Author medova

 Katarakt Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Ameliyattan iki gün sonra gözünüze şampuan, sabun ve su kaçırmadan duş alabilirsiniz.
  • Damlalarınızı saatinde ve doğru şekilde kullanmaya dikkat ediniz.
  • Ameliyatlı gözün bulunduğu tarafa yatmamaya özen gösteriniz.
  • Ameliyattan sonraki ilk 15 gün gözünüzü temiz tutunuz, ovuşturmayınız ve kaşımayınız.
  • Gözünüzü silerken bastırmayınız, alt göz kapağınıza dokunmadan tek kullanımlık yumuşak kağıt mendil ile siliniz.
  • İlk 1 ay süre ile ameliyat olmuş gözünüzü çarpma ve vurmalara karşı koruyunuz.
  • Ameliyat sonrası ilk bir ay içerisinde düşündüğünüz deniz, kum ve güneşli tatil planınızı hekiminize danışarak yapınız.
  • Ameliyattan sonra hiçbir şikayetiniz olmayacağı gibi, batma hissi, sulanma, kanlanma gibi bir süre devam edebilen şikayetleriniz de olabilir. Bu durum normaldir, endişelenmeyiniz.
  • Ameliyat olan gözde şiddetli ağrı, görmede azalma ve çapaklanma görülür ise, vakit kaybetmeden çağrı merkezi numaramızdan hastanemize ulaşınız.
  • Ameliyattan sonra ikinci kontrolünüz 7 ile 10. günler arasındadır. İlk kontrolünüzden sonra hastaneden ayrılmadan önce 2. kontrolünüz için randevunuzu alınız.

Göz Damlası Kullanım Kuralları

  • Damla kullanmadan önce ellerinizi su ve sabunla yıkayınız, gerektiğinde eldiven takınız.
  • Başınız geriye doğru kaldırınız, alt göz kapağınızı parmaklarınızın ucuyla aşağıya doğru çekiniz ve sabit bir noktaya bakınız.
  • Damlalığı göz hizasından yukarıda tutunuz ve yavaşça sıkıştırarak alt göz kapağınızın içine denk gelecek şekilde 1 damla damlatınız.
  • Damlalık ucunu gözünüze, göz kapağınıza veya kirpiklerinize değdirmeyiniz, damlanın ucunu eliniz ile kapatmayınız, aksi takdirde damlanız mikrop üretebilir.
  • Damlattıktan sonra gözlerinizi bir müddet kapalı tutunuz ve daha sonra birkaç defa kırparak ilacın gözde dağılmasını sağlayınız.
  • Gözden dışarı akan ilacı temiz bir peçete yardımıyla siliniz.
*Unutmayınız ki; ameliyatın başarısı hastane ve doktorunuza bağlı olduğu kadar, tedavi sonrası uygulayacağınız bakıma da bağlıdır.
Read More

Göz Sağlığınızı Riske Atmayın, Kataraktı Hayatınızdan Çıkarın!

Göz, zamandan en fazla etkilenen organlar arasında yer alır, farklı bir deyişle kişi yaşlandıkça tüm vücutta oluşan değişimlerden en fazla göz etkilenir.

Katarakt, gözün içinde yer alan sinir ve göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi, kahverengi ve sarı renklenmelerin oluşmasıyla ortaya çıkan ve buna bağlı olarak görme duyusunun azalmasıyla sonuçlanan göz rahatsızlığıdır.

Doğumdan itibaren her yaşta görülebilen katarakt özellikle yaşa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Orta yaşlarda daha nadir görülmekle birlikte yaş ilerledikçe katarakt görülme sıklığı artış göstermektedir. Her iki gözde de oluşabilen katarakt hastalığında genellikle gözlerden biri diğerine göre daha fazla etkilenir. Bu durum hastaların günlük yaşantılarını oldukça olumsuz etkilemektedir.

Katarakt Belirtileri;

  • Görmede yavaş yavaş azalma
  • Görüntüde ve renklerde soluklaşma
  • Işığa karşı hassasiyet
  • Gece görüşte bozulma
  • Araç kullanımının güçleşmesi
  • Okuma zorluğu
  • Gözlerde yorgunluk
  • Gözlük numaralarında sık değişme
  • Çift görme
  • Kontrast kaybı

*Kataraktın cinsine göre hastaların şikâyetleri değişebilir.

Bazı kataraktlarda oluşan yalancı miyopiye bağlı olarak uzak görme bozulur yakın görme düzelir. Uzak veya yakındaki bulanık görme gözlükle düzeliyorsa bu durum kataraktla ilgili değildir. Kataraktlı göz, gözlüğe rağmen az görür. Aynı zamanda gözlük sorunlarıyla ilgili görme azlıkları da kataraktla karıştırılmamalıdır.

Katarakt Tedavisi

Katarakt, diyet ya da ilaç tedavisi ile önlenemez ve tedavi edilemez.  Bu nedenle tek seçenek cerrahi müdahaledir. Ameliyat, şeffaflığını kaybetmiş olan göz merceğinin alınıp yerine yeni bir göz merceğinin yerleştirilmesi sistemine dayanmaktadır.

Katarakt Ameliyatı

Katarakt cerrahisi, matlaşmış lensin çıkarılmasını ve yapay lensle değiştirilmesini içerir. Göz içi lensi olarak adlandırılan yapay lens, doğal merceğinizle aynı yere yerleştirilir. Bazı insanlar için diğer göz problemleri nedeniyle yapay bir lens kullanımı uygun olmamaktadır. Bu durumlarda, katarakt giderildikten sonra görme, gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilebilir.

Katarakt cerrahisi gelişen teknoloji ile birlikte kolaylıkla ve hızlı bir şekilde yapılmaktadır. Ameliyat günü birlik cerrahi girişim olup hastalar çoğu zaman aynı gün taburcu olabilmekte ve kısa sürede günlük aktivitelerine dönebilmektedir.

Katarakt tedavisi, mikrocerrahi gerektiren çok önemli bir ameliyattır. Medova Hastanesi olarak; ileri teknolojimiz, güçlü ve tecrübeli hekim kadromuz, sterilizasyona uygun ameliyathanelerimiz ile tüm cerrahi müdahale ve tedavileri hastalarımızın hizmetine sunmaktayız.

Femtosaniye Lazer İle Katarakt Ameliyatlarında Devrim

Son yıllarda özellikle refraktif cerrahide giderek artan ve sıklıkta kullanılan Femtosaniye Laser teknolojisi artık katarakt hastalarının da hizmetine sunulmaktadır.

“Bıçaksız Katarakt Ameliyatı” olarak da adlandırılan “Femtosaniye Laser” adı verilen lazer teknolojisi sayesinde katarakt ameliyatının en önemli aşamaları insan eli değmeden tamamen bilgisayar kontrollü olarak gerçekleştirilmektedir. Bu da komplikasyon riskini son derece azaltmaktadır.

“Femtosaniye Lazer” teknolojisinin kullanıldığı operasyonlarda, göz içine yerleştirilen çok odaklı mercek seçeneği ile aynı operasyonda kataraktın yanı sıra uzak ve yakın görme sorununa çözüm getirmek de mümkün olabilmektedir.

Modern tekniklerin gelişimi ile günümüzde katarakt operasyonları iğnesiz ve ağrısız yapılabilmekte böylece hasta aynı gün evine dönebilmektedir.

