, her sene rutin olarak doktora başvurarak, bir takım hormon testleri yaptırarak yumurtalık kapasitesi ölçümlerini yaptırmaları önem taşımaktadır.

Erken Menopoz Yaygın Görülen Bir Sorun Mu?

Kadınlar normal menopoz yaşlarında menopoz dönemine girilmesi durumuna alışkınızdır ancak erken yaşlarda girilen menopoza kulaklarımız çok aşina değildir. Her ne kadar kulaklarımız aşina olmasa da ya da nadiren de karşılaşılsa erken menopoz gerçeği hayatımızın bir parçasıdır. Bu durumun varlığı unutulmamalıdır. Sonuçta erken menopoz durumu ile ansızın karşılaşabiliriz ve bu durumun farkına adet düzensizliğinin normal döngüsüne ait olduğunu düşünerek varamayabiliriz. Erken menopoz döneminde tüp bebek tedavisi ile gebeliğin gerçekleştirilme şansı vardır fakat bu şansta yumurta hücresine sahip olunması önemli bir etkendir. Bu nedenle kadınların yumurta rezervini kontrol ettirmeleri olası bir erken menopoz dönemi için fayda sağlayacaktır. Yumurta rezervinde sorun saptanmayan bir kadın erken menopoz döneminde olsa dahi tüp bebek tedavisi sayesinde gebelik gerçekleştirilir. Bu durum haricinde cerrahi işlemlerle yumurtalıkları alınan kadınlarda yumurtalıkların alınmasından önce örneğin kanser hastalarında yumurta hücreleri toplanarak dondurulur bu işlem yumurtaların doldurulması işlemidir ve bu işlem sayesinde de kanser tedavisi sonrası dondurulmuş yumurtalar çözülerek döllenme sağlanarak embriyo elde edilir. Erken menopoz döneminde tıptaki gelişmeler sayesinde kadınlarda gebelik elde edilebilir ancak bunu olabilmesi için kadındaki yumurtalık kapasitesi önem arz etmektedir.

 

Read More

Aşılama Nedir?

Hiç şüphesiz aile kavramının en önemli unsuru çocuklardır. Çiftler evlendiklerinde kurdukları yuvayı perçinlemek için çocuk sahibi olmayı arzularlar. Ancak ne yazık ki bazı çiftlerde bazı dış faktörlerden ve fizyolojik nedenlerden ötürü kısırlık sorunu meydana gelir ve çiftlerin bu arzularına doğal yolla kavuşma hayalleri suya düşer. Çiftler açısından bu durum oldukça üzücüdür. Eski dönemlerde pek çok çift bu yüzden sorun yaşamakta ve hatta ayrılmaktaydı. Ancak günümüzün imkanları ile gelişen tıp biliminde bu soruna fayda bulundu ve yardımcı üreme yöntemleri uygulanarak aile olma umutlarını yitirmiş olan çiftlerin yüzleri gülümsedi.

Çiftlerin çocuk sahibi olmaları adına uygulanan tek yöntem yoktur. Sorunun temeline bağlı olarak farklı tedaviler uygulanmaktadır. Her çiftte ya da her kişide sorun farklı olabilir bu nedenle yardımcı üreme yöntemleri geliştirilmiş ve hala günümüzde gelişimini de sürdürmektedir. Aşılama tedavisi de bu yöntemlerden biridir.

Aşılama yöntemi, erkekten üreme hücresi olan spermlerin elde edilip, bu spermlerin kadının rahmine bırakılması ile döllenmenin gerçekleştirilmesini sağlayan bir uygulamadır.  Aşılama uygulanmasında tüp bebek tedavisinde olduğu gibi döllenme işlemine müdahale edilmez. Döllenme işleminin gerçekleşmesi için spermler rahme bırakılmaktadır. Spermlerin enjekte edilerek rahme bırakılması sebebi ile de tedavi aşılama olarak adlandırılmaktadır.

Erkekten elde edilen sperm hücrelerinin enjektör iğneler yardımı ile rahim içine bırakılarak yapılan aşılama yönteminde gebeliğin gerçekleşme oranı %20’ye kadar artış göstermektedir.

Aşılama yönteminde döllenme işlemi gerekli olan erkeğin sperm hücresinin ve kadının yumurta hücresinin olması gerekmektedir. Aksi takdirde bu iki hücre olmadan döllenme gerçekleşemeyeceği için aşılama tedavisi uygulanamamaktadır. Ayrıca kısırlık tedavisi devam edenlerde de aşılama yöntemine başvurulmamaktadır.

