Author medova

Göz Kuruluğu

İnsanlar sağlıklarına her ne kadar dikkat ediyorsa, göz sağlığına da bir o kadar dikkat etmelidirler. Göz muayeneleri aksatılmamalı ve göz sağlığını koruyacak tedbirler alınmalıdır. Unutmayın ki göz sağlığı ve görme yetisi kalitesi, yaşam kalitesini yükseltir.

Göz Kuruluğu Nedir?

Göz kuruluğu, gözyaşının yetersizliği durumudur. Gözyaşı bezlerinden gelen sıvılarda azalma olması gözyaşı zarını etkiler. Göz kuruluğu tanısı konulan hastalarda ya yeterli miktarda gözyaşı salgısı yoktur ya da gözyaşında kalite bozukluğu vardır. Bu nedenle gözyaşı, göz sağlığımız için oldukça önemlidir.

Yaş ilerledikçe görülen romatolojik hastalıklar, tiroit bezi bozukluğu, akne, depresyon ve tansiyon ilaçları gibi birçok etken göz kuruluğunu tetikler.

Gözü ıslak tutan ve koruyan tabaka, eksik ya da düzensiz çalıştığında da göz kuruluğu meydana gelir. Bu tabaka gözü hem mikroorganizmalardan hem de dış etkenlerden korur. Bu tabakada ortaya çıkan sorunlar göz kuruluğuna yol açar.

Göz Kuruluğu Belirtileri Nelerdir?

  • Çoğu hastada benzer görülen göz kuruluğu belirtileri;
  • Gözlerde yanma, batma, kaşıntı
  • Gözlerde yabancı bir madde varmış hissi
  • Okuma sırasında gözlerin çabuk yorulması
  • Duman ve rüzgara karşı hassasiyet
  • Kontakt lens kullanmada güçlük çekmek
  • Uyanıldığında gözleri zor açmak
  • Bulanık görme ve gözleri yorgun hissetme, sürekli gözleri kapatma isteği
  • Gece araç kullanmada zorlanma
  • Gözlerde kızarıklık
  • En Çok Kimlerde Görülür?

Her yaş grubunda ve hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilen göz kuruluğu, neden bu kadar yaygın hiç düşündünüz mü? Hormonal dengelerin bozulmasıyla kadınlarda menopoz dönemi sonrasında, vücutta ve gözde sıvı salgılayan bezlerin azalmasıyla kuru göz şikayetleri başlar.

Ofis Çalışanlarında Göz Kuruluğu

Özellikle ofis çalışanlarının dikkat etmesi gereken bir konu olan göz kuruluğu, bilgisayar ekranına uzun süre bakmaktan dolayı insanların göz kırpma yetisinin zayıflamasıyla daha sık görülür. Göz kırpma sıklığı azaldığında gözde bulunan gözyaşları buharlaşır. Ofis çalışanlarında ve sürekli bilgisayara bakan insanlar gözlerini 10-15 saniye hiç kırpmadan açık tuttukları gözlemlenmiştir. Normalde ise insanlar 3 saniyede bir gözlerini kırpar. Yani, sürekli bilgisayara bakan insanların, hem gözlerini daha uzun süre açık tutmaları hem de klimalı ve kuru ortamlarda bulunmaları nedeniyle gözyaşı buharlaşma süresi hızlanır. Bu sebeple de buharlaşmaya bağlı kuruluk ortaya çıkar.

Göz Kuruluğunu Önlemek için Ne Yapmalı?

Masa başı çalışanların göz sağlığı için bilgisayara bakma sürelerini azaltıp, sürekli ara vermeleri gerekmektedir. Birçok profesyonel, bir ara verme metodu olarak 20-20-20 kuralını tavsiye etmektedir. Bu kural, ekranın önünde çalıştığınız her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 fit (6 metre) uzağa bakmanız gerektiğini belirtir.

Göz Kuruluğuna İyi Gelen Vitamin ve Mineraller Nelerdir?

Gözyaşı azalması ve göz kuruluğu birçok sebepten ortaya çıkabilir. Fakat A Vitamini eksikliğinin göz kuruluğu yaptığı gözden kaçmaktadır. A vitamini eksikliğinin; gece körlüğü, gözyaşının azalması ve kuru göz, göz kornea tabakasında yaralar gibi birçok etkisi olabilir.