FAKO Tekniği

Fako tekniği ile yapılan katarakt ameliyatları dikişsiz ya da lazerli ameliyatlar olarak bilinir.  Bu yöntem ile göz içine 2.2 mm’lik kesiden girilir, ultrason adı verdiğimiz ses dalgaları yardımıyla kataraktlı göz içerisindeki tabaka eritilerek dışarı alınır ve yerine göz içi merceği yerleştirilir. Bu küçük kesi sayesinde yara iyileşmesi daha hızlı ve cerrahi işlem daha güvenli olmaktadır.

Ameliyat olan hastaların görme seviyeleri çok kısa sürede yükselmekte, hastalar günlük

TRI – FOKAL Akıllı Mercekler

Göz içi lens tedavisi, katarakt gibi göz rahatsızlıklarında kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Akıllı lensler adıyla da bilinen trifokal lensler uzak, orta ve yakın mesafede gözlüksüz olarak net görmeyi sağlayan göz içi lenslerdir. Bu lensler üç odaklı (trifokal) olup, bu odaklar sayesinde uzak ve yakını gözlüksüz olarak net görmeyi mümkün kılar.

Cerrahi Sonrası Hayata Sağlıklı Gözlerle Bakmak Mümkün!

Katarakt Cerrahisi Geçirmiş İnsanların Hayatında Ne Gibi Değişiklikler Olur?

Katarakt cerrahisinin bazı konularda kısıtlılık oluşturup oluşturmadığı da merak edilir. Cerrahi sonrası, kanunda belirtilen görmeyi elde eden kişiler sürücü belgesi alıp, araba kullanabilir. Temas gerektirmeyen sporları da gönül rahatlığı ile yapabilirler.

Katarakt Tekrarlar Mı?

Katarakt ameliyatı olanlarda yeniden katarakt oluşmaz. Operasyonla, merceğin içine yerleştirildiği zar zamanla kesifleşebilir. Bu halk arasında “ikincil katarakt” olarak isimlendirilse de aslında katarakt değildir. Bu oluşum genellikle lazerle 3 – 4 dakika içerisinde kolayca tedavi edilebilir. Çocuklarda veya zarın çok kalınlaştığı ender durumlarda ameliyatla temizlemek gerekebilir.

Kaynak 1: What Are Cataracts?Cataracts Symptoms?What Causes Cataracts?Cataract Treatment aao.org By Kierstan Boyd Reviewed By J Kevin McKinney, MD Edited By David Turbert Sep. 06, 202

Kaynak 2: Özçetin Hikmet: Güncel katarakt cerrahisi. Özçe- tin H (Editör) Katarakt ve tedavisi. 1. baskı. İstanbul SCALA yayıncılık 2005;299-390.

Read More

Tüp Bebekte Karşılaşılan 7 Sorun

Tüp bebek tedavisi, günümüz teknolojisine paralel olarak geliştirilen birçok tedavi yöntemi ile beraber normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlere başarı tablosu vaad etse de, bazı durumlarda istenilen sonuçları almak pek mümkün olmamaktadır. Çiftlerin sorunlarına yönelik uygun tedavi aşamalarının gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, aşağıdaki durumlarda tüp bebek tedavisi iptal edilebilmektedir:

Anne Adayının Yumurta Sayısının Yetersiz Olması

Tüp bebek tedavisinin başarısındaki en önemli faktör anne adayının yumurta rezervleridir. Bu nedenle yaşı ilerlemiş ve yumurta rezervleri yeterli olmayan anne adaylarında, yumurta gelişimi için uygulanan ilaçların ardından yumurta toplama aşamasında istenilen sayıda yumurta edilememektedir. Karşılaşılan bu sorunun nedenleri arasında anne adayının yaşı, çocuk sahibi olmasını engelleyen genetik faktörler ve yumurtalıkların uyarılması için kullanılan ilaçların yetersiz olması yer almaktadır.

Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS, Yumurtalıkların Aşırı Uyarılması)

Tüp bebek tedavisinde istenmeyen bir durum olarak, yumurtalıkların uyarılması için verilen ilaçlara yumurtalıkların aşırı bir şekilde cevap vermesi yani büyümesi sonucunda tüp bebek tedavisi iptal edilmektedir. Tüp bebek tedavisinin başarısı bahsedildiği üzere anne adayının sağlıklı yumurta rezervlerine bağlı olarak şekillenir.

Bu nedenle kaliteli yumurta hücreleri elde etmek amacı ile bir takım hormon iğneleri ile yumurta gelişimi desteklenmektedir. Ancak kullanılan ilaçlara yumurtalıkların aşırı cevap vermesi halinde tedavi aşaması askıya alınarak, öncelikle OHSS’nin tedavisi yapılır.

OHSS’nin belirtileri:

  • Karın ağrısı
  • Karında şişlik hissi
  • Bulantı
  • Kusma
  • İshal
  • Nefes darlığı
  • İdrar oranında azalma

Başarısız Döllenme

Anne adayından elde edilen yumurtalar ile baba adayından elde edilen sperm hücreleri mikroskop altında bir araya getirilerek döllenmeye maruz bırakılır. Genellikle bu işlem mikroenjeksiyon yöntemi ile gerçekleştirilmektedir. Sperm hücresinin yumurtayı döllemesi ile yaklaşık %65-80 arasında embriyo elde edilmektedir. Kaliteli embriyonun tespit edilmesinin ardından anne adayının rahmi yerleştirilmesi ile tedavi tamamlanır. Ancak bazı nedenlerden dolayı döllenme başarısızlıkla sonuçlanabilir. Ayrıca bu sorun tekrarlayan başarısız tüp bebek nedenleri arasında yer alır.

Sperm İle Alakalı Sorunlar

Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen bir diğer önemli faktör ise, baba adayında yumurtayı dölleyebilecek kabiliyete sahip sperm hücresinin olmamasıdır. Çeşitli nedenlerden dolayı sperm sayısının, hareketliliğin ve kalitelisinin yeterli olmadığı durumlarda döllenme gerçekleşmemektedir. Ayrıca anne adayına yapılan yumurta toplama işlemine eş zamanlı olarak baba adayından sperm elde etme işlemi uygulanır. Eğer bu aşamada yumurtayı dölleyebilecek yeterli sayı ve kalitede sperm tespit edilememiş ise, tüp bebek tedavisi iptal edilir.

Embriyo Transferinde Karşılaşılan Sorunlar

Tüp bebek tedavisinde karşılaşılabilir bir diğer sorun ise, anne adayının üreme sisteminde meydana gelen patolojiler ve doğuştan gelen anatomik bozukluklardır. Bu sorunlar embriyo transferi işlemini başarısız kılarken, embriyonun tutunacağı ve gelişimini sürdüreceği rahim şartlarının olmamasından dolayı gebelik elde edilememektedir.

İmplantasyon Sorunu

İmplantasyon başarısızlığı olarak tabir edilen bu durum, anne adayının rahmine transfer edilen embriyonun rahme tutunamama sorunudur. Rahim içi şartlarının gebelik için uygun olmaması ve embriyo kalitesinin yetersiz olması halinde, başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.

