Author medova

Vertigo Nedir?

Kişinin kendinin veya çevresindeki eşyaların dönmesi şeklinde algıladığı bir hareket illüzyonudur. Toplumuzda genç hastalarda %2 oranında görülürken 60 yaş üzerinde bu oran %20-30 lara çıkmaktadır. Hastalar sıklıkla, kendisinin yada etrafın döndüğü, dengesizlik, sabit duramama, yürümede zorluk, zeminin kayması, düşecekmiş gibi olma, itilme hissi, başta boşluk, sağa sola çekilme gibi şikayetlerle hastaneye başvurmaktadır.

Vertigonun Nedenleri?

Baş dönmesinin pek çok sebebi bulunmaktadır. Pek çok sistemik hastalığın bulgusu olabilir.

  • Hipertansiyon
  • Hipotansiyon
  • Diabet
  • Kolesterol, trigileserid yüksekikleri
  • Guatr (Hipertroidi, hipotroidi)
  • Vitamin B12 eksikliği

Vertigo santral ve periferik olmak üzere ikiye ayrılır.

Periferik Vertigo

İç kulaktaki denge organlarımızdaki problemler, orta kulak problemleri periferik vertigoya yol açar.

Periferik Vertigo Nedenleri

BPPV (Pozisyonel Vertigo): İç kulaktaki denge organlarımızda yer alan kristallerin yerinden oynaması sonrası ortaya çıkan baş dönmesidir. Ani baş hareketleriyle ortaya çıkan kısa süreli baş dönme ataklarına yol açar. Manevra tedavisinden %90 fayda görmektir.

Menier Hastalığı: İç kulak sıvısındaki basınç artışına bağlı olarak ataklar halinde ortaya çıkan, saatlerce süren baş dönmesi, bulantı-kusmaya neden olan bir rahatsızlıktır. Ataklar öncesinde kulakta dolgunluk uğultu problemine yol açabilir. Giderek artan işitme kaybına neden olabilir. Tedavisi öncelikle medikal olmakla beraber ileri olgularda cerrahide uygulanabilir.

Vestibüler Nörinit: Sıklıkla geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası işitme sirinin iltihaplanması nedeniyle ortaya çıkar. Şiddetli baş dönmesi şikayeti olup medikal tedaviden oldukça fayda görmektedir.

Perilenf Fistülü: İç kulak sıvısının orta kulağa kaçması sonrası ortaya çıkan baş dönmesi ve işitme kaybı problemidir. Sıklıkla orta kulak enfeksiyonu, özellikle koleteatomaya bağlı kemik bölgede oluşan harabiyetler yada travma sonucu ortaya çıkar. Tedavisi cerrahidir.

Labirentit: İç kulak enfeksiyonu sonucu ortay çıkan baş dönmesi ve işitme kaybı problemidir. Sıklıkla viral enfeksiyonlara bağlı gelişir. Baş dönmesi şiddetli olduğu için hastaneye yatırılarak medikal tedavi uygulanır. Baş dönmesi 3-4 hafta içerisinde düzelir. Ancak genellikle işitme kaybı kalıcı olur.

Santral Vertigo

Beyin, beyincik (Serbellum) ve beyin sapı bölgelerinde ortaya çıkan problemlere bağlı ortaya çıkan vertigodur.

Serebro Vasküler Olaylar (İNME): Beyne kan akımının azalması (iskemi) ya da beyin kanaması durumlarına inme olarak bilinmektedir. Bu hastalarda baş dönmesi ve dengesizlik dışında, kısmi ya da tam felçler, konuşma bozuklukları, görme bozuklukları görülebilir.

Ani başlangıçlı bulantı kusma ve baş dönmesiyle birlikte ağız çevresinde keçeleşme, yürümede güçlük, konuşma bozukluğu, çift görme gibi bulgular beyin sapı iskemisine ya da kanamasına bağlı olabilir.

Vestibüler Migren: Migren ve vertigo birlikteliği oldukça sık görülen bir problemdir. Vestibüler migrende görülen baş dönmeleri genellikle birkaç dakika ile sınırlıdır. Ancak bazen günlerce de sürebilir. Baş dönmeleri genellikle başın ani hareketleri sırasında görülür. Baş ağrıları baş dönmesi atağından hemen önce, atak sırasında ya da ataktan hemen sonra görülebilir.