Bunun yanında, göz sağlığına ve göz kuruluğuna iyi gelen besinleri tüketmemizde fayda vardır. Bu besinlerden birkaçı; havuç, portakal suyu, kavundur. Fakat bizler günde minimum 5 porsiyon meyve ve sebze yiyemediğimizden göz sağlığınız için ek bir takviye almayı düşünebilirsiniz. A vitamini, E vitamini, B2 vitamini, C vitamini, Çinko, Bakır, Omega-3 ve Lutein Esterleri göz sağlığınızı korumada önemli rol oynayan vitamin, mineral ve özel besinlerdir.

Göz kuruluğunun birçok sebebi olabilir. Gözün nemlenmesini sağlayan goblet hücrelerinin az olması göz kuruluğuna neden olan sebeplerden biridir. Göz kuruluğu durumunda hemen bir doktora danışmanızı ve tedaviye başlamanızı tavsiye ederiz.

Read More

Tansiyon Yüksekliğine Yol Açabilen Faktörler

Yüksek tansiyon tüm dünyada ve ülkemizde en yaygın kronik hastalıklardan biridir. Ülkemizde her 4 ölümden biri yüksek tansiyona bağlıdır ve yüksek tansiyon dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde bir numaralı risk faktörüdür.

Tansiyon atar damarlarımız içerisinde dolaşan kanın damar duvarına yaptığı basınçtır. Bunun normal değeri 120/80 mmhg dir. Bu değer 140/90 mmhg veya daha üzerinde seyretmesi haline yüksek tansiyon diyoruz.

Türkiye de yüksek tansiyon sıklığı oldukça yüksektir. Her üç kişiden biri yüksek tansiyon hastasıdır. Ve bu kişilerin %40 ı durumun farkında değildir.

Tansiyon Yüksekliğine Yol Açabilen Faktörler

Bu kadar yüksek sıklıkta görülen yüksek tansiyon hastalığında maalesef şikâyetler çok azdır. Çoğu kere belirti vermez genellikle tesadüfen teşhis edilir. Bununla birlikte en sık belirtiler baş ve ense ağrısı, baş dönmesi, kulak uğultusu, kulak çınlaması, burun kanaması, çarpıntı, terleme ve sık idrara çıkmadır.

Yüksek tansiyon hastalarının %95 de tansiyona neden olabilecek bir hastalığı yoktur. Genellikle genetik kaynaklıdır. Kalan %5 de tansiyona neden olan rahatsızlığın çoğu böbrekle ilgilidir.

Yüksek tansiyon kontrol edilmezse genel olarak damar sertliğine neden olur bunun sonucu olarak beyin kanaması ve felçlere, kalp krizi ve kalp yetersizliğine, böbrek yetersizliğine, görme kaybına, ana damarlarda anevrizma dediğimiz ölümle sonuçlanan rahatsızlıklara neden olabilir.

Yüksek tansiyon hastası olamamak için tuzlu tüketmemeye, kilo almamaya, sigara kullanmamaya, alkol almamaya dikkat edilmeli mutlaka düzenli egzersiz yapılmalıdır.

Tansiyon teşhisi konduğu zaman hayat tarzı değişiklikleri ile (tuzsuz yeme, sigara içmeme, kilo almama, egzersiz yapma) tansiyon kontrol edilemezse doktor önerisiyle hastaya uygun tansiyon ilaçları başlanır. Yakın takiple uygun doz bulunarak ömür boyu kullanılması gerekir.

Read More

Artroplasti Nedir?

Artroplasti, kireçlenme olarak da bilinen diz veya kalça ekleminin aşınmasına bağlı olarak hasarlanan eklemin yeniden yapılandırılmasıdır. Kireçlenme durumunda eklem hasarının oluşturduğu ağrı ve yürüme bozukluğunun en net tedavi yöntemi olup tüm dünya cerrahi işlemler arasında hasta konforunu artmasını sağlayan ilk beş ameliyattan birisidir.