Dış Gebelik

Dış gebelik gebeliğin rahim dışında herhangi bir bölgede gelişim göstermesidir. Genellikle fallop tüplerinde gelişen bu durum, tüp bebek tedavilerinin yaklaşık %1-3’ünde görülmektedir. Bu risk faktörünü arttırıcı nedenler ise;

  • Daha önce gebeliklerde dış gebelik hikayesi
  • Daha önce fallop tüplerini etkileyen bir hastalık ya da operasyon hikayesinin olması dış gebelik riskinin görülme ihtimalini arttırmaktadır.
  • Dış gebeliğin teşhisi için vajinal ultrasonografi ve kanda gebelik testi ile HCG ve progesteron seviyelerinden yararlanılmaktadır. Daha sonra cerrahi müdahale ile gebelik sonlandırılır.
Read More

Tüp Bebekte Embriyo Transferi

Tüp bebek tedavisi, aşamalardan oluşan bir tedavidir. Embriyo transferi de, bu aşamalardan bir tanesidir. En önemli aşamalardan biri olan embriyo transferi; tüp bebek tedavisinde elde edilen yumurta ve sperm hücrelerinin döllendirildikten sonra belirlenen sayıda anne adayının rahmine transfer edilmesidir.

Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonraki 12. Gün gebelik testi yapılmaktadır. Gebelik testi ise tüp bebek tedavisinin başarılı olup olmadığı tespit edilir.

Embriyo Transferi Ne Zaman Yapılır?

Yumurta ve sperm hücresi döllendikten sonra, 3 ya da 5 gün sonra embriyo transferi yapılmaktadır. Döllenmeden sonraki 3. Gün embriyosunda, embriyo çoğunlukla 4-8 hücrelidir.

5. gün transfer edilen embriyoya ise, blastokist denilmektedir. 5. gün embriyo transferinde gebelik şansı, embriyonun tutunma oranları daha yüksektir. 5. Gün embriyo, içerisi boşluklu bir haldedir. Ancak her embriyonun 5. Güne ulaşması mümkün değildir.

Embriyo Transfer İşlemi Ne Kadar Sürer?

Embriyo transfer aşaması, tüp bebek tedavisinde en kısa sürede tamamlanan işlemdir. Yaklaşık olarak 10 dakikada tamamlanan bu işlem, anne adayında herhangi bir ağrı ya da rahatsızlığa yol açmamaktadır. Bu sebeple de işlem sırasında anestezi uygulanmaz. Anne adayının kendini rahat hissetmesi için sakinleştirici ilaçlar kullanılabilir. Transferden sonra anne adayı birkaç saat merkezde dinlenip evine gidebilir.

Embriyo Transferi Nasıl Yapılır?

Anne adayı jinekolojik muayene masasına alınır. Burada, tıpkı jinekolojik muayenede olduğu gibi hasta hazırlanır. Ardından spekulum yerleştirilir. Rahim ağzının, enfeksiyonlara karşı korunması amacıyla özel sıvılarla temizlenir. Bu aşamadan sonra ise embriyologun hazırlayıp getirdiği embriyolar ince bir katater aracılığıyla rahme transfer edilir.

Anne adayına akaç tane embriyo transfer edileceğine çeşitli faktörlere göre karar verilmektedir. Ancak çoğul gebeliklerin önlenmesi adına transfer edilen embriyo sayısına kısıtlama getirilmiştir. Bu sebeple genellikle en kaliteli ve en iyi olan embriyo hücresi transfer edilir. Geriye kaliteli embriyolar kalmış ise, dondurularak saklanabilir.

Transfer edilecek embriyoların dış bölümünde bulunan zona tabakasının kalın olması halinde, bu tabaka lazer ile inceltilir ve transferden sonra gebelik şansı arttırılır.

Embriyo Dondurma Ve Dondurulmuş Embriyo Transferi Nasıldır?

Geliştirilen embriyolardan en kalitelisi ve en iyisi anne adayına transfer edildikten sonra şayet geriye kaliteli embriyolar kalıyorsa, bu embriyolar ileride kullanılmak üzere dondurulabilir. Bu sayede yeniden tüp bebek tedavilerine başlamak yerine, birçok aşama atlanarak daha kısa sürede tedavi tamamlanmış olur. Bununla beraber ileride anne adayı bir çocuk daha isterse, dondurduğu embriyoları kullanarak tüp bebek tedavisiyle gebelik sağlayabilir. Bu sayede yaşın ilerlemesiyle meydana gelebilecek riskler engellenmiş olur.

Embriyo Transferi Sonrası Kullanılacak İlaçlar Nelerdir?

Embriyo transferinden sonra gebeliğin tutunması için progesteron içeren ilaçlar verilmektedir. Bu ilaçlar; tablet, jel ya da enjeksiyon şeklinde kullanılabilir. Bu ilaçların dışında vitamin ya da mineral kapsüller, folik asit önerilebilir. Bu ilaçlar ve vitaminler, doktor önerisi dışında kullanılmamalıdır.

Embriyo Transferinden Sonra Gebelik Testi (Hamilelik Testi) Ne Zaman, Kaçıncı Gün Yapılır?

Embriyo transferinin gerçekleşmesinden 12 gün sonra gebelik testi yapılmaktadır. Bu gebelik testi, kanda gebelik testidir. Gebeliğin henüz bu döneminde bebek ultrasondan izlenemediği için kanda gebelik testi yapılır ve pozitif çıkarsa anne adayı 2 hafta sonra ultrason kontrolüne çağırılır.

Ultrason Ne Zaman Yapılır?

Hamilelik testi yapıldığında, gebelik kesesi henüz ultrasondan izlenemez. Transferden 3-4 hafta sonra ultrasondan gebelik kesesi görülebilmektedir. Çeşitli durumlarda gebelik testi pozitif çıksa dahi ultrasonda gebelik kesesi görülmeyebilir. Bu gibi durumlarda akla dış gebelik gelmelidir.

Embriyo Transferi Sonrası Kanama, Akıntı, Ağrı Olur Mu?

Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonra lekelenme tarzı kanamalar meydana gelebilir. Bu kanamalar aynı gün içinde kendiliğinden kesilecektir. Ancak bu kanamanın yoğun ve fazla olması söz konusu ise zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekmektedir.

Bununla beraber hafif kasık ağrıları yaşanabilir. Ancak bu ağrılar için doktor haberi dışında herhangi bir ağrı kesici ilaç kullanılmamalıdır. Bu süreçte doktor önerisi dışında kullanılan ilaçlar gebelik için olumsuz etki yaratabilir.

Embriyo Transferi Sonrası Cinsel İlişkiye Girilebilir Mi?

Fizyolojik durumunuza göre doktor bir süre cinsel perhiz önerebilir. Genellikle transferden gebelik testine kadar olan süreçte cinsel ilişki bulunulmaması gerekmektedir. Yapılan gebelik testinde hamile olduğunu tespit edilirse, cinsel ilişkiye başlanabilir. Çeşitli durumlarda gebeliğin riskli olması, uzun vadede cinsel ilişkinin yasaklanmasına yol açabilir.

Embriyo Transferi ile Gebe Kalanlar Gebelik Haftasını Nasıl Hesaplamalı?

Gebelik haftasını hesaplamak için, embriyo transferinin yapıldığı günden itibaren günler sayılır. Ardından çıkan sonuca 2 hafta ilave edilir. Bu sayede gebelik haftası hesaplanmış olur.