Multiple Skleroz: Genellikle genç erişkinlerde ve kadınlarda daha sık görülür. Sinirlerin etrafını saran miyelin kılıfın hasarıyla seyreden bir hastalıktır. Yürüme bozukluğu ve baş dönmesi hastalığın tüm evrelerinde sık karşılaşılan bir semptomdur. Baş dönmesi bazen hastalığın ilk belirtisi olabilir. Hastalık başlangıçta ataklar ve remisyonlarla karakterize iken tekrarlayan ataklar sonrası kalıcı hasarlar gelişir.

Araç Tutması (Taşıt Tutması)

Araç hareket halinde iken ortaya çıkan ciddi baş dönemsi, bulantı kusma hadisesidir. Kişilerin yaşam kalitesi oldukça bozan bir problemdir. Gözden giden uyarılarla kulaktan gelen uyarıların uyumsuzluğu sonucu ortaya çıkar.

Araç Tutmasını Önlemek İçin Neler Yapabiliriz?

  • Arabada, arka koltuk yerine ön koltukta oturun ve arabanın gittiği yöne bakın.
  • Gemide güverteye çıkıp ufka bakın.
  • Uçakta pencere kenarına oturup dışarıyı seyredin.
  • Yine uçakta hareketin en az algılandığı kanat üstünü tercih edin.
  • Koltuklarınızı gidiş yönüne ters yönünde olmamasına dikkat edin ve yolculuk sırasında kitap okumayın, bilgisayar tablet, telefon gibi cihazları kullanmayın.
  • Ağır kokulardan, baharatlı yiyeceklerden uzak durun.

Tedavide önerilerin yetmediği durumlarda yolculuk öncesi bazı ilaçlar önerilebilir. Bunun yanı sıra rehabilitasyonda uygulanabilir.

Yaşlılığa Bağlı Baş Dönmesi

Yaşlılıkta oluşan birçok değişiklik gibi işitme ve dengeyi sağlayan sistemlerde de zayıflamalar olur. Bunun yanında görmede azalma, bulanık görüş, kas ve eklemlerden gelen uyarılardaki zayıflamalar da beyne giden bilginin azalmasına yol açarak baş dönmelerine ve denge kayıplarına neden olabilir. Bu durum özellikle ev içi kazlarına, düşmelere yol açabilir. Bunu engellemek için medikal tedavilerden ve rehabilitasyon egzersizlerinden faydalanılabilir.

Denge Testleri

Vertigo şikayeti ile başvuran hastanın tanı ve değerlendirilmesinde kullanılan bazı testler vardır. Bu testler bize hastalığın sebeplerini belirlenmede yardımcı olmaktadır. Böylece doğru tanı ve tedavi uygulamamızı sağlamaktadır.

  • Videonistagmografi (Vng)
  • Kalorik Test
  • Video Head Impulse Test (Vhit)
  • Vestibüler Uyarılmış Miyojenik Potansiyeller (Vemp)
  • Dinamik Posturografi
Read More


Öksürünce ve Hapşırınca İdrar Kaçırma Sorununa Çözüm

 

İdrar Kaçırma Tedavisinde Son Teknoloji: Femilift Lazer

İdrar kaçırma istemsiz olarak idrar tutmama halidir. Bu durum başta sosyal ve hijyenik birçok probleme neden olmaktadır. Başlıca iki çeşit idrar kaçırma mevcuttur.

Birincisi; mesane kasılma bozukluğundan kaynaklanan ani sıkışma, sık tuvalete gitme ve yetişemeden idrar kaçırma durumudur. İkincisi ise öksürme, hapşırma, ıkınma ve gülme gibi karın içi basıncı artıran hallerde ortaya çıkan, idrar tutucu kslarındaki yetersizlikten kaynaklanan stres idrar kaçırma durumudur. Bunları her ikisinin bir arada olmasına karışık tipte idrar kaçırma denir.

 

Femilift Lazer İle Yaşam Kalitenizi Artırın

Doğum, kilo alıp verme, hormonal dalgalanmalar gibi değişiklikler vajinal dokuya, pelvik tabana, vajinal mukozaya zarar verir. Bu fizyolojik değişimler, zamanla stres üriner inkontinans (idrar kaçırma) gibi kadınların yaşam kalitesini ve kendilerine güvenlerini etkileyen sorunlara yol açar.

İdrar Kaçırma Tedavisinde Femilift Lazer Uygulaması

Kadınlarda idrar kaçırma tedavisinde FemiLift Lazer uygulaması ile ameliyatsız – dikişsiz- kanamasız-ağrısız olarak tedavi olmak mümkündür. Cilt ve cilt altı dokuda oluşturduğu termal ve ablasyon etkisiyle dokularda yenilenme ve sıkılaşma sağlar.