Artroplasti Ameliyatından Sonra Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Nelerdir?

Ameliyat sonrası yaraların temizliğinin sağlanması ve bakımı, enfeksiyon kapmaması açısından büyük önem taşımaktadır. En az 6 hafta kullanacağınız kan sulandırıcıları, cerrahi uygulama sonrası damar tıkanıklığı yaşanmaması adına almak zorundasınız. Dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir;

  • Düzenli ve yerleşik yaşamınız olmalıdır.
  • Aktif bir çalışma hayatınız olmamalıdır.
  • Yer sofrasını değil, masa sofrasını tercih etmelisiniz.
  • Namazınızı secde ederek değil oturarak kılmalısınız.
  • Alaturka tuvalet yerine klozet yapılı tuvaletleri tercih etmelisiniz.
  • Bağdaş kurarak oturmamalısınız.
  • Aşırı eklem oynaması gerektiren hareketlerden sakınmalısınız.

Artroplasti Ameliyatı

Eklem hasarının oluşturduğu ağrı ve yürüme bozukluğunda kullanılan ve hastanın yaşam konforunu artıran cerrahi bir tedavi yöntemidir.

Artroplasti En Çok Hangi Eklemlere Uygulanır?

  • Kalça protezi ameliyatı
  • Diz protezi ameliyatı
  • Omuz protez ameliyatı

 

Read More

Birlikte Sağlıklı Beslenme Çantası Hazırlayalım

Çocukların sağlıklı bir hayata sahip olabilmeleri için beslenmelerine dikkat etmek çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme ile özellikle okul çağındaki çocukların zihin gelişimlerine katkıda bulunarak, sağlıklı ve zinde bir şekilde derslere konsantre olmalarını sağlayıp okul başarıları artırılabilir. Peki nasıl?

  • Her gün mutlaka bir yumurta! Anne sütünden sonra en kaliteli protein kaynağı. İçeriğindeki Kolin vitaminiyle çocuğunuzun beyin gelişimine ve hafızasını kuvvetlendirmesine yardımcı olur. Haftanın en az 5 günü çocuğunuzun yumurta yemesine özen gösterin.
  • Günde iki bardak süt! Kalsiyumun en iyi kaynaklarından biri; süt. Kemiklerin gelişimini ve dişlerin oluşumunu sağlayan kalsiyumu yeterli miktarda almak için, çocukların günde iki bardak süt ve bununla birlikte yoğurt, peynir gibi süt ürünlerini de tüketmesi gerekir. 2 yaşından sonra çocuğunuzun beslenmesinde yağsız veya yağı azaltılmış süt ürünlerini rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Burada değineceğimiz en önemli noktaysa; maalesef çoğu anne-babanın doğru bildiği ama aslında çok büyük bir yanlış olan “yatarken süt içirmek”! Yatmadan en az 1,5-2 saat önce ya da okulda süt içilmesi en güzelidir.
  • Posa sindirim sistemimizin sağlığı için çok önemlidir ve yeterli tüketilmesi ile hastalıklara karşı koruyucu özelliğe sahiptir. Yeterli posa tüketimi için, her gün 4-5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Tahılların çocuk beslenmesindeki önemi büyük! Tahıllar besleyici ve doyurucu besin maddeleridir, aynı zamanda herkes tarafından kolaylıkla da tüketilebilir. Bitkisel protein kaynağı olan tahıllar, B vitaminlerinden zengin olup içerdikleri minerallerle de çocuk beslenmesinde çok büyük önem taşırlar.
  • Demir eksikliği olan çocuklarda beyin gelişimi olumsuz etkileniyor! Yumurta, et, kuru baklagiller, pekmez gibi besinler demir içerir. Bu besinlerin yetersiz alınması sonucunda da kansızlık ortaya çıkmakta! Düzenli olarak çocuğunuzun demir depolarına baktırın. Eksikse mutlaka doktor, diyetisyen kontrolünde takviyesini yaptırın.
  • Tabaklarda besin çeşitliliği önemli! Çocuğunuzun ana öğünlerinde, tabağında her besin grubundan olmasına dikkat edin! Dengeli bir beslenme ile vücudumuz işlevlerini daha iyi yerine getirecektir.
  • Çocuğunuzun beynini çinko ile besleyin! Beyin ve gözde en çok bulunan minerallerdendir. saçların uzaması, koku-tat almada görevli önemli bir mineraldir. Yetersizliğinde zihinsel kapasitenin azalması ve çocuklarda gelişim yetersizliği görülmekte! Çocuğunuzun düzenli olarak et ve et ürünleri, deniz ürünleri ve tam tahılları tüketmesine özen gösterin.
  • B12 vitaminine dikkat! Eksikliğinde yorgunluk, dikkat dağınıklığı, algılamada zorluğa yol açar, kansızlık görülür. Kaynakları ise sadece hayvansal besinler! Çocuğunuzun düzenli olarak haftada en az 5 gün yumurta, 2-3 gün kırmızı et ve günde 3 porsiyon yağı azaltılmış süt ve süt ürünleri tüketmesini sağlayın.
  • Porsiyon ölçülerine DİKKAT! Yetişkinlerin porsiyon ölçüsü ile çocuklarınki çok farklıdır. Yetişkinler bir çocuğun yiyebileceği miktarı yedikleri zaman doymadıkları için, çocuklarının da doymadıklarını düşünürler. Eğer çocuğunuz kötü beslenme alışkanlıkları sonucu veya uzun açlık dönemine maruz kalması sonucu porsiyon ölçülerinde kontrolsüz davranıp aşırıya kaçıyorsa, günlük beslenme düzeni mutlaka diyetisyen kontrolünde gözden geçirilmelidir!
Read More