Embriyo Transferinden Sonra Yapılması ve Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Embriyo transferinden sonra anne adayı kendini fiziksel olarak yormamalı, gebelik testine dek dinlenmeye dikkat etmelidir.

Stresli ortamlardan uzak durulmalıdır.

Sık sık dinlenilmeli ancak anne adayı kendini yatağa da hapsetmemelidir. Bu süreçte gebelik testine kadar anne adayını sakinleştirecek etkinlikler yapılmalıdır.

Doktor bilgisi dışında herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.

Uzun seyahatler, transferden sonraki 3. Gün başlamalıdır. Transferden sonraki günlerde anne adayı kendini yormamalıdır. Kısa süreli yolculuklarda herhangi bir sakınca yoktur.

Tüp Bebek Tedavisinde Kaç Embriyo Transfer Edilir?

Tüp bebek tedavisinde, transfer edilen embriyo sayısı arttıkça, gebelik şansı da artmaktadır. Ancak embriyo sayısının artması, çoğul gebeliklere yol açan bir durumdur. Çoğul gebeliklerde de gebeliğe dair riskler hem bebekler, hem de anne adayı için fazla olduğundan istenmeyen bir durum olarak adlandırılır.

Bu sebeple de 6 Mart 2019 tarihinde çıkan; üremeye yardımcı tedavi uygulamaları ve üremeye yardımcı tedavi merkezleri hakkında yönetmelik, embriyo transferine kısıtlama getirmiştir.

Bu yönetmeliğe göre transfer edilecek embriyo sayısı; 35 yaşının altındaki ve ilk iki tüp bebek denemesi olan kadınlar için yalnızca bir olarak belirlenmiştir.

Yönetmelikte transfer edilecek embriyo sayısı şu şekilde belirtilmiştir:

35 yaşın altındaki adaylara birinci ve ikinci tüp bebek denemelerinde sadece 1 tane embriyo transfer edilebilir. Üçüncü ve sonraki denemelerde “en fazla” iki embriyo transfer edilebilir. Birden fazla embriyo transfer edilmemesi esastır.

35 yaşında veya daha büyük olan adaylarda tüm tüp bebek denemelerinde en fazla 2 tane embriyo transfer edilebilir.

3 veya daha fazla embriyo transferine hiçbir koşulda izin verilmemektedir.

Embriyoların Dondurulması

Bu yönetmeliğe göre, kaliteli embriyolar kalırsa dondurularak saklanabileceği belirtilmiştir. Embriyoların dondurularak saklanması için hem anneden hem de babadan rıza alınmalıdır. Embriyo saklama süresi, koşul ve yasalara göre değişkenlik göstermekle beraber yaklaşık olarak 5 yıldır.

Saklama süresinin uzatılması ya da devam etmesi durumunda, her yıl eşlerden bu konuyla ilgili alınan rızalar yenilenmelidir.

Read More

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçlardan Dolayı Gözlemlenen Yan Etkiler

Tüp bebek tedavisinde kadından fazla sayıda yumurta elde edilebilmesi adına ilaç tedavisi uygulanır. Kadınlarda yumurtanın çok sayıda elde edilebilmesi yönünde yardımcı olan ilaç tedavisinde birtakım yan etkileri vardır. Bu yan etkiler ise şunlardır;

  • Ani ruh hali değişimi
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Karın bölgesinde hissedilen ağrı
  • İshal
  • Kusma
  • Mide bulantısı
  • Yumurta geliştirici iğnelerin yapıldığı bölgelerde hafif morarma, ağrı ve tahriş
  • Ödem
  • Baş ağrısı
  • Meme hassasiyeti
  • Ateş basması
  • Halsizlik

Çoğul Gebeliğin Gerçekleşmesi Halinde Karşılaşılabilecek Riskler

Tüp bebek tedavisindeki embriyo transferi işleminde çok sayıda embriyonun kadına transfer edilmesi halinde çoğul gebelik gerçekleşebilir. Ülkemizde uygulanan tüp bebek tedavilerinde çoğul gebeliğin gerçekleşmemesi adına tüp bebek tedavisinde transfer edilen embriyo sayısı sınırlandırılmıştır. Fakat yine de çoğul gebelikte karşılaşılabilecek risklerden bahsetmek gerekirse;

  • Erken doğum
  • Yüksek kan basıncı
  • Maternal kanama
  • Gestasyonel şeker hastalığı çoğul gebeliğin risklerindendir.

Embriyo Transferi İşleminin De Birtakım Yan Etkileri Vardır

Kadının rahmine embriyo transfer edilmesinin ardından; kadında kanama, lekelenme, hafif ağrı durumuna rastlanabilir. Söz konusu yan etkilerin giderilmesi ile ilgili bir ilaç kullanımına lüzum görülmemektedir.

Düşük Riski

Tüp bebek tedavisinde karşılaşılan düşük olayının gerçekleşme oranı ile doğal gebelikte karşılaşılan düşük olayının gerçekleşme oranı aynıdır. Düşük olayının gerçekleşme olasılığı anne adayının yaşının ilerlemesine bağlı olarak artmaktadır. Söz konusu gebe kadın 40 yaşından ileri ise düşük riski mevcuttur.

Ektopik Yani Dış Gebelik

Tüp bebek tedavisinde transfer edilen embriyo şayet yanlış bir bölgeye yerleşir ise dış gebelik gerçekleşebilir. Bu durumda embriyo transferinden iki hafta sonra yapılan ultrason kontrolünde tespit edilir. Dış gebeliğin sıklıkla karşılaşılan bulgusu kasık ağrısı ve kanamadır. Tüp bebek tedavisinde dış gebeliğin gerçekleşme oranı ise %1 ila %2 civarındadır.

Heterotopik Gebelik

Heteretopik gebelik, rahim içinde ve rahim dışında gebeliğin gerçekleşmesi durumudur. Bu durum tüp bebek tedavisi uygulanan kadının rahmine çok sayıda embriyo transfer edildiği takdirde gerçekleşir. Erken teşhis çok mümkün değildir. Bu gebeliğin bulguları; karın ağrısı, karın içinde kanamadır. Heteretopik gebelikte tedavi cerrahi operasyon ile mümkündür.

Yumurta Toplama İşleminin Yan Etkileri

Kadından döllenme işleminin gerçekleştirilmesi adına tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi yapılır. Bu işlemde kadına anestezi uygulanır. İşlemin birtakım riskleri söz konusudur. Bunlar;

İşlem uygulanırken ve işlemin ardından orta şiddette rahatsızlık meydana gelmesi

Yumurtalıklarda veya pelvik damarlarda hafif kanamaların gözlemlenmesi

Sıklıkla karşılaşılmayan ancak ihtimaller arasında olan hafif veya şiddetli pelvik enfeksiyondur.

Doğumsal Bozukluk Riski

Tüp bebek tedavisinde ya da doğal yolla gerçekleşen her iki gebelikte de doğumsal bozukluk riski ile karşılaşma olasılığı farksızdır.  Söz konusu doğumsal bozukluk riski ile karşılaşma olasılığı yaklaşık %3 ila %5 civarındadır.