FemiLift Lazer uygulaması hafif ve orta şiddetteki stres ve karışık tip idrar kaçırmada;

  • Etkili bir tedavi yöntemidir,
  • Hijyenik uygulama imkânı sağlar,
  • Hızlı sonuç alınma imkânı sağlar,
  • Pratik uygulama mevcuttur,
  • Kesintisiz ve kalıcı tedavi imkânı mevcuttur.

İdrar Kaçırma Tedavisi Lazerle Nasıl Yapılır?

Lazer yoluyla gerçekleştirilen idrar kaçırma tedavilerinde, hastaların gündelik ve sosyal yaşantıları olumsuz yönde etkilenmeden, hızlı ve pratik bir tedavi sağlanabilmektedir.

Ürojinekolojide, son yıllarda daha sık uygulanmaya başlayan lazerle idrar kaçırma yöntemleri;

  • Orta ve hafif derecedeki stres kaynaklı öksürme, hapşırma gibi stres kaynaklı idrar kaçırmaların,
  • Karışık tip idrar kaçırmaların tedavilerinde uygulanabilmektedir.

Lazerle idrar kaçırma uygulamalarında, herhangi bir kesi uygulanmamaktadır. Kesi uygulanmaması sebebiyle, herhangi bir ağrı oluşumu ortaya çıkmamakta, dolayısıyla hastaya anestezi uygulanması gerekmemektedir. Ameliyatsız, kesi ve dikiş söz konusu olmadan gerçekleştirilen lazerle idrar kaçırma tedavilerinde, ayakta ve hızlı şekilde uygulanabilmektedir.

Lazerle idrar kaçırma tedavisinde, öncelikli olarak hasta, jinekolojik muayene masasına alınmakta ve kullanılan özel bir spekulum ile hastaya pozisyon verilmektedir.

Uygulanacak lazer foto termal etki ile kolajen dokuların üretimi arttırılmakta ve bu dokuların üretimi arttırılarak idrar torbasını yerinde tutan, aynı zamanda destekleyen vajen ve pelvik kaslarda sıkılaşma sağlanmaktadır. Böylece idrar kaçırma şikayetleri tedavi edilmektedir.

Lazerle idrar kaçırma tedavileri, en fazla 20-25 dakika süren işlemlerdir. Genellikle 1 ile 3 seansta netice alınmaktadır. Seans aralığı 4-6 haftadır. Aynı zamanda lazer idrar kaçırma tedavileriyle, vajinal sıkılaşma ve kuruluğun azalmasından dolayı hastanın cinsel hayatında da normale dönme sağlanmaktadır.

Üroloji ve Kadın Hastalıkları branşlarında gerçekleştirilen idrar kaçırma tedavilerinde, hastaların gündelik ve sosyal yaşantıları olumsuz yönde etkilenmeden, hızlı ve pratik bir tedavi sağlanabilmektedir.

Read More

Vajinismus Nedir?

Vajina girişindeki kasların istemsizce kasılması sonucu cinsel birlikteliğin gerçekleşememesine verilen isimdir. Vajinismus, ilk geceden itibaren çiftler için büyük bir sorun olabilmekle beraber her cinsel birleşememe durumu da vajinismus olarak görülmemelidir.

Vajinismusta sorun vajina girişini çevreleyen kasların tamamen istemsiz bir şekilde kasılması sonucunda penisin vajinaya girememesidir ve bu durum cinsel birliktelik arzulanıyor olsa dahi ortaya çıkabilir.

Vajinismus Nedenleri?

Öncelikle vajinismusun isteğe bağlı olmadığının çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Vajinismusun temelinde yatan neden genellikle tam olarak tespit edilememekle beraber aşağıdaki durumlar vajinismusa neden olabilir:

  • Cinsel taciz veya istismara uğramış olmak veya böyle bir duruma tanık olmak
  • Vajinal mantar enfeksiyonları
  • Travmatik doğum veya jinekolojik işlem öyküsü
  • Genel anksiyete
  • İlk cinsel ilişkinin aşırı ağrılı olacağı inancı
  • Fiziksel travma (cinsel travma olmaksızın)
  • Stres
  • Vulvar vestibülit denilen, klinik olarak net bulgular vermeyen ancak birleşme esnasında ağrıya neden olabilecek durumlar
  • Aile içi şiddete maruz kalmak
  • Eşler arası güven kaybı
  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Cinsel olarak yetersiz olma hissi

Vajinismus Hastası Tüp Bebek Yaptırabilir mi?