Bel Fıtığı, Tedavisi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adı verilen yapının sinirlerin ve omurliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır.

Bel Fıtığı Risk Grupları;

  • Ailesinde bel fıtığı olanlar,
  • Kilolu olanlar,
  • Sigara içenler,
  • Ağır kaldıranlar ya da ağır kaldırarak spor yapanlar,
  • Trafik kazası ya da düşme gibi büyük travma geçirenler,
  • Yanlış egzersizler,
  • Uzun süre oturarak çalışanlar.

Bel Fıtığı Hangi Yaş Grubunda Daha Çok Görülmektedir?

  • 30-35 yaş aralığında daha sık görülür.

Bel Fıtığı Ameliyat Yöntemleri

En çok altın standart olan mikro cerrahi yöntemi ile diskektomi ameliyatı tercih edilir. İkinci sıklıkta endoskopik diskektomi ameliyatı tercih edilir.

Mikro cerrahi yöntemde küçük bir kesi (1,5-2cm) yapılır. Mikroskop altında hasarlı alan defalarca büyütülmüş olarak görülür ve fıtık bu küçücük alandan çıkartılır.

Bel Fıtığı Ameliyatı Riskli Midir?

Anesteziye bağlı riskler mevcut olduğu gibi ameliyat sırasında sinir hasarı, omurilik zarı zedelenmesi, fıtığın çıkarılamaması gibi riskler de vardır. Ameliyat sonrasında yara yeri enfeksiyonu, akıntı gibi riskler de vardır. Ameliyat mikroskop altında yapıldığı için bu risk yüzdeleri çok düşüktür.

Bel Fıtığında Ne Zaman Ameliyata Başvurulur?

Bacakta veya ayakta kuvvet ve his kaybı ortaya çıkarsa, istirahat etmekle, ilaç kullanmakla geçmeyen ağrıları olan hasta fizik tedaviden de fayda görmüyorsa ameliyat kararı verilir.

Bel Fıtığında Korse Kullanmalı Mı?

Bel fıtığına bağlı akut bel ağrılarında korse kullanılabilir. Korse beli sıcak tutar, emniyet hissi verir ve hastaya hastalığını hatırlatarak bir nevi uyarıcı görevi görür. Beldeki deformiteyi düzeltir ve önler. Böylece disk içi basıncı azalır. Ancak uzun süre korse kullanılması uygun değildir. Bel kaslarında tembellik yapar.

Bel Fıtığında Yatak İstirahati İşe Yarar Mı?