Ovaryan Hiperstimulasyon Sendromu (OHSS)

Tüp bebek tedavisindeki en sık rastlanan durumdur. Bu durum; kadına yumurtlama adına verilen haplar ve iğnelere karşı kadında fazla miktarda yumurta ve kist oluşmasıdır. OHSS olayı risk faktörleri ise şunlardır;

  • Kadının genç yaşta olması,
  • Kadının zayıf olması,
  • Kadının yüksek doz gonadotropin kullanması,
  • Kadında polikistik over sendromu bulunmasıdır.

Yumurta Toplama İşleminden 4-5 Gün Sonra Başla Belirtiler İse;

  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • İshal
  • Nefes almada zorluk
  • Karın bölgesinde şişlik
  • Karın bölgesinde hassasiyet ve ağrı
  • Kısa sürede kilo alma
  • İdrar miktarında azalma
  • İdrar yapamama durumlarıdır.

Yumurtalıkların aşırı uyarılması durumunda kadına verilen ilaçların dozları azaltılmalı ya da ilaç kullanımı bırakılmalıdır. Şayet hafif OHSS ise kadın 10-14 gün içinde iyileşir. Ağır ve orta OHSS durumunda ise hastanede yatış gerekmektedir.

Over Torsiyonu

Yumurtalıkların kendi etrafında dönmesidir. Etkenleri; overde oluşumlara rastlanması, yumurtalıkla rahim arasındaki bağın uzun olması, gebelik sürecinde vücutta yer alan bağların gevşek ve elastik olması, yumurtalıkların aşırı büyümesi, tüplerin uzun ve büyük olmasıdır. Bu durumun habercisi olan bulgular ise;

  • Kasık ve karnın alt bölgesinde hassasiyet ve ağrı
  • Mide bulantısı, kusma,
  • Ateştir.

Over torsiyonu ultrason ile teşhis edilir ve cerrahi müdahalelerle tedavisi gerçekleştirilir. Over torsiyonuna bağlı olarak;

  • Enfeksiyon
  • İç genital organlarda yapışıklık
  • Kronik kasık ağrısı
  • Peritonit
  • Sepsis
  • Kısırlık gerçekleşebilir.

Karın Organlarında Yaralanma, Kanama ve Enfeksiyon

Tüp bebek tedavisinde kadından yumurta toplanırken; kadının idrar torbasında, bağırsak ve rahme yakın damarlarda çok düşük bir ihtimalde olsa nadiren yaralanma, vajinal kanama ve rahim yumurtalıklara bulaşan enfeksiyon durumu ile karşılaşılabilir. Vajinal kanama kolay bir müdahale ile giderilirken enfeksiyon tedavisinde de antibiyotiklere başvurulur.

Read More

Tüp Bebek Tedavisinde Yeni Yaklaşım: Trofektoderm Biyopsisi

Anne ve baba olmak isteyen her çiftin en önemli amacı, sağlıklı bir bebeğe sahip olmaktır. Ancak çeşitli durumlarda çift doğal yollardan gebe kalma konusunda sorunlar yaşabilmektedir. Gebelik sağlansa dahi, gebeliğin devam etmesi, tamamlanması söz konusu olmayabilir. Bu aşamada tüp bebek tedavi yöntemleri devreye girmektedir. Tüp bebek tedavi yöntemleri, günümüzde teknolojik gelişimler sayesinde her geçen gün geliştirilmektedir. Yeni çıkan yöntemlerle de başarı oranları arttırılmaktadır.

Embriyonun Değerlendirilmesinde Yeni Yöntem

Bu yöntemler arasında en etkililerden biri; daha embriyo transfer edilmeden önce genetik yapısının incelenmesi ve hamilelikten sonra çocukluk döneminde ortaya çıkabilecek sorunların tespit edilmesidir. Embriyoda genetik tanı yöntemleri; anomali sahibi ya da DNA’sı hasarlı embriyoların anne adayının rahmine transfer edilmesini engellemektedir. Bu sayede sağlıksız gebeliklerin oluşumunun önüne henüz gebelikten önce geçilmiş olur. Genetik tanı yöntemleri düşük riskini de büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır.

Embriyonun genetik tanı yöntemlerine tabii tutulması için yumurta ve sperm hücrelerinin döllendirilmesi gerekmektedir. Döllendirme işlemi laboratuvar ortamında gerçekleştirilmektedir. Embriyonun genetik olarak incelenmesi günümüzde üç farklı aşamada yapılabilmektedir.

Embriyo oluşumunun 1. günü kutup cisim (polar body) biyopsisi

Polar body biyopsisi, döllenme işleminden önce yumurtadan birinci polar cismin çıkarılması yöntemi ile ya da döllenme ardından birinci ve ikinci polar cisimciklerinin her ikisinin de çıkarılması şeklinde uygulanabilir. Bu uygulamanın olumsuz yanı ise anne adayı ile ilgili problemlerin yansımasıdır. Yaygın olarak kullanılmaz.

Embriyo gelişiminin 3. günü hücre biyopsisi

Döllenme işleminden sonra embriyonun oluşumunun 3.gününde 6-10 hücreli evresinde uygulanır. 1-2 hücre inceleme için alınabilir. Günümüzde en yaygın kullanılan yöntem budur.

Embriyo gelişiminin 5.günü Trofektoderm (bebeğin eşi) biyopsisi

Bu yöntem, diğer tekniklerden daha farklıdır. 5.gün embriyosunun esas bebeği oluşturan hücrelerinden alınmaz. Bu hücrelerin yanında bulunan tutunma (trofektoderm) dokusundan elde edilen hücrelerle yapılır. Günümüzde yaygınlaşan bu yöntem ile daha fazla hücre üzerinde çalışma yapılabilir. Bu sayede tek seferde birçok hücrenin değerlendirilmesi yapılabilir. Bu sayede gebelik şansı arttırılabilir.

Trofektoderm biyopsi denilen yöntemde ise bu aşamada birçok üstünlük söz konusudur.

Bu yöntem sayesinde anne ve baba adayından aktarılabilecek genetik bilgiler, embriyodan kritik hücreler alınmadan değerlendirilebilir. İlk olarak embriyolar blastosist (5. Gün embriyosu) aşamasına kadar geldiklerinde genetik anomalliğe sahip embriyolar önemli oranda kendiliğinden elenir ve başlangıçtaki embriyoların yalnızca sınırlı bir bölümü blastosist aşamasına ulaşabilir. Gelişim aşamasında elenen ve bu aşamaya geçemeyen embriyoların genetik bozukluk taşıma riski mevcuttur.

Bunun dışında genetik tanı yöntemlerinin gelişmesi ise tüm kromozom çiftlerinin analizini sağlayan yöntemlerin (Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon – CGH gibi) kullanılması sağlıklı embriyoların daha iyi seçilmesine olanak sağlanır. Bu sayede de hamilelik oranları yükseltilir ve düşük riski düşer.

Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon yöntemi sayesince hücrede bulunan DNA miktarındaki değişiklikler tespit edilebilir. Bu sayede tüm kromozom bölgelerindeki artma ya da azalmalar tespit edilebilmektedir. Mikroçipler aracılığı ile uygulanan bu yöntemin sonuçları oldukça güvenilirdir.

Trofektoderm Biopsisi ile Daha Güvenilir Sonuçlar

Polar body ve blastomer örnekleri ile uygulanan PGD yöntemlerinde DNA’nın sınırlı olması sebebiyle PCR konusunda yanılmalar söz konusu olabilir. Trofektoderm biyopsisinde daha fazla hücre kaynağını değerlendirmek (3-7) mümkündür. Bu sayede hata riski daha azdır.