Aşılama Öncesi Yapılan Testler

Erkeklerde;

  • Semen Analizi
  • Yıkama Sonrası Sperm Seviyeleri
  • Sperm Sayısı Ve Sperm Hareketlilik Durumu
  • MAR Testi
  • Hormon Profili
  • Ayrıntılı Morfolojik Değerlendirme
  • Sistemik, Lokal Fiziki Muayene

Kadınlarda;

  • Sistemik, Lokal Muayene
  • Tubal Geçişin Görülmesi (HSG, Laporpskopi)
  • Prolaktin Hormonu
  • TSH Hormonu
  • Adet Döngüsünün 21. Gününde Değerlendirilen Progesteron Hormonu

Aşılama işlemi kısa süren, kolaylıkla uygulanabilen, acı vermeyen ve ağrı hissedilmeyen bir uygulamadır. Aşılama sonrasında uygulama yapılan anne adayının yaklaşık olarak 10 veya 20 dakikalık bir süre istirahat etmesi kafidir. Aşılama işlemi ardından istirahat ettikten sonra kadın günlük hayatına geri dönebilir. Aşılama uygulaması yapılırken veya sonrasında şiddetli şikayetlerle karşılaşılmamaktadır. Bu tip durumlarla nadiren karşılaşılır. Böyle bir vakada da aşılama işleminden değil farklı rahatsızlıktan şüphelenilerek hasta değerlendirilir.

Aşılama Hangi Koşullarda Uygulanır?

  • Düşük sperm sayı veya hareketlilik oranı
  • Açıklanamayan kısırlık
  • Servikal mukus sorunları
  • Rahim ağzındaki anatomik problemler
  • İmmünolojik kısırlık
  • Kadında yumurtlamanın olmaması ya da yetersiz olması
  • Cinsel işlev bozuklukları

Aşılama Önce Erkekten Sperm Nasıl Elde Edilir?

Erkekler sperm vermeleri için hazırlanan özel odalara alınır ve sperm verme işlemi bu odada gerçekleşir. Gerektiği takdirde okuma veya görsel bir materyal erkeğe verilir. Bu işlemden önce erkeğin en az 2 en fazla 5 gün süreli cinsel perhiz yapması ve boşalmaması izah edilir. Aksi takdirde sperm sayısı ve spermin hareketlilik durumunda azalma olur. Sperm mastürbasyon yolu ile elde edilir. Elde edilen spermler steril bir kapta bulunmalıdır. Mastürbasyon öncesinde erkeğin elinin hijyenine önem vermesi ayrıca kayganlaştırıcı nitelikteki materyallerden destek almaması tavsiye edilir.

Aşılama İşlemi Nasıl Uygulanır?

Aşılama işlemi doğumhane koşullarında deneyimli ekip tarafından yapılması gereken bir uygulamadır. Aşılama yapılacak kadın öncelikle jinekolojik pozisyonda hazırlanır. Steril spekulum rahim ağzı görülecek şekilde yerleştirilir. Rahim ağzındaki olası akıntılar steril izotonik solisyonu püskürtülerek temizlenir. Steril kanül zarar vermeyecek şekilde rahim ağzından içeri bölgeye doğru yerleştirilir. Bu işlemde dokulara zarar vermemek ve kanamanın gerçekleşmemesi sağlamak oldukça önem teşkil etmektedir. Laboratuardan gelen sperm örneği oda sıcaklığında steril enjektöre çekilir ve yerleştirilen kanülden yavaşça enjekte edilir. Anne adayına işlemden 10-12 gün sonra kanda gebelik testi yapılarak gebelik durumu değerlendirilir. Aşılama sonrasında anne adayında beklenmedik bir durum gerçekleştiği takdirde doktora başvurulması önem teşkil etmektedir.

Aşılama işleminde gebelik gerçekleştirilebilindiği gibi bazı koşullarda bu başarılı sonuç ne yazık ki elde edilemez. İlk ve ikinci aşılama uygulanmasında başarısız netice alındıktan sonra tekrar aşılama tedavisi önerilmemektedir. Diğer yardımcı üreme yöntemleri için hastalar yönlendirilmektedir. Çünkü her aşılama uygulamasında elde edilecek başarı oranı bir öncekine göre düşüş gösterecektir.

Aşılama yöntemi ardından yapılan gebelik testi diğer gebelik testlerinden farksızdır. Doğal yolla kalınan ya da diğer yardımcı üreme yöntemleri ile gerçekleşen gebelik kontrolü için bakılan kanda gebelik testi aşılama sonrasında yapılan test ile aynıdır.