Kısa süreli yatak istirahati (2-3 gün) verilir. Uzun süreli istirahat kas-iskelet, kalp-damar ve beyin ve sinir sisteminde bozulmalara yol açar.

Ağır Kaldırma Bel Fıtığına Sebep Olabilir Mi?

Sırt ve bel kasları zayıfladığı zaman kaldırılan ağır yük, omurga tarafından dengelemeye çalışılır ve bel fıtığına zemin hazırlar. Düzenli egzersiz bel fıtığı oluşumunu engeller.

Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

Ameliyattan 6 saat sonra hasta yürütülür ve 1 gün sonra taburcu edilir. Ağır işte çalışmıyorsa, 15 gün sonra işine dönebilir.

Bel Ağrısı Nedenleri?

  • Bel fıtığı ve kireçlenmeleri,
  • Duruş bozukluğu,
  • Eklem bağ ve kaslardan kaynaklanan ağrılar,
  • İltihaplı romatizmalar,
  • Bel omurlarının kaymaları ve kırıkları,
  • Süt hastalığı gibi enfeksiyon durumlar,
  • Belin kendisinden veya başka organdan sıçramayla oluşan tümörler.

Bel Ağrısı Nasıl Geçer?

Bel ağrısı tedavisi, nedenine göre yapılır. Ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, anti-romatizmal ilaçlar kullanılır. Fizik tedavi uygulamaları, manuel terapiler, lokal enjeksiyonlar, cerrahi uygulamaları.

Bel ve Sırt Ağrılarında Hangi Sporlar Uygundur?

En uygun spor yüzmedir. Buradaki önemli konu, spor ve egzersizlerin ağrılı iken yapılmamasıdır. Yine yürüyüş yapmak, pilates bel ağrılarına iyi gelir.

Read More

Omurilik Kanal Daralması ve Tedavisi

Omurilik Kanal Daralması omurganın içindeki omuriliğin ve sinirlerin bulunduğu ve sinir köklerinin çektiği deliklerin daralmasıdır. Bu darlık omurilikten çıkan sinirlere baskı yapar. Hastalar yürüme güçlüğü çekerler. Bu darlıklar doğumsal olabileceği gibi ileri yaşlarda gelişebilir.

Omurilik Kanal Daralması Tedavisi

Hastalık çok ilerlememişse yatak istirahati, egzersizler, ilaç tedavileri uygulanabilir.

Hastalık ilerlemişse, yürüme mesafeleri kısalmışsa, yaşam kalitesi çok düşmüşse ameliyat edilmelidir.

Kanal Darlığı Tedavi Edilmezse Ne Gibi Sorunlar Doğurur?

Hastanın giderek yürüme mesafeleri kısalır, yürürken ortaya çıkan bel ve bacak ağrıları, uyuşmalar ve güçsüzlük şikâyetleri artar.

Kanal Darlığı Ameliyatı Sonrası Hasta Nelere Dikkat Etmelidir?

Vida yerleştirilen seviyelerde kemik kaynaması olana kadar hastaların koruma amaçlı korse kullanması tavsiye edilir. Bu süre ortalama altı haftadır. Hastaların belini bükerek yere eğilme, ağırlık taşıma gibi beli zorlayacak aktivitelerden kaçınması gerekir.

 

Read More

Boyun Fıtığı, Tedavisi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boyun bölgesindeki omurlar arasındaki disklerin çeşitli nedenlerle yapılarının bozularak, omurilik kanalına doğru taşmalarına verilen ismidir.

Boyun Fıtığı Sebepleri Nelerdir?

  • Boynun devamlı aynı pozisyonda tutulması,
  • Yanlış duruş ve ters hareket yapılması,
  • Travma,
  • Kasların güçsüzlüğü,
  • Boyuna aşırı yüklenmeler,
  • Hareketsiz yaşam, ilerleyen yaşa bağlı yıpranma,
  • Romatizmal hastalıklar,
  • Yanlış yastık seçimi.

Boyun Fıtığında Ne Tür Cerrahi Tedavi Uygulanır?

Boyun fıtığında önden yaklaşımla ve arkadan yaklaşımla olmak üzere iki tür ameliyat yöntemi uygulanır.

Boyun Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir ve Ameliyat Şart Mıdır?