Bu yöntemin diğer avantajı ise blastokist aşamasında uygulanan biyopsi gelişimsel olarak en seçkin embriyo ile uygulanmaktadır. Bu sayede de gebelik oranları arttırılmaktadır. Bunun yanında daha az sayıda embriyo yeterli olduğunda, PGD masraflarının azalması da söz konusudur.

Read More

Tüp Bebek Merkezi Seçiminin Önemi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tüp bebek uygulamasına karar vermiş çiftlerin, tedavide başarılı olmasını etkileyen faktörlerden birisi de doğru merkez seçimidir. Çiftler belirli araştırmaları yaptıktan sonra kendilerine en uygun ve gelişmiş tüp bebek tedavi merkezlerini seçmeleri gerekmektedir. Tüp bebek merkezini seçerken çiftlerin dikkat etmeleri gereken belli başlı faktörler bulunmaktadır. Özellikle seçilecek olan tüp bebek merkezinin doktor ve uzman kadrosu, laboratuvar ortamı çok önemlidir. Merkezin tıbbi açıdan gelişmiş olması ve tüp bebek tedavisinde kullanılan en son tekniklerin hepsini kapsaması gerekmektedir. Tüp bebek merkezindeki doktorun tecrübesi tedavinin başarısını oldukça arttıran bir etkendir. Tedaviyi sürdürecek doktorun tüp bebek hakkında çok yetkin olması gerekmektedir. Aynı zamanda o merkezde daha önceden tüp bebek tedavisi görmüş çiftlerin de görüşlerine başvurulabilir. Daha önce tedavi görmüş ve başarılı olmuş çiftlerin tüp bebek merkezi hakkındaki görüşleri de çok önemli bir referanstır.

Tüp Bebek Merkezinin Kaliteli ve Gelişmiş Olması Nasıl Anlaşılır?

Çiftler tüp bebek yapmaya karar verdiklerinden sonra tedaviyi hangi merkezde olabileceklerini seçme evresi başlar. Tüp bebek merkezi seçecek çiftlerin dikkat etmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Özellikle çiftler gittikleri tüp bebek merkezlerine şu soruları yöneltebilirler. İlk olarak tüp bebek merkezi ne kadar süredir faaliyet göstermektedir ve bu merkezin doktor kadrosu ne oranda tecrübelidir? Merkez başka çiftler tarafından ne oranda tercih edilmektedir ve merkezde daha önce tüp bebek uygulaması gerçekleştirmiş çiftlerin başarılı olma oranı nedir? Bu gibi sorularla tüp bebek merkezi hakkında yeterli ölçüde bilgi sahibi olunabilir.

Tüp Bebek Tedavisi Merkezi Başarı Oranını Nasıl Etkilemektedir?

Tüp bebek tedavilerinde hiçbir merkez öncelikle hastalarına tedavide yüzde 100 başarılı olduklarına dair bir garanti vermemeleri gerekmektedir. Çünkü tüp bebek tedavilerinde başarısız olma ihtimali az da olsa vardır. Bundan dolayı hiçbir merkezin çiftlere tedavide kesin olarak başarılı oldukları dahilinde bilgi vermemeleri gerekmektedir. Tüp bebek merkezleri çiftleri her yönden özellikle de tedavinin tüm aşamaları hakkında bilgilendirmesi gerekmektedir.

Donanım olarak yetersiz, laboratuvar ortamı ve teknolojik imkanlar açısından sınırlı merkezlerin tüp bebek tedavisindeki başarı oranları çok düşüktür. Bu nedenle çiftlerin seçecekleri merkezdeki donanım ve özellikle de doktorun nitelikli ve tecrübeli olması çok önemlidir. Çiftler ile doktorun uyumu da tedavinin başarılı olmasında önemli bir etkendir. Aksi halde tüm bu özellikleri karşılayamayan merkezlere yönelinilmesi halinde çiftler hem maddi açıdan zarara hem de manevi açıdan kendilerini yıpratabilirler.

Tüp bebek merkezlerindeki doktorun tecrübesi ve ekibin profesyonelliği özellikle anne adayının yaşayabileceği stresin de önüne geçecektir. Tüp bebek tedavilerinin olumsuz yönde etkileyen unsurlardan biri de anne adayının yaşayacağı strestir. Stres özellikle embriyonun rahime tutunmamasına etki edebilmektedir. Bu yönden anne adayının doktoruna duyacağı güven stresi çok büyük oranda ortadan kaldırmaktadır. Stresin tamamen ortadan kalkması veya etkisinin en aza indirilmesine bağlı olarak tüp bebek tedavisindeki başarı oranı daha yüksek olacaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı tüp bebek tedavisine karar vermiş çiftlerin yapması gereken en önemli faktörlerin başında iyi bir tüp bebek merkezi seçimi gelmektedir.

Tüp bebek tedavisi maliyeti oldukça yüksek bir uygulamadır. Bu sebepten dolayı tedavi için çok ucuz vaatler verilen merkezlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Çünkü başarısız bir tedaviyi tekrarlamak daha da pahalıya mal olabilmektedir. Bu yüzden yukarıdaki tüm söylenenler dikkate alınmalı ve seçilecek olan tüp bebek merkezi bu kriterler göz önünde tutularak tercih edilmelidir.

Read More

Tüp Bebek Tedavisinde Doğru Bilinen Yanlışlar

Doğal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin umudu olan tüp bebek tedavisi, pek çok çiftin bebek sahibi olabilmesine yardım etmektedir. Kısırlık şikayetiyle doktora başvuranların tüm tetkikleri yapıldıktan sonra yumurtlama ve aşılama gibi diğer kısırlık tedavi yöntemlerinin işe yaramadığı durumda tüp bebek tedavisi uygulamasına başvurulur. Tüp bebek tedavisinde erkek ve kadının üreme hücreleri vücut dışındaki bir laboratuvar ortamında birleştirilip döllenir. Ardından sağlıklı ve gebeliğe uygun olan embriyolar tıbbi yöntemlerle anne aydının rahmine yerleştirilir.  Bu uygulamada başarılı bir gebelik elde edilebilme ve canlı doğum yapabilme oranı diğer kısırlık tedavilerine göre daha yüksektir. Ancak bunun için kadın ve erkeğin sağlık durumlarının tüp bebeğe uygun olması, tedaviyi yapacak olan doktorun alanında uzman ve tecrübeli olması, uygulamanın yapılacağı sağlık kurumunun da yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. Tüm bu koşullar sağlandığında başarılı bir gebelik elde edilme ihtimali yüksektir. Yeter ki tüp bebek tedavi yönteminin ne olduğu ve ne olmadığı konusunda doğru ve yeterli bilgi, bilinç sahibi olunsun.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisiyle Gebe Kalanlar 9 Ay Boyunca Yatmak Zorundadırlar