Read More

1. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Klasik tüp bebek tedavilerinde ilk olarak yumurtalıklar uyarılır. Yumurtalar istenilen sayı ve olgunluğa ulaştıktan sonra ise yumurtaları toplama aşamasına geçilir. İlaçsız tüp bebek tedavisinde ise yumurtaların büyümesi beklenmeden toplanır ve laboratuar ortamına alınır. Yumurtaların burada büyümesi sağlanır. Bu tedavinin amacı ise anne adayının tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlardan dolayı zarar görmesini engellemektedir.

İlaçsız tüp bebek tedavisinde anne adayı ya çok az ya da hiç ilaç kullanmaz. Laboratuar ortamında büyüyen yumurtalar, belirli sıvıların içerisinde bekletilir. İstenilen duruma ulaştıkları zaman ise baba adayından sperm örneği alınır ve mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmeleri sağlanarak anne adayının rahmine transfer edilmesi sağlanır.

2. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisini Kimler Tercih Etmeli?

Anne adaylarının bazılarının tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlara aşırı cevap verdikleri gözlemlenmiştir. Bu hassasiyet neticesinde de yumurtalıkların verdiği ve beklenmeyen aşırı cevabın, karında ve akciğerde sıvı toplanması ( overin hiperstimulasyon sendromu-OHSS) durumuna yol açmıştır. İlaçsız tüp bebek tedavisi, daha çok bu hassasiyete sahip olan, OHSS gelişme olasılığı yüksek olan PKOS (Polikistik Over Sendromu) hastalarına uygulanmaktadır. Bunun dışında çikolata kisti olan hastalara ya da ilaçlara tepkisi az olan hastalarda ve erkek infertilitelerinde uygulanabilir. İlaçsız tüp bebek tedavisi, hormon tedavisinin kesinlikle yasaklanmış olduğu kanser hastaları için özellikle ideal olarak kabul edilen bir yöntemdir.

3. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

  • Tedavinin daha kolay bir şekilde gerçekleştirilmesi
  • Daha kısa tedavi süresi (8 ile 10 gün arası)
  • Yan etkisinin olmaması
  • Risklere sebebiyet vermemesi
  • Klinik ziyareti sayısının düşük olması (1 ile 2 defa)
  • Daha az enjeksiyon sayısı (2 ile 3 defa)
  • Kan alma işleminin olmaması

4. İlaç Yardımı Olmadan, Yumurtalar Nasıl Elde Edilir?

İlaçsız tüp bebek tedavisinde ilaç kullanılmaz ya da oldukça az oranlarda kullanılır. Bu sebeple de anne adayının kendi adet döngüsü içinde gelişen yumurtaları toplanır. Bu yumurtalar uygun kültür ortamına aktarılır ve gelişmeleri bu alanda sağlanır. Yumurta hücresi bu adımdan sonra baba adayından sağlanmış olan sperm ile döllenme işlemi meydana getirilir. Döllenme işlemi, mikroenjeksiyon (ICSI) yönteminin desteği ile uygulanır.

5. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanamaz?

İlaçsız tüp bebek tedavisi, şayet anne adayının yaşı ileri ise ve şiddetli kısırlık sorunları söz konusu ise uygulanmamaktadır.

6. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Oranı Nedir?

İlaçsız tüp bebek tedavisinin başarı oranı, kabul edilebilir sınırlar içerisindedir. Klasik tüp bebek yöntemine göre başarı oranı daha az olsa da aşılama yöntemi ile ilaçsız tüp bebek yönteminin başarı oranları yaklaşık olarak aynıdır. İlaçsız tüp bebek tedavisinin başarı oranı %30 olarak ifade edilmektedir.

7. İlaçsız Tüp Bebek Tedavisinin Süresi Nedir?

İlaçsız tüp bebek tedavisi yaklaşık olarak 8-10 günde tamamlanmaktadır. Bu süre boyunca çift 2-3 defa merkeze gitmektedir. Bu aşamada gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktan sonra çift günlük hayatına geri dönebilir. Hastanede kalmayı gerektiren bir yöntem değildir.

 

Read More

Yumurta Dondurma İşlemi Nedir?

Yumurta dondurma, kadının yumurtalıklarından elde edilen yumurtaların uygun laboratuvar şartları altında toplanarak ilerleyen yılarda gebelik şansını koruyabilmek için vitrifikasyon yöntemi ile dondurularak saklanmasını sağlayan bir yöntemdir. Vajinal ultrasonografi aracılığı ile toplanan yumurtalar, aynı kalitede uzun bir süre saklanmaktadır. Böylece gebelik istediği doğrultusunda çözülerek, mevcut gebelik şansı devam ettirilmektedir.

Yumurta Dondurma İşlemi Nasıl Yapılır?