Boyun fıtığı hafif şiddette ise tedavisi istirahat, stresten uzak durma, ağrı kesici tedaviler ve fizik tedavi ile yapılır. Ancak boyun ve kol ağrıları ilaç ve fizik tedaviye rağmen geçmiyorsa, kollarda uyuşukluk ve kuvvet kaybı varsa ameliyatla tedavi edilir.

Boyun Fıtığı Ameliyatlarında Felç Olma Riski Var Mı?

Boyun fıtığı ameliyatının doğası gereği az da olsa risk vardır. Ön ve arka taraftan yapılan ameliyatlara göre risk değişmektedir. Bu risklerin oluşmaması için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik ile çalışılması önemlidir.

Boyun Fıtığım Var Ne Zaman Ameliyat Olmalıyım?

Muayene ve tetkikler sonucunda omurilikte ezilmeye bağlı olarak hasar oluşmuşsa ve sinir köklerinin sıkışmasına bağlı kolda ağrı, uyuşma ve güç kayıpları varsa ameliyat olmalıdır.

Boyun Fıtığı Olanlar Günlük Hayatta Nelere Dikkat Etmelidir?

  • Masada otururken, bilgisayar başındayken dik oturulmalı,
  • Yürürken dik yürünmeli, baş öne eğilmemeli ve boyuna yük bindirilmemeli,
  • Boynu zorlayan sporlardan uzak durulmalı,
  • Düzenli egzersiz yapılmalı (yüzme-yürüyüş),
  • Telefon kullanırken boyun eğilmemeli,
  • Masa üstü veya tablet bilgisayar kullanımı, boynun uzun süre aynı pozisyonda kalması boyun fıtığına neden olabilir.

Masa Başı Çalışanlar Boyun Ağrılarını Önlemek İçin Nelere Dikkat Etmelidir?

  • Masa başı egzersiz yapılmalı,
  • Belli aralıklarla ayağa kalkılmalı ve yürümeli,
  • Sandalyede otururken bel iyice arkaya yaslanmalı,
  • Monitör kullanılıyorsa göz hizasında olmalı.

Boyun Fıtığı Ağrısı Nereye Vurur?

Sıklıkla omuzlara, kollara, ellere, parmaklara, sırt bölgesine, baş ve boyun bölgesine vurur.

İlerlemiş Boyun Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

  • Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı,
  • Kollarda uyuşma ve his kusuru, karıncalanma,
  • Kollarda güç kaybı,
  • Reflekslerde azalma,
  • Kollarda incelme.

Duruşunuzu Düzeltmek İçin Altın Kurallar

  • Düzenli spor, egzersiz yapmak,
  • Bilgisayar başında otururken koltuk bilgisayara yaklaştırılmamalı, sırt koltuğa yaslanmalı bu oturuş alışkanlık haline getirilmeli,
  • Uzun süreli ayakta durmak gerekiyorsa omurgaya fazla yük olmamak için aralıklı hareket edilmeli, çok az sürede olsa oturup dinlenilmeli,
  • Yerden yük alırken bel değil dizler bükülmeli, yükü bırakırken önce dizler bükülmeli, ardından yük bırakılmalı,
  • Zedelenen veya yorulan kasların dinlenmesi için düzenli bir uyku düzenini oturtmak gerekir.

 

Read More

Çocuklarda Bulantı Ve Kusma Ciddi Hastalıkların Habercisi Olabilir

Bulantı ve kusma çocuklarda sık görülen semptomlardır. Bulantı ve kusmanın nedeni değişkenlik gösterebilir. Enfeksiyonlar, bağırsaklarda tıkanıklık, apandisit gibi cerrahi durumlar, kafa içi yer kaplayan kitle, kafa travmaları, ilaçlar ve sistemik hastalıklar bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir.

Çocuklarda Bulantı ve Kusma Nedenleri Ne Olabilir?