Tüp bebek tedavisi ile elde edilen gebeliklerin sağlıklı ve başarılı olma ihtimalleri, tıpkı doğal yollarla elde edilen gebeliklerdeki gibidir. Tüp bebek tedavisi doğal yolla gerçekleşen döllenmenin ve embriyonun rahme ulaşması işleminin doktorlar tarafından gerçekleştirilmesidir. Embriyonun sağlık durumunu olumsuz etkileyecek herhangi bir durum söz konusu olmamakla birlikte, hamile olan kadının sürekli yatmasının da gebelikteki başarıyı artıracağına dair bir bilgi de bulunmamaktadır.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisi Ağrılı ve Acılı Bir Süreçtir

Tüp bebek tedavisinde kadının ya da erkeğin ağrı ya da acı hissetmesine sebep olacak herhangi bir işlem uygulanmamaktadır. Gelişen tıp teknolojisinin sunduğu olanaklar sayesinde tüm tedavi süreci ağrısız, acısız geçmekte, geçmişte uygulanan iğnelerin yerini de artık haplar almaktadır.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Önemli Değildir

Üreme ile ilgili her aşamada ve tedavi yönteminde olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de özellikle kadının yaşı çok önemlidir. Zira yaş ilerledikçe üreme fonksiyonları yavaşlamakta ve kadının yumurtaları azalmaktadır. Tüp bebek tedavisi de kadının yumurtası ile erkeğin sperminin birleştirilmesi ile gerçekleştirildiğine göre kadının sağlıklı yumurta rezervi tüp bebek başarısı için hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda 40 yaşın üzerindeki kadınlarda tüp bebekle gebe kalma şansı düşükken, 45 yaşın üzerinde bu ihtimal neredeyse tamamen yok olmaktadır.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisi Çoğul Gebelik Demektir

Tüp bebek tedavisinde tek bebek ya da ikiz, üçüz gebelik elde edilme durumu tamamen transfer edilen embriyo sayısı ile ilgilidir. Ülkemizde SGK’nın belirlediği tüp bebek kriterleri bağlamında çoğul gebeliği önlemek adına 2’den fazla embriyonun tek seferde nakledilmesi zaten yasaklanmıştır. Laboratuvar ortamında döllenen yumurtalardan elde edilen embriyolardan en sağlıklı olan bir tane embriyo anne adayının rahmine yerleştirilirse çoğul gebelik olma ihtimali hiç yoktur. Ancak çoğul gebelik isteyenlere iki tane sağlıklı embriyo transfer edilebilmektedir.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisi ile Bebek Sahibi Olma İhtimali %100’dür

Tüp bebek tedavisinde gebelik elde edilme oranı, canlı doğum yapma oranından daha yüksektir. Zira gebelik döneminde yaşanan bazı aksaklıklar bebeğin anne karnındayken kaybedilmesine sebep olabilmektedir. Bununla birlikte anne adayının yaşının 40’ın üzerinde olması, yumurtalık rezervinin düşük olması, erkeğin spermlerinin kaliteli ve hareketli olmaması gibi pek çok sebep tüp bebek tedavisinde başarıyı düşürmektedir. Bu sebeple de başarının pek çok etkene bağlı olduğu tüp bebekte %100 başarıdan söz etmek mümkün değildir.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Kansere Yol Açar

Genel nüfusa kıyasla, hiç çocuğu olmamış kadınlarda, yumurtalık kanseri riski biraz daha fazla (yaklaşık 1.6 kat daha fazla) görünmektedir. Bu kadınların çoğunun aynı zamanda doğurganlık ilaçları da kullandığı düşünülürse, doğurganlık ilaçları ile bu kanser arasında bir bağlantı olabileceği hipotezi ileri sürülmüştür. Doğurganlık ilaçları ile yüksek yumurtalık riski veya IVF tedavisi ile yumurtalık kanseri riski arasında bir ilişki bulunmamıştır.

Yanlış: Yumurta Toplama Aşaması Acı Vericidir

Anestezi yumurta alımı için kullanıldığından, hastalar işlem sırasında hiçbir şey hissetmezler.

Yanlış: Kilo Gebe Kalmayı Etkilemez

Kadında vücuttaki yağ miktarı ile östrojen üretimi ve dağılımının etkilendiği bilinmektedir. Kilosu aşırı fazla ya da aşırı düşük olan kadınlar yumurtlamada oluşabilecek sorunlara bağlı olarak gebe kalmada sorun yaşayabilmektedir.

Yanlış: Tüp Bebek Tehlikeli Bir Tedavidir

Tüp bebek sanılanın aksine güvenli bir tedavi yöntemi olup yakın takip ile olası problemleri (yumurtalıkların aşırı uyarılma sendromu) minimuma indirmek mümkündür.

Yanlış: İnfertilite (Kısırlık) Sorunları Her Zaman Kadından Kaynaklanır

Bir yıl süre ile ortalama haftada 2-3 kez düzenli ilişkiye girilmesine ve herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanılmamasına rağmen gebe kalınamaması “infertilite” (kısırlık) olarak tanımlanır. Yaklaşık olarak fertilite (üreme potansiyeli) problemlerinin %40’ı kadından, %40’ı erkekten kaynaklanırken, %20 vakada ya her iki tarafta da sorun saptanmakta ya da hiçbir sorun tespit edilememektedir. Dolayısıyla infertilite (kısırlık) nedeni araştırılırken her zaman hem kadının hem erkeğin araştırılması gerekmektedir.

Yanlış: Gebe Kalmak Nasılsa Kolay, Gebeliğimi Kariyer Planlarıma Göre Yapabilirim

Bir kadının üreme kapasitesi yaş ilerledikçe azalmaktadır. Yaş ile birlikte yumurta sayısı ve kalitesi düşmektedir. Bu da kadının hormon seviyesini etkileyerek düzensiz ovülasyona (yumurtlamaya) neden olur. 35 yaşın altında her ay gebe kalma şansı %20 civarındadır. 40 yaş civarında ise bu oran %5’lere geriler ve düşük riski oranları da hızla artar. Ayrıca kadının yaşı 40 civarındayken kalan yumurtalarının yaklaşık yarısı kromozomal olarak anormal olacaktır.

Yanlış: Adetlerim Düzenli, Çabuk Gebe Kalabilirim

Düzenli adet gören kadınlarda da infertilite (kısırlık) problemi ile karşılaşabilmektedirler. Düzenli adet ovülasyon yani yumurtlamanın olduğunu belirten bir göstergedir ancak gebelik oluşmasında etkili olan başka birçok faktör de bulunmaktadır. Günümüzde her 10 çiftten birinde infertilite problemi gözlenmektedir.

Yanlış: Fazla Kilo Gebe Kalmayı Etkilemez

Bir kadının kilosu fertiliteyi (üreme potansiyelini) direkt etkileyebilen faktörlerden biridir. Kadınlarda vücuttaki yağ miktarının östrojen üretimi ve dağılımının etkilendiği bilinmektedir. Aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olan kadınlar yumurtlamada oluşabilecek sorunlara bağlı olarak gebe kalmada sorun yaşayabilmektedir. Vücut kitle endeksleri 30’un üzerinde ya da 20’nin altında olan kadınların gebe kalma olasılıkları azalmaktadır.