Tüp bebek tedavisinde olduğu gibi kadının adet döneminde yumurtalıkların uyarılması için hormonal ilaçlar kullanılmaktadır. Yumurtalıklar bu aşamadan sonra takibe alınarak, belli bir olgunluğa erişmesi beklenir. Ultrason muayeneleri ile olgunlaşan yumurtalıklara yapılan yumurta çatlatma iğnesinden 36 saat sonra özel iğneler aracılığı ile yumurtalar toplanmaktadır. Toplanan yumurtalar özel kimyasal solüsyonlar içerisinde bekletildikten sonra vitrifikasyon yöntemi ile kalitesi bozulmadan hızlı bir şekilde doldurularak, – 196 derecedeki sıvı azot içeren tanklar içerisinde muhafaza edilmektedir. Vitrifikasyon yöntemi yumurtaların hızlı bir şekilde zarar görmeden doldurulmasını sağlamaktadır. Böylece vitrifikasyon yöntemi ile dondurulan yumurtaların çözülmesi ile %80 ve %90 canlılık oranı elde edilmektedir. Daha sonra baba adayından elde edilen kaliteli tek bir sperm hücresinin mikroenjeksiyon yöntemi ile direkt olarak yumurta içine enjekte edilmesi ile döllenmeye maruz bırakılmaktadır. Döllenen yumurta gebelik için uygun olgunluğa eriştiğinde anne adayının rahmine yerleştirilerek, gebelik şansı elde edilmektedir.

Kimler Yumurta Dondurma İşleminden Yararlanabilir?

Kariyer odaklı yaşayan ve çocuk sahibi olma isteğini erteleyen kadınlar, doğurganlıklarını koruyabilmek için yumurta dondurma işleminden yararlanabilmektedir.

Kanser nedeni ile kemoterapi ve radyoterapi tedavisi görecek olan kadınlar, yumurta dondurma işlemi ile yumurtalıklarını koruma altına alabilir. Kanser tedavileri üreme sisteminde ciddi zararlar vererek, kadınların doğurganlık özelliğini yitirmesine neden olmaktadır. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, tedaviden sonra bu şansını koruyabilmek için yumurta dondurma işlemine başvurabilmektedir.

Tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların aşırı uyarılması yani OHSS gelişme riskinin olduğu hastalarda yumurta dondurma işlemi yapılabilmektedir. Yumurtalar elde edildikten sonra ilerleyen aylarda mikroenjeksiyon yöntemi ile tüp bebek tedavisi gerçekleştirilebilmektedir.

Yumurta toplama işlemine eş zamanlı olarak baba adayından sperm alınmaktadır. Ancak bu aşamada baba adayının hastanede bulunamaması nedeni ile döllenme işlemi gerçekleşemeyeceği için, anne adayından toplanan yumurtalar uygun bir zamana kadar dondurularak saklanabilmektedir.

Ailesinde erken menopoz hikayesi olan ve bu risk faktörü içerisinde yer alan kadınlar, yumurtalıklarını ilerleyen yıllarda kullanabilmek için dondurarak saklayabilmektedir.

Dondurulan Yumurtalar Ne Kadar Süre Saklanabilmektedir?

Yapılan araştırmalara göre vitrifikasyon yöntemi ile dondurulan yumurtalar 8-10 yıla kadar hamilelik şansını koruyabilmektedir. Ancak bu süre yasalar tarafından 5 yılla sınırlandırılmıştır. Fakat çiftler bu süreyi yazılı bir dilekçe ile uzatabilmektedir.

Yumurta Dondurma İşlemi İçin Merkez Seçimi Önemli Mi?

Evet, tüm tıbbi müdahalelerde olduğu gibi yumurta dondurma işleminin yapılacağı merkezin tecrübesi ve teknolojik donanımlarının da yeterli olması, uygulamanın başarılı bir şekilde sonuçlanmasında etkin rol oynamaktadır. Ayrıca teknolojik alt yapısının ve embriyoloji laboratuvarların üstün olmasının dışında, özellikle vitrifikasyon tekniğinin kullanılması gerekir.

Günümüzde vitrifikasyon tekniği ile yumurtalar hızlı bir şekilde dondurulmakta ve yine aynı şekilde çözülmektedir. Böylece yumurta hücrelerinin zarar görmeden istenilen başarı oranı korunabilmektedir. Özellikle yumurta rezevlerinin azaldığı saptanan ya da erken menopoz riski taşıyan kadınlarda yumurta sayısı ve kalitesi sınırlı olacağı için yumurta dondurma ve çözme işlemlerinden ortaya çıkabilecek kaybın minimum düzeyde olması gerekir. Bu nedenle merkez seçiminde özellikle vitrifikasyon tekniğinin kullanılmasına ve merkezin tecrübesi doğrultusunda seçim yapılmasına dikkat edilmesi gerekir.

Read More