Çocukluk çağında en sık nedenlerinden biri enfeksiyonlardır. Enfeksiyöz nedenlerden dolayı oluşan bulantı ve kusmaya ateş ve ishal eşlik edebilmektedir. İshal, kusma ve ateş ile seyreden enfeksiyöz bağırsak enfeksiyonlarının başında rota virüs enfeksiyonu gelmektedir. Virüs kontamine su ve gıda, dışkı ile kirlenmiş eller, çeşitli eşyalar ve oyuncaklar ve kişiden kişiye direkt ya da indirekt temas ile bulaşmaktadır. Yaklaşık 2-4 gün inkübasyon dönemi sonrasında aniden ateş ve kusma, ardından sayısı 10’a ulaşan ishal gelişir. Gaita kansız ve bol suludur. Hastalık 4-8 günde kendi kendini sınırlar. Genellikle tam iyileşme olur. Rotavirüse bağlı ölümler sıvı kaybı ve elektrolit bozukluğuna bağlıdır. Bu nedenle hastanın sıvı kaybı açısından değerlendirilmesi, gerekirse damar yolu ile sıvı desteği yapılması önemlidir.

Bağırsak enfeksiyonları dışında idrar yolu enfeksiyonları, orta kulak iltihabı, zatürre, sinüzit, menenjit kusmaya neden olan diğer enfeksiyon hastalıklarıdır. Gastroösefageal reflü hastalığı kusmanın bir diğer nedenidir. Kilo kaybı, büyüme geriliği, solunum sistemi sorunları, demir eksikliğine bağlı kansızlığa yol açabilir. Daha ileri yaşlarda bulantı, geğirme, mide ağrısı, ağrılı yutkunmaya neden olur. Kusma ile özellikle süt çocukluğu döneminde yemek borusu alt kas yapısının tam olgunlaşmaması ve boyunun kısa olması nedeniyle sık karşılaşılır.

Bulantı ve Kusmanın Altında Yatan Neden Belirlenmeli

Bir yaş civarında hastaların birçoğu düzelmektedir. Bu dönemde fazla beslenme de kusmaya neden olabilen bir durumdur. Kusması olan çocuk altta yatan nedenin aydınlatılması ve sıvı kaybının değerlendirilmesi açısından mutlaka değerlendirilmelidir. Kusmaya neden olan duruma yönelik tedavisi planlanmalıdır.

 

Read More

Labioplasti Nedir?

Genelde doğuştan gelen veya ergenlik çağı ile genişleyen, uzayan, kararan, sarkan veya düzensizleşen iç dudakların kesilerek küçültülmesi, estetik olarak düzeltilmesi ameliyatı olarak tarif edilmektedir.

Bazen de “labial asimetri” dediğimiz bir dudak kısmının diğerine göre daha uzun veya farklı yapıda olması nedeni ile de yapılabilmektedir.

Bu tür ameliyatlar modern jinekolojik estetik operasyonlar arasında yer almakta;

Labia minorların haddinden fazla büyümesi, asimetri, tekrarlayan enfeksiyonlar, ağrılı cinsel ilişki ve hareketlerde kısıtlamalara sebep olduğu durumlarda labioplasti ameliyatı zorunlu bir tedavi halini alır. Normalde dış dudaklar, iç dudakları tamamen kapatırlar. Ama doğum ve doğum anındaki travmalar, ergenlik ve menapoz sebebi ile ani değişen hormonlar ya da hızlı kilo alıp verme gibi etkenler sebebi ile iç dudaklarda sarkma ve dış dudakların tam kapatamaması gibi sorunlar meydana çıkar. Ya da bu etkenlerin hiçbiri olmasa bile yaşın ilerlemesi sebebi ile de sarkmalar meydana gelebilir.

Labioplasti avantajları nelerdir?

  • Cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrılar yok olur,
  • Genital bölge estetik görünümüne kavuşur,
  • Kıyafet giymede yaşanan sorunlar ortadan kalkar,
  • Kişi kaybettiği özgüvenini geri kazanmış olur,
  • Kişi içerisinde olduğu hem psikolojik hem de fiziksel sorunları atlatmış olur.

 

Read More

Yumurta Toplama İşlemi Nasıl Yapılır?