Yanlış: Eğer Kadın Doğum Uzmanım Beni Düzenli Olarak Muayene Eder ve Her Şeyin Yolunda Olduğunu Söylerse, Gebe Kalmakta Problem Yaşamam

Sağlığınız için kadın doğum muayenelerinizin çok önemli olmasına rağmen rutin muayeneler fertilite (üreme potansiyeli) araştırması için çok az bilgi vermektedir. Rutin kontrollerde, vajina, uterus (rahim) hacmi, yumurtalık hacmi kontrol edilmekte ayrıca Pap smear ile serviks kanseri taraması yapılmaktadır. İnfertilite (kısırlık) değerlendirmesinde ise yumurtalık rezervi, yumurta kalitesi, tüplerin açık olup olmadığı, rahim anormalliklerinin ve erkek nedenli araştırmanın yapılması söz konusudur. Kadın doğum uzmanınız konu hakkında yeterince tecrübe sahibi değilse sizi genellikle üreme üzerine uzmanlaşmış kişilere yönlendireceklerdir.

Yanlış: Bir Çocuğumuz Var, Tekrar Çocuk Sahibi Olmam Kolay

Bir grup hasta için bu durum doğru olmakla birlikte her zaman bu kural geçerli olmayacaktır. Birçok çift ikinci çocuğunu isterken zorluklarla karşılaşabilmektedir. Özellikle kadının yaşı ilk çocuktan sonra çok ilerlemişse bu durum daha sık gözlenebilmektedir.

Yanlış: Sigara İçmek Üreme Potansiyelimi Engellemez

Tüm bilimsel yayınlar sigaranın erkek ve kadın fertilitesi (üreme potansiyeli) üzerinde negatif etkisi olduğunu göstermektedir. Kadınlar için sigara içmek yumurtalıklar üzerine olumsuz etkilidir. Sigara, yumurta kaybını artırıp kalitesini düşürmektedir. Bir çok bilimsel çalışmada sigara içenlerin içmeyenler göre daha önce menopoza girdiği belirtilmiştir. Bu nedenle gebe kalmak isteyen kadınlar eğer sigara içiyorlarsa hemen bırakmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.

Yanlış: İnfertilite Uzmanına Giden Her Hasta Direk Tüp Bebek Tedavisine Alınır

Birçok fertilite kliniğinin hastaları çok hızlı tüp bebek tedavisine aldıkları doğrudur. Tüp bebek tedavisi bebek isteyen çiftler için tek alternatif olmayıp, son çare de değildir. Tedaviye başlamadan önce altta yatan nedene yönelik tanısal testlerin yapılıp, ona göre tedavinin planlanması gerekmektedir. Tanısal testler ve incelemeler yapıldıktan sonra çifte özgü tedavi planlanmalıdır. Bu şekilde hastaların birçoğu ilaçlarla yumurtalıkların uyarılması ya da aşılama işlemi gibi daha az maliyetli ve daha az invazif yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

Yanlış: Tüp Bebek En Son Tedavi Alternatifidir

Kadında her iki tüpün tıkalı olduğu ya da ileri yaşta ve şiddetli erkek faktör infertilitesinde (kısırlığında) tüp bebek tedavisi seçilecek ilk tedavi alternatifidir.

Yanlış: Tedavilerde Kullanılan Yumurtalıkları Uyarıcı İlaçlar Kalan Yumurtalarımı Bitirir

Bir kadının henüz anne karnındayken tüm yaşamı boyunca kullanabileceği yumurtaları bellidir. Bu sayının yaklaşık 7-8milyon arasında olduğu bilinmektedir. Doğduğu anda bu sayı yaklaşık 3-4 milyona, ergenlikte ise 500.000-700.000 seviyelerine inmektedir. Her ay bir grup olgun olmayan yumurta, yumurtalıklarda o ay kullanılmak ya da kaybedilmek üzere seçilir. Erken yirmili yaşlarda her ay bir kadın 15-30 yumurta kaybetmektedir. Her ay bu yumurtalardan biri dominant (baskın) olarak seçilmekte ve bu yumurta olgunlaşarak atılmakta yani yumurtlama (ovülasyon) olmaktadır. Kalan yumurta hücreleri ise bozulup atılmaktadırlar. Kadın yaşlandıkça her ay daha az yumurta mümkün olabilmekte ve siklus süreleri kısalmaya başlamaktadır. Böylece daha hızlı yumurta kaybı olmaktadır. Fertilite tedavilerinde amaç, olgun yumurta sayısını arttırmaktır, azaltmak değildir. Bununla birlikte fertilite ilaçları, vücudun kendi yumurta kapasitesini değiştirememektedir.

Yanlış: Tüp Bebek Sadece Genç Hasta Grubuna Uygulanmaktadır

Tüp bebek tedavisi kadında yumurta erkekte sperm olduğu sürece her yaş grubunda uygulanabilen bir tedavidir.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisi Hastanede Yatmayı Gerektirir

Tüp bebek tedavisinin tamamı ayaktan olup sadece yumurta toplamanın yapıldığı gün ve transfer günü hastanede kısa süreli (1-2 saat) yatış olur.

Yanlış: Tüm Tüp Bebek Merkezleri Aynıdır, O Halde Evime En Yakın Olanı Tercih Edebilirim

Tüm tüp bebek merkezleri aynı değildir. Başarı oranları tüm merkezler arasında farklılık gösterebilmektedir. Doktorların ve tüm ekibin deneyimli ve işinin ehli olmasının yanı sıra tüp bebek merkezindeki laboratuvarlar tam donanımlı ve ileri teknolojiye sahip olmalıdır. Hastalar kliniklerini seçmeden önce mutlaka araştırmalı, başvurdukları doktorun ve ekip elemanlarının her zaman ulaşılabilir olup olmadığını değerlendirmelidir.

Yanlış: Tüp Bebek Uygulaması Her Zaman Başarı İle Sonuçlanır

Tüp bebekte merkezin deneyimi, kadının yaşı, infertilite (kısırlık) nedeni, biyolojik ve hormonal birçok faktör başarıyı etkilemektedir. Tüp bebek uygulamalarında % 40 vakada gebelik elde edilebilmektedir. Canlı çocuk sahibi olma oranları ise % 30 civarındadır.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavileri Her Zaman İkiz Ya Da Üçüz Gebelikle Sonlanmaktadır

Çoğul gebelik olma olasılığı transfer edilecek embriyo sayısındaki kısıtlama ile azalmaktadır. Özellikle genç ve daha önce denemesi olmayan kadınlarda tek embriyo transferi ile çoğul gebelik riski ortadan kalkmaktadır.

Yanlış: Tüp Bebek İle Oluşan Gebeliklerde Doğumsal Anomali Sıklığı Artmaktadır

Tüp bebek gebeliklerinde doğumsal anomali (konjenital malformasyon) görülme sıklığı artmamaktadır.

Yanlış: Tüp Bebek Tedavisinde Transfer Sonrası Mutlaka Yatak İstirahati Gerekir

Transfer sonrası hayatınıza normal şekilde devam edebilirsiniz. Yapılan çalışmalar transfer sonrası yatağa bağlı kalarak güncel aktivitelerden kaçınmanın gebelik oranını arttırmayıp aksine azalttığını göstermiştir. Biz hastalarımıza transfer günü dinlenmelerini daha sonraki günlerde ise normal günlük aktivitelerine geri dönmelerini öneriyoruz.

Yanlış: Sperm Sayısı Az Olan Erkek Baba Olamaz

Azospermi hastası olan erkekler hastalığın boyutuna göre ilaç tedavisi ya da Mikro TESE operasyonuyla çocuk sahibi olabilirler.

Read More