Vajinismus hastaları kısırlık için uygulanan tedavi yöntemleri ile gebe kalabilirler. Vajinismus hastaları tüp bebek, mikroenjeksiyon ve aşılama gibi kısırlık tedavilerini deneme yoluna gidebilirler.

Günümüzde bireye ve çifte özgü, bilimsel ve etik vajinismus tedavi yöntemleri sayesinde kalıcı şekilde ve kesin çözümlere ulaşılmaktadır. Vajinismus tedavisi sonrasında kadınlar normal bir cinsel ilişki yaşayarak gebe kalabilirler. Aynı zamanda arzu edilmesi durumunda tüp bebek tedavisi de uygulanabilmektedir.

Read More

Rotator Cuff Yırtıkları Nasıl Oluşur? 

Omuz anatomik olarak çok geniş hareket açıklığı, zayıf eklem teması, bu zayıf teması desteklemek ve hareket açıklığını sağlamak için yer alan kıkırdak ve tendon destekleriyle vücudun en karmaşık eklemidir. Bu eklem ileri yüklenmelere maruz kalır. 40 yaş üzerinde omuz ağrısı nedenlerinin en önemli nedenlerinden biri rotator cuff yırtıklarıdır. Rotator cuff, humerus (üst kol kemiği) kemiğinin üst ucundaki omuz eklemini yapan baş kısmını çepeçevre saran adele-tendon bir yapıdır. Omuz eklemini yerinde tutar ve omuzun içe-dışa dönüş hareketlerini yaptırır. Rotator manşet yırtığı gençlerde ve sporcularda ani bir harekette oluşan yaralanma ile oluşabileceği gibi, zaman içinde tekrarlayıcı kolun baş seviyesinin üzerindeki hareketlerde zamanla gelişebilir.

Rotator Cuff Yırtığında Bulgular

  • Başüstü hareketlerde daha fazla olmak üzere tekrarlayıcı, devamlı omuz ağrısı
  • Gece ağrısı. Bu ağrı ağrıyan taraf üzerine yatmayı engeller.
  • Adele güçsüzlüğü. Özellikle kolu kaldırmaya çalışırken hissedilir.
  • Omuz hareketleri sırasında tıkırtılar , klik sesleri gelmesi.
  • Omuz hareketlerinde kısıtlılık.
  • Genellikle hastanın ağırlıklı kullandığı kolunda olur.
  • Hastalar rahatsızlığın başlamasına neden olduğunu düşündükleri bir olay tanımlarlar.

Rotator Manşet Yırtıklarında Risk Faktörleri

  • Tekrarlayıcı başüzeri hareketler. Fırlatma sporları, tavan boyama gibi
  • Aşırı güç, düşme gibi
  • Yaşlanmaya bağlı dejenerasyon.
  • Rotator maşetin bulunduğu aralıkta daralma. (omuz anatomisine bakınız)
  • Rotator manşetin akromion denilen (omuz anatomisine bakınız) çıkıntının altındaki yüzey tarafından zedelenmesi

Rotator Manşet Yırtıklarının Cerrahi Olmayan Tedavileri Nelerdir?

Rotator manşet yırtıkları ameliyatsız kendi kendine iyileşmez, ancak birçok hasta omuz kaslarını güçlendirerek ameliyatsız tedavi ile fonksiyonel olarak iyileşebilir ve ağrıyı azaltabilir. Sadece bir yırtık olması, mutlaka bir ameliyat gerekli olduğu anlamına gelmez. Durumun iyileşmesi bir yıl kadar sürebilir.

Omzun iyileşmesi için zaman tanımak gerekir. Kol askısı ve dinlenme ile tedavi süreci desteklenmelidir. Kolla yapılan rutin faaliyetler azaltılmalı ya da durdurulmalı, spor, egzersiz gibi zorlayıcı hareketler ırakılmalıdır.

  • Ağrı ve şişmeyi en aza indirmek için medikal tedaviler,
  • Güçlendirme ve germe egzersizleri için fizik tedavi,
  • Ağrı ve şişliği hafifletmek için enjeksiyonları.

Rotator Manşet Yırtıklarının Cerrahi Tedavileri Nelerdir?

Tam bir yırtılma söz konusu ise veya cerrahi olmayan tedaviler kısmi yırtılmaya yardımcı olmadıysa, iş ve spor gibi günlük akışı olumsuz etkileniyorsa tedavi planı içerisinde ameliyat ön görülebilir.

Bazı yırtıklar için yırtığın boyutu ve/veya hastanın yaşı nedeniyle onarılamaz ise ters omuz replasmanı, tendon transferi veya onarım yapılmadan skar dokusunun debridmanını gerekebilir.