Yumurta toplama işlemi; Tüp bebek tedavisinde, yumurta toplama işlemi aşaması olgunlaşmış yumurtaların toplandığı ve döllendirmeden önceki aşamadır. Tüp bebek tedavisinde ilk olarak anne ve baba adayının kısırlık sorunları teşhis edilir. Daha sonra anne adayının yumurtalık rezervlerine, kısırlık sorunlarına ve anne adayının yaşına göre ilaç protokolü uygulanır. Daha sonra anne adayı 15 gün kadar ilaç tedavisini sürdürür. Bu süreç boyunca sık sık tüp bebek merkezine kontrole gitmesi gerekmektedir. Bu kontrollerde yumurtalıkların durumu kontrol edilir. Şayet ilaç dozlarının düzeltilmesi gerekiyorsa 15 gün içerisinde ilaç protokolü değiştirilebilir.

Yapılan kontrollerde yumurtaların istenilen olgunluğa eriştiği anlaşıldıktan sonra çatlatma iğnesi yapılır. Çatlatma iğnesinden 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yani OPU işlemine geçilir.

Yumurta Toplama İşleminde Yumurtalar Nasıl Toplanır?

Çiftin tüp bebek merkezine çatlatma iğnesinden sonra belirtilen saatte gelmesi oldukça önemlidir. Aksi halde tüp bebek tedavisi olumsuz etkilenecektir. Anne adayına lokal ya da genel anestezi uygulanabilir. İşlem yaklaşık olarak 20 dakikada tamamlanır. Yumurtalar toplama işlemi sonrası anne adayı bir süre tüp bebek merkezinde dinlendirilir ve daha sonra evine gidebilir. Yumurta toplama işlemi aşamasında anestezi uygulandığı için herhangi bir ağrı ya da acı söz konusu değildir.

Yumurta toplama işleminde, yumurtaların toplanması ile aynı gün baba adayından sperm örneği alınır. Sperm örneği, tüp bebek merkezindeki özel odalarda verilmektedir. Sperm örneği verilirken hiçbir yabancı madde (kayganlaştırıcı, tükürük, prezervatif vs.) kullanılmamalıdır. Erkek aday ilk olarak ellerini yıkamalıdır. Daha sonra sperm örneğini temiz bir kaba koymalı ve yetkililere teslim etmelidir. Sperm örneğinin kısa sürede laboratuvara yetiştirilmesi gerektiği için merkezde verilmesi önerilmektedir. Şayet baba adayının menisinde sperm hücresi yoksa, testislerinden sperm almak adına Mikro TESE yöntemi uygulanabilir. Mikro TESE işlemi kısa sürede tamamlanan bir cerrahi işlemdir.

Alınan yumurta ve sperm hücreleri laboratuvar ortamına gönderilir. Daha sonra bu üreme hücreleri döllendirme aşaması için hazırlanır ve aralarında en kalitelisi seçilir.

Yumurta Toplama İşlemi Aşamasından Sonra:

Anne adayı lekelenme tarzı kanamalar yaşayabilir. Hafif ağrılar söz konusu olabilir. Ancak, kötü kokulu akıntı ya da ateş yükselmesi söz konusu ise mutlaka doktora haber verilmelidir.

Yumurta Toplama İşleminde Yumurtalar Ne Zaman Döllendirilir?

Yumurta ve sperm hücresi alındıktan sonra yıkama gibi özel işlemlerden geçilir. Kalite ve DNA bakımından incelenen yumurta ve sperm hücresi arasından en kaliteleri seçilir ve döllendirme aşamasına geçilir. Döllendirme klasik ya da mikroenjeksiyon yöntemi ile olabilmektedir. Şayet mikroenjeksiyon yöntemi kullanılacaksa, seçilen en kaliteli sperm hücresi yumurtanın içerisine enjekte edilir.

Embriyo Transferi Ne Zaman Yapılır?

Embriyo transferi; Yumurta hücresi mikroenjeksiyon ya da klasik tüp bebek yöntemiyle döllendirildikten sonra 2 ya da 5 gün laboratuvar ortamında gözlenir. En kaliteli embriyolar seçilir ve 2 ya da 5 gün sonra anne adayının rahmine transfer edilir. Transfer işleminden sonra 12 gün sonra ise gebelik testi yapılır ve tedavinin sonuçları öğrenilir.

Read More