Ameliyattan sonra dört ila altı hafta arasında kolu hareketsiz hale getirmek için bir askı kullanılması uygundur ve cerrahi uygulama fizik tedavi ile desteklenir. Çoğu insan, ameliyattan sonra dört ila altı ay içinde omuz fonksiyonunu ve gücünü geri kazanır, ancak tam iyileşme 12-18 ay kadar sürebilir.

Read More

Obezite Cerrahisi

Obezite tüm dünyada giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi bir kronik hastalık olarak tanımlamaktadır.

Obezite en sık Meksika, ABD, Yunanistan ve İtalya’da görülmekle birlikte bölgesel olarak Akdeniz Bölgesi’nde daha yüksek oranda görülmektedir. Ülkemizde de obezite %30’lar düzeyine çıkarak son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. Pandemi döneminde alınan tedbirler kapsamında olan kapanma dönemlerinde obezitenin arttığına dair veriler mevcuttur.

Bireyin beklenen kilosundan %20 daha fazla kiloya sahip olmak olarak tanımlanan obezitede vücut kitle indeksinin 30’un üzerine çıkması sınır kabul edilmektedir. Obezite başlı başına önemli bir sağlık sorunu olmanın yanı sıra birçok kronik hastalığın da başlatıcısı durumundadır ve daha ağır seyretmesine neden olmaktadır. Bu hastalıkların başında kronik kalp hastalıkları, kalp krizi, Tip 2 diyabet, safra kesesi ve safra yolları hastalıkları, kanser artışı, kısırlık, ani ölümler, uyku apnesi, solunum yolları hastalıkları, kalça ve diz eklemi hastalıkları gelmektedir.

Obeziteye bağlı olarak kalp hastalıkları ve diyabette önemli artışlar olmaktadır. Bu kronik hastalıklar hem yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte hem de tedavi maliyetlerini artırmaktadır.

Düzenli ve sağlıklı bir şekilde kilo verilmesi obezitenin neden olduğu hastalıkların iyileşmesine ve sorunların ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Obezite tedavisinde her zaman öncelik egzersiz ve ilaçların ön plana çıktığı medikal yöntemlere verilmelidir. Ancak bu yöntemlerin başarısı sınırlıdır ve hastalar kısa süre içinde verdikleri kiloları geri almaktadırlar.

Obezite Tedavisinde Etkili ve Kalıcı Yöntem: Cerrahi

Obezitede en etkili ve kalıcı kilo verme yönteminin cerrahi olduğu tüm dünyada kabul görmektedir. Obezite tedavisi için 1950’lerden bu yana çok çeşitli cerrahi yöntemler geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Gelişen cerrahi teknolojinin de katkısıyla yeni yeni cerrahi yöntemler tanımlanmakta ve uygulanmaktadır.

Obezite cerrahisi ülkemizde çok sayıda Genel Cerrahi Uzmanı tarafından başarıyla gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz bu konuda dünyada önemli bir merkez haline gelmiştir. Ancak bu ameliyatların yaygınlık kazanmasıyla çeşitli olumsuzluklar da yaşanmaya başlamıştır.

Yaşanan bu olumsuzlukların önüne geçmek için sağlık bakanlığı gerekli çalışmaları başlatmış ve bu konuda bazı kararlar almıştır. Bu kararlar çerçevesinde VKİ 40’ın üstünde olan veya VKİ 35’in üstünde olup yandaş hastalığı olan bireylerin ameliyat edilmelerinin uygun olduğu belirtilmiştir. Ayrıca teknik alt yapısı ve deneyimli cerrahların olduğu merkezlerde ameliyatların yapılmasına izin verilmiştir.

Obezite cerrahisi çok dikkat edilmesi gereken ameliyat öncesi ve sonrası süreçleri içerir. Bizatihi obezitenin kendisi ameliyat risklerini artırmaktadır. Bu risklere karmaşık bariatrik cerrahi işlemlerin eklenmesiyle oluşan artmış riskli durum çok dikkatli ve bilinçli bir hasta seçimini, operasyon öncesi hazırlığı ve operasyon sonrası düzenli takibi gerekli kılmaktadır. Hastaların bu konularda yeterli deneyime ve donanıma sahip merkezlerde ameliyat olmaları hem operatif sorunların hem de obeziteye bağlı sağlık sorunlarının azaltılması ve ortadan kaldırılmasında etkili olacaktır.

Her zamanki gibi obezitenin en iyi tedavisi obez olmamaktır. Tüm obezlere ve obezite ilişkili hastalığı olanlara sağlıklı günler dileriz.

 

Read More